Yeni Kız

~1~

Multimedya: Hira :)

Yine her sabah olduğu gibi hayata söverek uyandım. Bugün yeni okulum olan Keskin Lises'ne gidecektim ama her zaman ki gibi hiç heyecanlı değildim. Kim bi okula gideceği için heyecanlanır ki? Bunları düşünürken bir yandan da söverek banyoya ilerledim. Rutin işlerimi hallettikten sonra şarkı mırıldanarak ve seke seke aşağı inerken son üç nerdiveni düşerek inmeme rağmen bozuntuya vermedim ama biraz böğürmüş olabilirim. Evet biraz. Aşagı inip mutfağa girdiğimde her zaman ki gibi annem kahvaltıyı hazırlayıp gitmişti işe. Annem bir psikiyatrist ama babam annemin mesleğini hiç bir zaman sevmedi. Babam ise işadamı. Ben de mimar olmak istiyorum, annem de babam da benim avukat olmamı istiyorlar ama bu benim pek de umrumda değil. Telefonumdan bir şarkı açıp masaya oturdum ve hunharca yemeğimi yedikten sonra masayı tabii ki toplamadan geri odama çıktım. Okula elbette ki formayla giteyecektim. Zaten araştırdığım kadarıyla bu okulda pek disiplin yoktu. Bunun da verdiği rahatlıkla siyah zımbalı şort (siyah file çorap da var) üzerine kırmızı siyah ekoseli bir t-shirt, siyah spor ayakkabı giydim. Saçlarıma hafif dalga verdim. Biraz ruj ve eyeliner sürüp siyah zımbalı çantamı da omzumdan sarkıtıp evden çıktım.
Otoparktaki erkek topluluğuna göz ucuyla bile bakmadan arabama doğru yürüyordum ki arkamdan gelen seslere dayanamayıp arkamı döndüm. Aslında hepsi de çok yakışıklılardı ama bu umrumda bile değildi. Aralarından biri "Biz bırakalım istersen canım ne dersin?" dedi. Bakışlarımı konuşan çoçuğa yönelttim ve "Siktir git derim" dedim. Yanındakiler arkadaşlarına gülerken çocuk bu duruma sinirlenmiş olacak ki çene kasları kasıldı. "Bu ne biçim kız lan? Deli misin kızım sen?" diye çıkışınca ellerim titremeye başladı sanırım ufak çaplı bur sinir krizi geçiriyordum. Neden böyle oldu ki şimdi. Tabi ya sabah ilaçlarımı almamıştım. Bu olayın kötüye gittiğini farkedip arkamı dönüp arabamın kapısı açtım. Tam biniyordum ki topluluktaki çocuklardan biri "Murat oğlum korkuttun yavru ceylanı" dedi ve gülüştüler. Buna dayanamayıp hızlı adımlarla oğlanların yanına gittim ve adının Murat olduğunu öğrendiğim çocuğa ve o diğer konuşan salağa sağlam birer yumruk atıp tekrar arabama doğru adımladım. Gözümü yerden ayırmıyordum ta ki bir el bileğimi kavrayıncaya kadar. Hızla arkamı döndüm "Ne var lan!" diye bağırdım. Tam boşta olan elimi yumruk yapıp kaldırmıştım ki arkamdan gelen elle çocuk yere yığıldı. Arkamdaki eli merak edip arkamı döndüm ve çok yakışıklı bir çocukla karşılaştım ama tabii ki teşekkür falan etmedim. Arabama bindim ve hemen bir şarkı açtım. Gaza basarak ilerledim.

------ ------

Okulun önündeki bana bakan topluluklara aldırış etmeden giriş kapısının önünde duran muhtemelen 9.sınıf olan bir kıza müdürün odasını sordum. Cevabımı aldıktan sonra her zaman ki gibi teşekkür etmeden okulun içine girdim. Kızın tarif ettiği odaya kapıyı dahi çalmadan direkt girdim. Masada oturan orta yaşlarda hafif kilolu ama karizmatik adam beni görünce ayaklandı ve "Hira?" dedi sorarcasına "Evet benim. Sınıfımı öğrenicektim" dedim. "Hiracığım baban Semih Bey özellikle sessiz sakin bir sınıfa gitmeni rica etti ama maalesef ki bir tek okulun en haylaz sınıfınfa boşluk var. Ama eğer istemezsen" derken sözünü kestim "Hayır sorun olmaz. Babama söylemem.Hangi sınıf?" dedim. "12\F" cevabını alır almaz hiç bir şey söylemeden odadan çıktım. Şimdi bide 12\F'yi mi arayacaktım. Off. Neyse ki koridorda bir kaç öğrenci vardı. Birinin yanına yaklasıp direkt konuya girerek " 12\F nerede?" dedim. Karşımda duran uzun boylu ama 10. Ya da 9.sınıfta olduğunu düşündüğüm çocuk "Yeni misin?" dedi. Sorursunu es geçip sesimi biraz daha yükselterek "12\F nerede?" dememle koridordaki tüm gözler bana çevrildi. Karşımdaki çocuk "Üst katta koridorun en sonundaki sınıf" dedi. Cevap vermeden merdivenlere yöneldim. Koridordaki gözlerin hâla üzerimde olduğunu hissetmemle arkama dönerek "Ne bakıyorsunuz lan!" diye bağırmamla herkes gözlerine önüne çevirdi. Zaten muhtemelen koridordaki herkes 9 ya da 10. Sınıftı.