twelve

4.6K 230 30
                                    

Steph sabah alarmıyla hiç kalkmak istemediği(!) uykusundan fırlayarak kalkar ve ilk iş olarak tabii ki Chloe'ye mesaj atar.

Steph: Günnaydın

Chloe: Günaydın Steph

Chloe: Okula geliyorsun değil mi

Steph: Ah maalesef geliyorum

Chloe: İsteksiz misin

Steph: Hayırr kesinlikle seni görmeyi çok istiyorum.

Chloe: Ben de çok istekliyim, öhöm neyse görüşürüz o zaman

Steph: Görüşürüzzz

Steph ♥♀♥♀♥♀♥♀♥♀♥♀♥♀♥♀♥♀♥♀♥♀♥

Tanrım! Ne yani? Ben bugün o aşık olduğum, şekilli yüz, yeşil göz, esmer kızla görüşeceğim? Biri beni cimciklesin, lütfen.

BUNU YAPAMAM!

Odamda bi o yana bi bu yana koştururken aynı zamanda soyunuyordum.

Onunla görüşemem. Beni beğenmeyecek. Tamam, daha önce görüp güzel olduğumu düşünmüş olabilir ama beni hiç yakından görmedi ki!

Ah, dur biraz. Ben de onu yakından görmedim. Lanet olsun o kesinlikle her şekilde çok güzel! Onu görünce kitlenmekten korkuyorum. Acaba, bana dokunacak mı? Yani, tokalaşma gibi. Olur değil mi? Belki ben elimi uzatırım. İmkansız.

Sandalyemin üzerinde duran formamı üstüme geçirip, altıma da dar siyah bir pantalon giydim.
Sade bir küpe, sade bir göz makyajı ve parlatıcı. Biraz da pudra... hayır, hayır. Acaba, kırmızı sim döksem abartmış olur muyum?

Ahhh, kendine gel!

Kafamı iki yana sallayıp sim tüpünü yerine koydum. Gerçekten, onu elime alacak kadar ciddiymişim.

                 ●  1 Saat Sonra  ●

Sonunda okula varabildim. Sürekli etrafıma bakınmaktan boynum ağrımıştı. Ensemi sıvazlarken kantine doğru gidiyordum. Nerdeyse hiç kimseyi tanımıyordum ama onlar beni tanıyor gibi gözüküyordu. Herkes selam veriyor, yakışıklı çocuklar sürekli flört etmeye çalışıyorlardı. Okulun başından beri böyleydi. Ne işler dönüyordu benim hakkımda acaba? Bu hiçbir zaman böyle değildi. Hiçbir zaman ilgi odağı değildim ki ben.

Kantine ulaşınca kendime limonlu bir soda aldım. Parasını ödeyip, sınıfıma çıktım. Sırama doğru giderken birden biri arkamdan sarılınca istemsizce titredim. Ellerini belime doladı. Resmen bana dayıyordu! Kollarına baktım. İnce, esmer, uzun ve güçlü.

Bir süre sonra başını omzuma koydu. Omzumdan sarkan siyah uzun saçları... Tanrım! TANRIM! BU O!

Chloe...

Teni çok sıcak, çok güzel kokuyor. Çok nazik. Kulağıma değen nefesiyle gözlerimi kapattım. Fısıldadı.

"Hoşuna gitti galiba?"

\\ Touch // GirlxGirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin