Çıkışta Youngjae'nin yanında Mark'ı görünce şaşırmadım geliceğine emindim daha doğrusu emindik.Dae sırıttığında bende sırıttım.
Yanıma hızla gelip aynı hızla kollarını bedenime sarmıştı.Yüzüne bakmaya çalıştığımda okula baktığını gördüm.Sinirle ondan ayrıldım.
"Buraya benim için gelmemişsin anlaşılan o halde gitte napıcaksan yap okulda" sinirle sesimi yükseltmiştim.Daehyun gözleriyle bana cesaret veriyodu.
"Saçmalama Jinyoung senin için geldim tabii ama bi işim daha var burda" gözlerimi kapayıp açtım.
"Mark abartmayı kes alt sınıflardan birisi işte sanki sana teklif gelmiyomuş gibi şöyle tepki verme!" yüzünü inceledim.
Bana doğru yaklaştığında nedenini anlamıştım ama burası olmazdı.Arkamı dönüp yürüdüğümde peşimden geldiğini ve çocuklara bişeyler dediğini duydum.
...
Eve geldiğimde onunda benimle otobüsten inip buraya geldiğini farkındaydım.Arkama dönüp hiç anlayamayacağım gözlerine baktım."Jinyoung beni içeri davet et" dediği şeyi düşünüp kabul ettim.
Kapıyı arkamızdan kapattığımda oturma odasına gitmiş kanepenin benim hep oturduğum tarafına oturmuştu.Gözleri ağır ağır etrafta dolaşmayı kesip çerçeveleri buldu.İçinde mezuniyet fotoğrafımın olduğu çerçeveyi aldı.Kızarmaya başlamıştım.
"Cidden yakışıklısın ve hep böyleymişsin" kızarmam çoğaldığında "senin daha iyi göründüğünden eminim" kahkaha atıp "cidden küçükken çok çirkindim Jinyoung" kıkırdadım.
Mutfağa doğru gidip bardağa su doldurdum ve ona götürdüm.İçtikten sonra elimi tutup yanına oturttu.Bana soru sorar gibi baktığında aynı bakışı ona doğrulttum.
Elleri boynumu kavradığında içimde bişeylerin hızlanmasından haz almıştım.Yavaş yavaş dudağımı emmeye başladığında onun bu yavaş hareketlerinden nefret ettim.Üst dudağımı dişleriyle ağzının içinde tutup aynı zamanda yalamıştı.Eliyle elimi tutup kendi boynuna getirdiğinde bende onun boynunu kavradım.
Sıranın bende olduğunu geç farketmiş olsamda üst dudağımı ondan kurtarıp onun alt dudağını dişlerimin arasında tuttum.Bu sefer daha dikkatliydim.Dudağını yaladığımda iç çekti.Sırıtıp geri çekildiğimde bana sert bakıyodu.
"Şu noktada ayrılman beni çılgına çeviriyor" sırıtmam daha da büyümüş bu sefer kahkaha atmıştım.
Kollarını bedenime dolayıp beni kendine adeta yapıştırmıştı.
"Mark" diye fısıldadığımda hım diye bir cevap bekliyodum ki öyle oldu zaten.
"Haftaya son hafta ve iki hafta sonrasında da ikinci dönem geliyo yani daha yoğun olcaksın" dediğimde başını salladı.
"Ben şey düşündüm diyorumki sen çok yoğun olcağın için hiç görüşemiycez yani ben çıkışta size gelsem sen ders çalışırken yanında olsam söz veriyorum ses çıkarmam" uzun süre ses gelmeyince kafamı yukarı doğru kaldırmayı denedim ama çenesiyle bunu engelledi.
"İstemiyosan zorl-" eliyle yanaklarımı çekiştirdiğinde eline vurdum.
"Madem beni bu kadar özlüyosun öyle yapalım" aynı anda hem gülümsemiş hemde sinirlenmiştim.
"Sen beni özlemiyo musun bu mudur yani?" nefesini verdiğinde saç diplerim kaşınmıştı.
"Özlediğimi sana kanıtlayamam ama seni senin beni özlediğinden binlerce kat daha fazla özlüyorum sevgilim" duyduğum şeyle gerçekten eridiğimi hissederken "Seni özledim sevgilim" demesiyle ruhum bedenimde daha fazla kalamamıştı galiba.
___
falan filan dldşaidöxşcşc
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stixbus , markjin
Fanfictionaçıklama yazılmayacak kadar gerçek boyxboy mark,jinyoung