Merhaba aşkım!Görüşmeyeli uzun zaman oldu!
"Benimle gerçekten çıkmaya ne dersin?" dedi nefesini yüzümde hissederken...
Çıkmak mı?!
Cevabımı beklemeden Kwang Ho kollarımı çekip yanımdan ayrılarak yatağın öbür kısmına uzandı,sırtı bana dönük bir şekilde...
"Hemen cevap vermek zorunda değilsin"dedi hafif endişeli ses tonuyla.
Kwang Ho utanıyor mu?
Hayır Ada, Kwang Ho bu sefer korkuyor...Vereceğin cevap Kwang Ho'yu korkutuyor.Peki ne diyeceksin?
İçimdeki heyecan Kwang Ho’nun son cümlesiyle şaşkınlığa dönmüştü.Bu pek Kwang Ho’ya göre değildi ama yine de ondan hoşlanıyordum, artık duygularımdan emindim.
Yavaşça yaklaşıp Kwang Ho'nun arkasından sarıldım.Kwang Ho, afallayıp, kaskatı kesildi.O kadar sıkı sarılmıştım ki, kalp atışlarını çok rahat duyabiliyordum.
Kwang Ho, birkaç saniye sonra üzerindeki şaşkınlığı atıp hızlıca bana doğru döndü.
"Bu evet de..."
Hiçbir şey düşünmeden sağ elimi Kwang Ho'nun yüzüne koydum.Dudaklarımı onun dudaklarına yaklaştırmaya başladım.
Ne yapıyorsun Ada?!
Bu sefer ilk adımı atan bendim!Kwang Ho da yaklaştırıyordu, dudaklarını dudaklarıma...
***
Zil sesi...
Sabah ikimizde zilin sesiyle uyandık.Kwang Ho'nun göğsünde olan başımı hafifçe kaldırdım.Gülümseyerek dikkatlice yüzüme bakıyordu.Utanarak hemen başka yöne döndüm.Aynı anda zil tekrar çaldı.Kwang Ho yataktan kalkarak:
"Ben bakarım!"dedi ve hızlı bir şekilde daire kapısını açmaya gitti.Yatakta doğrulmuş gözlerimi ovuşturuyorken:
"Ada nerede?Polise ifade vermeye gitmemiz lazım"diye bir ses duydum.Bu Young Nam'dı.
"Adaaa!"diye seslendi Kwang Ho.
Yerimden kalkıp odanın kapısına doğru ilerledim.Hala uykulu hissediyordum kendimi...Odanın kapısından çıkar çıkmaz Young Nam ile göz göze geldim.Young Nam, suratında ciddi bir ifadeyle baştan aşağı beni süzüyordu.
Ne oldu ki?
Young Nam'ın bakışlarına anlam veremeyip pembe pijamama baktım.Her yeri ayıcıklı olan pijamama...
"Biliyorum...Biliyorum...Bu yaşa geldim hala ayıcıklı pijamalar giyiyorum o yüzden gülüp dalga geçebilirsin!"dedim ukala bir tavırla ama Young Nam gülmedi.Tersine yüzündeki ifade daha da ciddileşmişti.
Kwang Ho ise pis pis sırıtıyordu.Şaşkın bir ifade bürümüştü yüzümü...Kwang Ho, daha fazla dayanamayıp yavaşça kulağıma eğildi.
"Az önce benim odamdan çıktın."dedi fısıldayarak.
Yüzüm birden kızarmaya başladı.
Lanet olsun!Ne kadar aptalım!Rezil oldum!Hiçbir şey göründüğü gibi değil desem...
Saçmalama Ada, daha ne görsün!
Kwang Ho, zafer kazanmış bir şekilde gülümsemeye devam ediyordu.Bu durum onu fazlasıyla memnun etmişti.Young Nam, ise kapıda sağ elini yumruk haline getirmiş Kwang Ho'ya bakıyordu.
Sanırım birazdan kavga çıkacak!
Ortamı yumuşat Ada!Hızlı ol!
Young Nam'a dönüp "Birlikte kahvaltı yapmaya ne dersin?Sonrasında polis merkezine gideriz"diye atıldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kutu
Teen FictionAsıl kızımız Ada... Kendisi bir Türk ve üniversiteyi okumak için Kore'ye gider.Şimdi 2. sınıfta.En iyi arkadaşı Hei Ryung, ön sırasında oturan Young Nam adlı çocuktan hoşlanır ama muhabbetleri merhabadan öteye gitmez.Okuduğu üniversiteye Kwang Ho de...