Saat henüz sabahın dördüydü hava ışımamıştı bile. Çalan telefonunun sesiyle aniden uyandı ve sanki bir yangından kaçarcasına telefona doğru koştu. Telefonun başına geldiğinde derin bir nefes aldı.Sanki arayanın kim olduğunu biliyormuşcasına tam bir asker edasıyla ahizeyi kaldırdı;+alo
-alo
+buyrun efendim
Karşı tarafın söylediği her şeyi tam bir teslimiyetle onaylıyor, yirmi yirmibeş dakika süren görüşme boyunca "evet efendim" tarzı onaylamalardan başka birşey söylemiyordu.En sonunda lanet olası telefon kapanmış ve biraz rahatlamıştı.sanki saatlerce koşmuş ve bitap düşmüş gibi telefonun bulunduğu masanın yanındaki koltuğa oturdu,uzun süre düşünür gibi durduktan sonra olanlardan ve olacaklardan memnun gibi yüzünde bir tebessüm oluştu.