*Eğer tanıtımı okumadıysanız bence okuyun çünkü ben hem tanıtımın içinde bir de hikayenin başını vermiş gibi oldum eğer okuduysaniz başlayalım*
Evet şimdi arkamdaki yakışıklı ama tam bir odun olan adama karşi kendimi savunmaya geçsem tamamen haksız yere kendini savunanlardan olucaktım ama o da tam taş kalpli çıktı ha ne olmuş sanki iki dakika izin versen de yer deyişsek süremiycem daha fazla diyorum Allah Allah
Ama ben ona yer değiştireceğimizi bile söylememiştim ki daha belki söyleseydim şu an bana pis pis bakmazdı.Tam söyliyeceğim anda
-Ya biliyodum yakışıklı olduğumu ama bu kadar da bakma kafa yapar şimdi.
Ne olmuş sanki egosu tavan yapmış resmen.Ama gülmek ona çok yakışıyordu açıkçası.
-Özür dilerim ama kendini ne sanıyorsun topçu popçu falan mı?
Hafif bir tebessüm etti ve ardından
-Benden olmaz mı topcu popcu falan ?
-Banane ya senin topçuluğundan popculuğundan .
-Ve ayrıca tam bir odunsun sevgiline acıdım şimdi yazık senin gibi bir odunla uğraşmak zor olsa gerek.Ayrıca durmamızın sebebi sürücü değiştirmekti yani bir dakika daha otursaydım bu koltukta, kaza yapardım ve muhtemelen arkamızda olurdun ve senin hayatında tehlikeye girerdi.Yani anlayacağın teh bizim hatımızı t değil senin hayatınıda tehlikeden kurtarıyorum yine de yaranamıyorum.Azra sende geç bari de sür bey efendiyi daha fazla meşgul etmeyelim.
- Birincisi benim sevgilim falan yok yani kahrımı çekicek tek asistanım var sağ olsun o da pek sızlanmaz.Ama ben asıl senin sevgiline acıyorum yazık senin çenenden çektiği ne kim bilir.
-Merak etme acıyacağın biri yok zaten.
Bunu neden dedim yani neden sevgilimin olmadığını ima etmeye çalıştım bilmiyorum ama bu bu bu ...
Bu kimdi acaba ????
Daha ismini bile bilmiyordum daha yeni tartışdığım kişinin zaten umrumda değildi de neyse ya banane ama deniz mavisi gözleri vardi mas mavi
Arabaya bindiğimde Azra'nın resmen şok geçirmek üzeri olduğunu gördüm Senem ise uyuyordu.Bu durum beni mutlu etmişti yani Senem'in uyuması.
-Kızım sen delirdin mi?Hem suçlusun hem güçlü ama o çocuk kadar yakışıklı bir çocuğu niye kuban ettin ki yazık iki saatttir senin çeneni dinliyor.
-Yani sen beni değil onu mu haklı buluyorsun?Bravo sana ya kaç yıllık arkadaşını sattın ya helal sana.
-Ama Erva ben senin yerinde olsam özür diler birde ismini sorardım.Yani bir de sevgilisi yokmuş zaten karizma akıyor.Gözleri mas mavi saçları kumral teni buğday daha ne iştiyorsun.
- Tamam Azra tamam sus bitti gitti sende artık sür şu arabayı.
Yol boyu son ses müzik dinledim bir de dikiz aynasından arkamdaki oduna baktım bizi mi takip ediyordu bu yada bizim yazliğın oralarda biyere mi gidiyordu.
Ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadan gelmiştik .
Arabadan inip bagaja doğru gittim arkamizdaki deniz gözlü yokdu. Daha doğrusu yanımızda duran yazlığın önüne park etmişti arabasını.Acaba orda mı kalacaktı.Eğer kalacaksa bir özür dileyebilirdim BELKİ.
Ne diyordum ben ya asıl o özür dilesin o suçlu bir bayana böyle davranmaması gerekiyordu.
Neyse diyip eve girmek istedim,hepimiz kapının önündeydik ama akıllı ben anahtarı arabada unutmuştum arabaya doğrü yürümeye başladım.Çantamı alıp içindeki anahtari bulmaya çalıştım ve buldum.
