Ajan oldum!
Bugün diğer her günden tamamıyla farklıydı.Hei Ryung artık eskisinden daha çok gülümsüyordu ve bunu hak etmişti zaten!Üzerindeki o eski tedirginlik ve hüzünlü gülümsemeden de eser kalmamıştı.
Okula geldiğimizde bu sefer her zamankinden farklı olarak Jin Ae arkadaşlarının yanından ayrılıp koşarak Hei Ryung’a sarıldı.
"Günaydın Heihei!"diye bağırdı Jin Ae.
"Unutmamışsın...Küçükken de bana hep böyle seslenirdin" diyerek gülümsedi Hei Ryung.
Soo Jin ve Eun Mi onlardan bir adım geride duruyor ve hala küçümser bakışlarını atıyorlardı.Bu durumdan hala hoşnut olmadıkları apaçık ortadaydı.Jae Hwa ise elinde tuttuğu kitabı inceliyor, hiçbir şeyi umursamıyordu yine.Jin Ae'nin arkadaşlarının bakışlarına rağmen, Hei Ryung ile kardeşini bu şekilde görmek beni fazlasıyla memnun etmişti.Mutlu bir şekilde onları izlerken arkamdan birinin beni hafifçe dürtmesiyle irkildim.Arkamı döndüğümde Kwang Ho ile karşı karşıya geldim.Hiçbir şey söyleyemeden öylece ona bakakaldım.O ise her zamanki kibirli bakışını atarak:
“Maç sırasında aniden yok oldun…" dedi
Cevap vermemi beklemeden:
"Neredeydin diye sormayı düşünmüyorum,zaten merak da ediyor değilim.Bugünkü sözünü unutma yeter” dedi ve gitti.
Hiçbir tepki veremeden orada öylece kalmıştım.
Evet doğru ya!Bugün için Kwang Ho’ya dersten sonra çalışma odasını tasarlayacağım konusunda söz vermiştim, tamamıyla unutmuşum…
Derin bir nefes verdikten sonra başımı kaldırdım.Hei Ryung ve Jin Ae gülümseyerek bana bakıyorlardı, Soo Jin ve Eun Mi ise çoktan kaşlarını çatıp oflamaya puflamaya başlamışlardı bile.Jae Hwa bile başını kitaptan kaldırmış bana bakmaya başlamıştı.Hei Ryung daha fazla sessiz kalamayıp:“Sanırım benim kaçırdığım çok şey olmuş” diyerek gülümsedi.
"Kwang Ho ve Ada!Bunu öğrendiğim iyi oldu" diye hafifçe gülümsedi Jin Ae.
Hemen başımı aşağı eğip yere bakmaya başladım.Yanaklarımın kızardığını ve iyice utandığımı hissedebiliyordum.Başımı tekrar kaldırdığımda kısa bir süre Jae Hwa ile göz göze geldim.Dikkatli bir şekilde bana baktıktan sonra tekrar elindeki kitabı incelemeye devam etti.
"Seni utandırdık galiba Ada" diyerek gülümsedi Jin Ae
"Yok...Aslın..."
"Derse geç kalıyoruz Jin Ae...Hadi gidelim!" Soo Jin vereceğim cevabı beklemeden konuşmaya atılmış ve ters ters bana bakmaya başlamıştı.
Tedirginliği fark eden Hei Ryung "Biz de gidelim artık"dedi.
Jin Ae ve arkadaşlarını geride bırakıp kendi fakültemize doğru yürümeye devam ettik.
"Adaaaaa!...Hei Ryuuunng!"
Yanımıza nefes nefese kalmış bir şekilde Bong Cha geldi.Bize yetişmek için koştuğu her halinden belliydi.Derin bir nefes alıp konuşmasına devam etti.
“Uyuyakalmışım, size seslenmeme rağmen beni duymadınız!Neden ikinizde telefonlarıma cevap vermiyorsunuz?!Aaaa bu yanımızdan geçen Young Nam değil mi?Neden durup selam vermedi Young Naaam…”

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kutu
Ficção AdolescenteAsıl kızımız Ada... Kendisi bir Türk ve üniversiteyi okumak için Kore'ye gider.Şimdi 2. sınıfta.En iyi arkadaşı Hei Ryung, ön sırasında oturan Young Nam adlı çocuktan hoşlanır ama muhabbetleri merhabadan öteye gitmez.Okuduğu üniversiteye Kwang Ho de...