Bölüm 4

1.7K 95 2
                                    

Bir düşmanım var!

O nefret ettiğim aptal  Kwang Ho,  karşımda gözlerini bana dikmiş yine o züppe gülüşünü atıyordu.Büyük ihtimal o kahvenin intikamını nasıl alacağını planlıyordu.Bu sefer ona yenilmeyecektim, yanımda Young Nam varken olmazdı! Görmemezlikten gelmek en doğru karar olacaktı.Ama hesaba katmadığım bir kişi vardı; Bong Cha!  

“Aaaa Kwang Ho değil mi o ?Çok yakışıklı!Yanındaki kızlar da Güzel Sanatlar Fakültesinin en güzel kızları, çok şanslılar!Kızların kıyafetleri...”

Bong Cha yine yapmıştı yapacağını…Onu susturmanın hiçbir yolu yoktu, en iyisi duymamazlıktan gelmekti.

Kwang Ho’yu görmemezlikten gelip Hei Ryung’a dönerek gülümsedim.

“Nereye oturalım?”

Hei Ryung bir an duraksadı ve sonra gülümseyerek:

“Tabiki cam kenarı! Okyanusu çok seversin”

Dönüp gülümseyerek Young Nam’a baktım, dikkatlice yüz ifademi inceliyordu.

Hayır bu sefer açık vermeyeceğim.Bu sefer yine ben kazanmalıyım.Young Nam varken kaybedemem!

Young Nam bir süre yüzüme baktıktan sonra ikna olup gülümseye başladı.Fakat Bong Cha, hala Kwang Ho hakkında konuşmasını sürdürüyordu.

"Kwang Ho, gerçekten modadan anlıyor.Şu ceketine..."

Hei  Ryung,daha fazla dayanamadı ve Bong Cha'yı kolundan tutarak  önden gidip masaya oturttu-Kwang Ho’dan en uzak masaya-.Tabi burada da her şey Young Nam ve benim yan yana oturmam için planlanmıştı.Young Nam, kibarlık edip cam kenarını bana verdi.Kafede hafif bir müzik çalışıyor ve açık katlanabilir camdan okyanusun kokusu içeri sızıyordu.Her şey mükemmeldi ve sıra ne sipariş edeceğimize gelmişti.Garson:

"Ne sipariş etmek istersiniz?"

"Çilekli pasta ve kahve!" dedik aynı anda Hei Ryungla.Bu cevap hepimizi gülümsetti.

"Aishh...Hep aynı şeyleri düşünüyorsunuz.Ben de çilekli pasta ve kahve istiyorum o zaman"dedi Bong Cha.

Young Nam gülümseyerek "Bana da aynısından lütfen"

Hepimiz bir parça pasta ve kahve sipariş etmiş olduk.Her şey yolunda gidiyordu, aptal Kwang Ho bile bu durumu bozamayacaktı.Masamız onun görüş alanından oldukça uzaktı.

İki senedir umutsuzca beklediğim durum gerçekleşmişti.Evet artık itiraf edebilirdim, gerçekten Young Nam’dan hoşlanıyordum.Hem de deli gibi!Artık Young Nam ile konuşup onu daha iyi tanıyabilme şansına da sahiptim.Ama konuya nasıl girecektim ki, pek atılgan biri sayılmazdım bu tür konularda…

Çok beklememe gerek kalmadan Bong Cha yine devreye girdi.

 “İki senedir aynı sınıftayız ama çok konuştuğunu duymadım.Hiç kız arkadaşın var mı ya da hoşlandığın biri? Görünüş olarak da Güzel Sanatlar Fakültesindekileri andırıyorsun,bence sende tam idol bir havası var.Büyük gözlere sahipsin, ayrıca estetiksiz bir yüze de…Birçok kişi sana idol teklifi geldiğini düşünüyor doğru mu bunlar? Bir deee…”  

Hepimiz ani bardak kırılma sesiyle irkildik.Hei Ryung yanlışlıkla bardağı düşürüp kırmıştı ya da bilerek… Aslında minnettardım bu duruma, Bong Cha’yı ancak bu susturabilirdi.Hei Ryung her zaman olduğu gibi yine beni kurtarmıştı.Çok geçmeden garson siparişlerimizi getirdi ve kırık bardak parçalarını temizledi.Hei Ryung, mahçup gülümsemesini takınıp "Pardon, çok sakarım..." dedi ve bana göz kırptı.Hei Ryung'ın yardımıyla Bong Cha’nın konuşmasına izin vermeden konuya girdim.

Kara KutuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin