Bölüm 5

93 3 0
                                    


Ardan tam 1 hafta geçti fakat ne Ege Aliyi nede Alkan beyi görmüştüm bu durumdan rahatsız değildim fakat gözlerim Ege Aliyi arıyordu nedenini bilmiyordum fakat onu görmek istiyordum.                                    Yine her sabah olduğu gibi resepsiyona inip işimin başına geçtim Ada çoktan varmış ve bir kaç rezervasyon işi ile ilgilenmeye başlamıştı bile.

''Ooo prenses sonunda indin kızım seni idare edeceğim diye canım çıkıyor iki kere Haluk ağabey sordu seni sordu ne diyeceğimi şaşırdım az oyalanmasan şu sabahları olmaz değil mi ''? Adanın yanaklarını sıkarak.


''Benim güzel arkadaşım sabah sabah bu kadar konuşmak için bunca enerjiyi nereden topladın kaynağı nerede bunun söyle de bende faydalanayım''


''Komik değil Yasemin ya Alkan bey gelse ve işi savsakladığını görse hayatta acımaz işten atılırsın''


''O kovar Ege Ali alır ''. Bunu söylediğime gerçekten inanamamıştım Ada bir kaç saniyelik şokun ardından.



''Ooo Yasemin hanım benim bilmediğim neler dönüyor bakim burada iyice Kahraman ilan ettiniz bakıyorum da Ege Ali beyi''.



''Ya ben canım şaka yapıyorum'' diye oyalamaya çalışmıştım Adayı sahiden ben ne zırvalıyordum böyle koskoca Otelin iki ortağı benim yüzümden karşı karşıya mı gelecekti kendi kendime ''Uyan artık Yasemin rüya aleminde veya bir masalın için de değilsin'' diye mırıldandım. Ada haklıydı eğer biraz daha bu tarz davranışlarda davranırsam Alkan bey beni kapının önüne koyardı ve her şey yine başa sarardı. Ada ile bu kısa konuşmanın ardından şakalaşmaya ve gülüşmeye başlamıştık tıpkı ilkokul bahçesinde ki kızlar gibi tam o sırada resepsiyonda ki gölgeyi hissedip dönük olan sırtımı gölgeye taraf çevirdim ve karşımda Alkan bey duruyordu.


''Hanımlar sanırım buradan oyun parkına terfi etmek istiyorsunuz''. O kadar sert bir ifadesi vardı ki Ada ve ben önce birbirimize bakıp ardından ona doğru yönelerek.


''Hayır Alkan bey sadece bir şeyden bahsediyorduk normal insanlar komik bir konu olduğunda genelde gülümserler''. diye laf çarpıtmaya çalışmıştım Adanın donuk bakışlarını üzerimde hissedince birden ne halt ettiğimin farkına varmıştım ''Tebrikler Yasemin harika şimdi s*çtın'' diye geçirmiştim aklımdan kısa saniye içinde.


''Burası ilkokul koridoru değil küçük hanım konuşacağın komik şeyler bundan sonra mesai bitimini beklesin resepsiyonda gelen müşterileri ahmak görünümlü iki patavatsız karşılasın istemem''. dediğinde yutkundum ve derin bir nefes aldım ne sanıyordu bu kendini asıl ahmak olan kendisi şu haline bak kasıntı kasıntı ortalıkta dolanırken adeta bir aptala benziyordu bunları direk yüzene söyleyip o güzel gözlerine okkalı bir yumruk geçirmek isterken tek yapabildiğim şey 

''Pekala efendim''. Olmuştu aman ne güzel laf sokayım derken lafı yiyip rezil olmuştum bugün tüm gün nasıl katlanacaktım bu aptala Alkan bey gittikten sonra kıkırdayan Adayı oracıkta öldürmek istedim adeta benimle dalga geçiyordu ağzını hafif aralayarak ''Ne o cesur kız bir anda süt dökmüş kediye döndün'' o an gerçekten tüm sinirimi ondan çıkarabilirdim bunun yerine Haluk beyin yanına gidip başka bir iş yapabilirmiyim diye sormaktı en azından çok ortalıkta görünmeyeceğim bir iş.
haluk bey alt katta havuzun oradaydı tam ona doğru ilerlerken birinin aniden kolumu tutup çekmesiyle irkilmiştim.


''Yasemin ''.


''Ege Ali bey merhaba sizi görmedim ne ara geldiniz'' diye sorduktan hemen sonra onu süzmeye koyulmuştum vücudu adeta kusursuz görünüyordu şortu olduğundan daha aşağı kaymıştı ve adonis kasları dokun bana diye yalvarıyordu ıslak saçları alnına doğru inmiş nemli kirpikleri adeta insanı mest ediyordu. Tam aklımdan geçirdiklerimi tasdiklerken  parmak şıklatma sesi ile kendime gelmiştim.


''Yasemin iyimisin nereye daldın böyle ''


''E-evet iyiyim sadece yorgunluk işte sizi gördüğüme sevindim hemen gidecekmisiniz''


''Hayır bugün buradayım eğer kendini iyi hissetmiyorsan dinlenebilirsin''.


''Hayır gerek yok birazdan toparlarım kendimi neyse size iyi keyifler ''


''Görüşmek üzere '' deyip gülümsemişti aman Allah'ım muazzam görünüyordu bir an sırf daha yakın olmak için kendimi havuza atıp boğulma numarası bile yapabileceğimi geçirmiştim  aklımdan hem bu kadar yakışıklı hem de aynı anda bu kadar iyi kalpli biri kaç kere çıkardı ki insanın karşısına. Az sonra  Haluk ağabey'in yanına varmıştım ve ondan yapabileceğim başka bir iş olup olmadığını sordum neyse ki başka bir iş vermişti bana.


''Yasemin 2. kata çıkınca asansörün yanında ki ilk kapı toplantı odası orada bir sürü belge birikmiş olmalı hepsi tarihlere göre ayrılmalı ve dosyalara takılmalı eğer becerebilirsen bugünlük onlarla ilgilenebilirsin'' sevinçle yukarı çıkmıştım hemen tarif edilen odayı bulup dosyaların yanına yaklaşmıştım eyvah burada tahminimden daha çok evrak vardı umarım elime yüzüme bulaştırmazdım. Kollarımı sıvayarak işe koyulmuştum bile tam o sırada kapı açılmış ve içeriye Alkan ile Ege Ali girmişti aman ne güzel yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak bu olsa gerek. Ege Ali hemen söze girerek.


''Yasemin demek bugün birlikte çalışacağız '' deyip gülümsedi evet anlamında kafamı sallayarak onu onaylamıştım. Alkan'ın ağzının içinde bir şeyler mırıldandığını duymuştum ama önemsememiştim bunu Ege Ali yanıma oturmuştu ve ismini söylediği bir kaç dosyayı ona vermem için rica da bulunmuştu fakat dosyalara o kadar yabancıydım ki iki dosya istemişti ama bir türlü bulamamıştım Alkan beyin hafif ağzını arayalarak ''Ahmak'' dediğini duydum ve bana mı başkasına mı dediğini aldırmadan ona karşılık vererek.


''Ahmak falan değilim sadece bu benim işim değil ilk defa bu dosyaları elime alıyorum'' Alkan bey hiç vakit kaybetmeden karşılık vermişti bile.


''O halde burada ne işin var ve çıkışlarına dikkat etmen senin yararına olur zira ikinci bir uyarım olmayacak bu konuda'' Harika bir kez daha o iğrenç yüzünü göstermişti. Kafamı hemen başka tarafa çevirerek karşıda duran dolabın üzerinde ki dosyaları görmüştüm burada olmadığına göre tek ihtimal kalıyordu dolabın üzerindeydi Ege Alinin istediği dosyalar ayağı kalkıp oraya doğru ilerledim fakat buraya boyumun yetişmeyeceği aşikardı odaya hafif bir göz gezdirdikten sonra kapının sağ tarafında duran tabure tarzı küçük şeyi çektim ve yavaşça üzerine çıktım bu sırada nasıl aptal gibi göründüğümü düşünüyordum tam elimi dosyaya attığımda ayağımın altından tabure kaymıştı yere tam yapışırken bir el hissetmiştim belimi sıkıca saran arka mı döndüğümde gözlerinde endişe görmüştüm.

STOCKHOLMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin