Çıkış kapısında bahçe duvarına yaslanmış Mark ve Youngjae yi bekliyoduk.Uykum vardı bu yüzden gözümü kapattım.
Daehyun birden çığırdığında korkmuştum.Dengemi kaybetmiş ne olduğunu anlamadan yere düşücekken biri beni tutmuş kendine yaslamıştı.Gözlerimi bikaç kere açıp kapattım.Sonunda kafamı beni tutan kişiye bakmak için kaldırdığımda bu kişinin Mark olduğunu görmemle kendimi geri çektim.Ki bu salaklıklarımdan biriydi çünkü götüm yere kapaklanmıştı.Sırıtarak elimi tutup beni ayağa kaldırdı.Üstümü düzelttim.
"Teşekkürler" önemli değil dercesine kafasını salladı.Birden elini saçlarıma atıp düzeltti.
"Teşe-" göz devirdi.
"Önemli değil demekten bıktırıcaksın Jinyoung" kafamı eğip "ah üzg-" çenemden tutup kafamı kaldırdığında cümlemi tamamlayamamış olmam gayet normaldi."Şunları söylemeyi kessen?" bakışları yumuşaktı.
"Sevgili olan biziz oysa ki ama işe bakın Jae bana hiç böyle şeyler yapmıyo" Daehyunu duyduğumda sinirle ona döndüm.Tehditsel bakışlarıma maruz kalınca el ele tutuşup kaçtılar tabii.
Mark'a dönüp gidelim dediğimde birlikte durağa yürümeye başladık.
"Bugün ne yaptınız da bu kadar yoruldun?" ona tedirgin bi şekilde baktım.O ise sadece konuşmak için sormuş gibi duruyodu.
"Şey bugünle alakası yok çalışıyorum o yüzden uykusuzdum" bana anlamaz şekilde baktıktan sonra birden konuştu.
"Aah sınava hazırlanıyosun tabii doğru"
Sustum çünkü ona söylemek zorunda olduğum bişey yoktu.Durağa giderken şu sevdiğim tatlılardan satan amcanın yanına gittim.Mark'ın bunlardan denemesi gerekiyodu çünkü gerçekten çok lezzetlilerdi.Dört çubuk aldım.İkisini Mark'a uzattığımda şaşırmıştı.Durağa vardığımızda benimki bitmemişti ama o hemen bitirmişti.
"Gerçekten tadı mükemmeldi" dediğinde ona bir awww deme isteği doğmuştu çünkü o daha mükemmeldi.
"İstersen benden biraz alabilirsin" dediğimde kendim kendime şaşırmıştım çünkü daeye bi kere bile verdiğimi hatırlamıyorum.
Kafasını salladı.Ona uzattığımda eline aldı.Çevirmesini beklerken benim ısırdığım yerden ısırdı.Her seferinde dudağını yalaması kendimi kötü hissetmeme neden olmuştu yada fazla şey hissediyordum yada herneyse.
Bana geri verdiğinde normal bi şekilde-hayvan gibi- yemeye devam ettim.Bitirdiğimde durağın yanındaki çöpe çubuğu atıp yerime oturdum.
"Jinyoung bana bak" yan bi şekilde ona bakmıştım. "hım?"
Gözleri dudaklarıma gitmişti yada ben yanlış görmüş olmalıydım evet kesin öyl- çenemden tutup kafamı kendine tam olarak çevirdiğinde çok garip hissediyodum.
Birden ağzıma dudağımın kenarına bişey değdiğinde şaşırmış öyle kalmıştım.Hayır Mark beni öpmemişti.Peçeteyle dudaklarımı siliyodu.Bitirdiğinde "dur sen söylemeden söyliym önemli değil" diyip gülmüştü.
Otobüse bindiğimizde hala kafam o andaydı.Yan yana oturmuş gidiyorduk.Ama bu sefer kulaklıklarını takmamıştı.Yavaş yavaş gözlerim kapanıyodu engel olmaya çalışmıştım taa ki Mark'a kadardı.
"Kendini bu kadar yorman hiç hoşuma gitmedi" diyip arkaya doğru yatmış kafamı rahat biyere yerleştirdi.
___
Ay şimdi Makkının omuzu rahatmıdır ki bilemedim çünkü biliyosunuz makkı bi deri bi kemik biri slşdşsldk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stixbus , markjin
Fanfictionaçıklama yazılmayacak kadar gerçek boyxboy mark,jinyoung