Eve girdiğimizde kendime bir oda seçtim güzel bir odaydı. Yazlık zaten denize sıfır kilometreydi.Benim odamda tam denizin karşısındaydi keşke daha önce gelseydim buraya ama bizim böyle bir yazlığımız olup olmadını bile bilmiyordum . Bundan sonrada zaten tek yazın gelebilirdim artık bir mimardım mesleğine başlayacaktım eylül ayında.Tabiki babamın şirketinde başlayacakdım ise babam beni asla başka bir şirkette çalişdirmazdı zaten. Babam ve annem mimar olmamı istemişlerdi ve olmuşdum da.Annem ve babam hâlâ çalışıyorlardı.Alışmışlar o sıkıcı işe ama ben mimarlık gibi bir meslekte hiç de mutsuz olucağımı sanmadığım için seçmiştim zaten. İzmir'de tek başıma bir evde yaşamaya başlayacaktım bu yıl belki işim sıkıcı olmasada evim sıkıcı olacaktı.Tek başıma ama olsun ben zaten günün çoğunü okulda geçirirdim herhalde gideceğim okul bir ortaokul oduğu için sık sık etkinlikler düzenlemeyi düşünüyordum.O sırada telefonumdan ses geldi evet biri mesaj atmıştı ama kim aslında hiç de umrumda değildi.Birden sıcak bastı beni camın açmak için ayağa kalktım hafif başım döndü birden ayağa kalkınca hep böyle oludu ve en hoşlanmadığım şeylerden birydi. Camı açtıktan sonra kendimi yatağa attimve kendimi uykuya teslim ettim.
Uyandığımda akşam üstü olmak üzeriydi ben kendimi gayet dinç hissediyordum kalkip üstümü değiştirdim ,denize girmek için hazırdım böyle bir yerde insan günde en az üç kez denize girerdi ya resmen cennet.İzmirde de deniz vardi ama sakin değildi burda tek ben vardim istediğim zaman girer ve kimsenin sesini dinlemeden güneşlenebilirdim.Ve tabi yandaki deniz gözlü var bir de.
Havlumu alıp aşağı indim Senem ve Azra uyuyorlardı. Ben dolapta bişey olmadığını bile bile açtım dolabi bunun üstüne yakınlarda market aramaya başladım. Şansıma vardı hemde on dakika yürüyerek ulaşabileceğim bir yerde. Markete girip bol bol çikolata olmak üzeri temel ihtiyaçları almaya başladım ama unuttuğum bir şey vardı araba ile gelmemiştim.İ an gerçekten aklıma gelmemişti ama yürümeye başladığımda gerçekten çok ağır olduklarının farkına vardım.Arkandan bir el dokundu omzuma kafamı çevirdiğimde deniz gözlüyü gördüm.
-İstersen yardım ediyim hem özür yerine geçer belki seni kırdım sanırım.
Şaşkınlık diz boyu inanamıyordum.
-Saol gerek yok zaten on dakikalık yol sonuçta taşıyabilirim.
(★ile başlayan cümlelerde iç ses konuşuyor.)★ Yalan asla taşıyamazsın o ağırlıklarla on dakikalık yolu bir saat yaparsın denizi falanda untursun artık
İç ses sus ilk teklifte evet denir mi ikincide düşüncez artık.
-Tamam taşırsın ama en azından özür yerine geçmesi için ben taşıyım
-Tamam
Dedim hafif bir tebessüm edip elimdeki poşetleri alıp yere bıraktı."Ben Deniz" elimi uzatıp "Bende Açelya"daha sonra yerdki poşetleri alıp yürümeye başladı tabi bende arkasından.Konuşmayı ilk o başlatti "tatil için mi geldiniz?"kafamı sallayarak"Evet"dedim."Sen?"niye sorduğumu bile bilmiyordum merak ettim ve azımdan çıktı işte."Bende kafa dinlemeye geliyorum bir hafta kalıp gidiyorum.Siz ne zaman gidiyorsunuz".
"Bir hafta sonra"dedim hafif bir tebessüm ile ondan sonra ona baktığımı farketmiş olaca o da gözlerimin içine baktı o an gözlerimi çekmek istemedim. O da istememiş olacak ki birkaç saniye birbirimize baktık ondan sonra ilk gözlerini çeken ben oldum.Az kalmıştı bir iki dakika sonra eve gelmiş olurduk ama bu soruyu sormadan yol bitsin istememiştim.
- Normalde hangi şehirde yaşıyorsun?★Evet Erva günün saçmalama rekoru sende pat diye sorulur mu hiç.
-İzmirde yaşıyorum peki ya sen peki ya sen?
-Bende İzmir'de yaşayacağım okulum bu sene bitti babamgilin yanına dönüyorum.
-Meslek ?
-Mimarlık okdum bu sene babamın sirketinde çalışacağım.Peki ya sen?
–Bende Haluk Ömrü'nün sirketinde yönetimle ilgileniyorum.Hafif değildi bu seferki tebessümü hatta tebessüm bile etmiyordu şu an bildiğimiz sevimli bir şekilde gülüyordu.Gülüşüne hayran kalmıştım.
–O Haluk Bey benim babam olur.İzmirde bir tane sirketi var desene aynı sirkette çalışacagız.
Kalbim pır pır ediyordu şu an ikimiz de babamın şirketinde çalışıcaz. Yaşasınnnn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALANCISIN AŞIĞIM
ChickLitTesadüf eseri yolda karşılaşıp tam bir hafta boyu aynı ortamda birlikte kalıyorlar bir süre sonra aynı ortamda çalışacaklarını öğreniyorlar. İşte asıl macera şimdi başlıyor.Hayat onların karşısına ne gibi engeller çıkaracak nasìl karşı koyacaklar bu...