30.Bölüm

10.3K 732 68
                                    

Merhaba arkadaşlar,

Muhteşem bir hafta dilerim sizlere. Bir kaç gündür hastayım ve yazdığım bölüm silindi. İşin kötü yanı yazdığım yani silinen bölümden hiç bir şey hatırlamıyor oluşum. Ramazanda yazmak gerçekten zor oluyormuş onu anladım. Bu yüzden bölüm kısa gelebilir size ama Perşembe günü yeniden bölüm gelecek. Bölüme geçmeden önce hepinizin hikaye listelerinizin adına bayıldığımı söylemek istiyorum. Hikayeyi eklerken görüyor ve çok mutlu oluyorum. Çok seviliyorsunuz canlarım.❤

Bu bölümü kayailaydahatice'ye ithaf ediyorum. Seviliyorsun canım ❤

Keyifli okumalar dilerim...

****

Tuğra, Zeynep elbiseleri denerken ailelerini arayıp akşam yemeğini organize ettiği gibi bir çok şeyi de karısı için şimdiden aklında planlamıştı. Ne kadar sakin kalsa da aslında içinde çok büyük volkanlar patlıyordu. Bir bebeği olacaktı. Hem de sevdiği, yıllarca beklediği kadından. Çok şanslıydı. Şu anda yeryüzünde ondan daha mutlu bir insanın olmadığını düşünüyordu.

Yüzünde mutlu bir gülümseme ile öylece dalmıştı. Zeynep ise elbiseleri kabinde denerken sürekli aynaya bakıyor ve eli istemsizce karnına gidiyordu. İçinde bir canlı vardı ve kendisine aitti. Her genç kız gibi evlenmeyi de çocuk sahibi olmayı da hayal etmemiş hatta hiç aklına gelmemişti. Ama şimdi ne kadar şaşırsa ve beklemiyor olsa da çok iyi hissediyordu kendisini. Anne olacaktı ve içi içine sığmıyordu. Mutluydu. İyi bir anne olabilmek için elinden gelenin fazlasını yapacaktı. Bebeğini öğrendiği ilk an hissettikleriyle kocasına bu mutluluğu yaşatamamış olsa da onunla baş başa kaldığı ilk an acısını çıkartacaktı.

Elbisesini seçip üstünü giyindi. Seçtiği elbiseyi Tuğra'ya göstermemişti. Düğünde sürpriz yapmak ve o hayran bakışlarını o gün görmek istiyordu.

Mağazada işleri bittikten sonra akşama hazırlanmak için eve gittiler.

***

Arden, Aslı'yı alıp şirketten çıktıktan sonra arabada sessizce ilerliyorlardı. Aslı korkmakla öfkelenmek arasında gidip geliyor ve nereye gittiklerini merak ediyordu. Arden'in öfkesinden dolayı soramıyordu ama daha fazla dayanabilecek gibide değildi.

"Arden Bey. Nereye gidiyoruz?" diye sorduğunda sesi yine güçlü çıkmamıştı. Sebebini bilmediği şekilde korkuyordu ve korkmasına ayrı bir sinir oluyordu.

Arden başını yoldan çekip kısa bir süre Aslı'ya bakıp yeniden yola döndü. "Seninle konuşmamız gerekiyor. Bu yüzden sakin bir yere gidiyoruz," diyerek başka bir şey söylemedi.

Aslı da başka bir şey sormayarak konuşacakları konuyu düşünmeye başladı. Kısa bir süre sonra büyük bir villanın önünde durdular. Aslı buranın Arden'in evi olduğunu hemen hatırladı. Arden arabadan inince tereddütle kendisi de inmişti. Eve bakarken Arden'e gözü takıldı ve gözlerinin içine bakarak yanına gelip elini tutan adama yine itiraz etmedi. Neler olacağını çok merak ediyordu.

Evin kapısını açarken bile Arden Aslı'nın elini bırakmamış ve düşüncelerinden uzaklaşmamıştı. Ne söyleyeceğini bilmiyordu ama bugün konuşmaya kararlıydı. İçeri geçtikten sonra Aslı'yı koltuğa oturttu ve kendisi bir süre ayakta gidip geldi. Nereden başlayacağını bilmiyordu. Sonra birden dönüp "Bir şey içer misin?" diye sordu.

Aslı meraktan ölecekti artık ve sinirleri iyice geriliyordu. "Hayır Arden Bey. Konuşacağız demiştiniz," diyerek artık konuya girmesi gerektiğini açıkça belli etti.

Arden bir süre daha karşısındaki genç kıza baktı ve kendinden emin adımlarla ilerledi ve Aslı'nın önünde yere çöküp ellerini tuttu. Aslı bu temasla irkildi. Arden daha sıkı tuttu. Aslı heyecanlandı. Arden yutkunup konuşmaya başladı.

İÇİMDEKİ AŞIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin