Bar da konuşulan konunun üzerinden tam 5 gün geçmişti fakat ben hala sebebini bilmiyordum . Katillikle suçlanıyordum fakat ben mert'i en son mahkeme de görmüştüm bir daha görmedim bu nasıl olurdu aklım almıyordu ve anlamadığım şey de şu ki o notu oraya kimin koyduğuydu benim kurduğum o cümleye sadece karşı taraftan üç beş kişi bizim taraftan ise ben avukat ve amcam şahit olmuştu . Amcamın yapma ihtimali o kadar düşük ki cenaze töreninde dahi tek gözyaşı dökmemiş bir gün olsun mezara gitmemişti kalkıp intikam almazdı o böyle biri değil zaten mahkemeye de neden sürekli gelir onu da bilmem ya. Düşündükçe kafayı yeme derecesine geliyordum, biliyorum gözden kaçırdığım şeyler var fakat bunlar ne ? Düşüncelerim öylesine derinleşmişti ki yanıma gelen Atakanı dahi duymamıştım ki o yanıma gelişinde etrafına büyük bir neşe saçan çocuktu bana kıyasla fazlasıyla neşeli bir çocuk. Elini omzuma atıp kısık gözlerle yüzüme baktı ne düşündüğümü anlamaya çalışır gibiydi her zaman insanların yüzüne baktığında ne düşündüklerini anladığını sanardı oysaki biz sadece öyleymiş gibi yapardık fakat bu defa sırf onu mutlu etmek adına rol yapmayacaktım bu defa gerçek ezgi olacaktım kanatları kesilmiş pis, kirlenmiş dünyada yalnızlığa terk edilmiş bir ezgi olacaktım bu her ne kadar kanatsa da.
" Ezgi balım neyin var demirle mi takıştın?"
" Hayır."
" O halde evin faturası kabarık geldi ?"
" Hayır. "
" O zaman ne kızım söylede merakta bırakma insanı! "
" Atakan yalnız kalmaya ihtiyacım var "
Ağzını açmış itiraz edecekti ki oturduğum yerden ayaklanıp yavaş telaşsız adımlarla ilerledim öylesine boş bakıyordum ki etrafıma karşıdan gelen her hangi bir insan korkabilirdi şüphesiz ben bile kendimden korkmaya başlıyordum. Üstüne örtmek istediğim tüm acılar yeniden baş göstermeye başladı içimde ki ayeş beni öylesine yakıyor ki içten içe bitiyorum. İnsanlarla iletişim kurmakta zorlanarak büyüdüğüm için hiç bir zaman dostum olmadı aslında iletişim kuramamaktan ziyade benim kimseye güvenim olmadı.Alkol kanımda gezinirken ağzımda o bıraktığı son tat midemin bulanmasına sebep oldu fakat hayır kusmayacaktım bu sefer kendime yenilmeyecektim. Evet, kusmakta dahi kendisiyle savaşan bir insandım ben. Yavaş yavaş alkol etkisini göstermeye başladığında hafif sendeledim birinin beni tuttuğunu hissettiğimde mekanik bir hareketle beni tutan kişiye döndüm çelik kadar sert ve ruhsuz gözleriyle bakıyordu gözlerinde gizemli şeyler vardı gözleri şişmiş etrafında mor halkalar oluşmuştu benden uzun olmasına rağmen eğilip yüzlerimizi aynı hizaya getirmişti yüzünü incelerken " dikkatli ol küçük hanım " dediğini duydum alaya bandırılmış bir cümleydi bu sinir tüm vücudumu ele geçirdi belki alkolden belki de beş günün acısından bilmiyorum fakat şuan o kurduğu cümle için burayı yıkabilirdim sanırım birşeylere üzülmek için bahane arayan insanlardandım bende. Ben tam dilime biriken zehri kusacakken kolumu tuttuğu el gevşedi ardından elini çekti yüzü bir anda ruhsuz bir biçime girerken hiç birşey demeden yanımdan uzaklaştı buda neyin nesiydi şimdi ?
Ağzımda ki tat midemi bulandırmaya devam edince şuan aslında tuvalete gitmem gerektiğini anladım hızlı adımlarla tuvalete giderken bir anda duraksadım az önce beni tutan çocuk şuan masa da bir kızla yiyoşoyurdu yiyişmek eylemi tamda uygun bir kullanımdı çünkü kız çocuğu ciddi manada yiyordu bu manzara karşısında midem bir kere daha bulandı koşar adımlarla tuvalete ilerledim içeri girip kapıyı kilitledim klozetin başına geçmemle midemi berbat edan o his dışarı çıktı artık rahattım fakat birçok kez alkol almama rağmen bu sefer neden böyle olduğunu anlamadım oysa ki az içmiştim tabi en ağırını hesaba katmazsak.
Ben klozetin başında dururken içeri iki kız girdi kahkaha eşliğinde sesini tatlı yağtığını sanıp da aslında iğrenç ses tonuna sahip kız konuştu
" Gör bak kendime aşık edicem ben o çocuğu " dedi. Böylesine bir öz güvene sahip kızda fena olmasa gerek diye düşünürken diğer kızın sesi düşüncelerimi böldü" O seni diğer tüm kızlar gibi tek gecelik görüyor hayallere hemen kapılma onu elde etmek fazlasıyla zor eski tecrübe konuşuyor. "
Şimdi bu konuştukları kişi ikisinin de ortak yavşadığı insan mı oluyor ? Midem bir kez daha ses çıkarsa da aldırış etmedim çünkü zaten içinde ki herşeyi boşaltmıştım bu kızlar istediği kadar buladırsın. Kızın alaylı cümlesini kız anlamış olacak ki susup kapıya ilerledi ayakkabısının bıraktığı tok sesler gitgide kaybolunca çıktığından emin olup bende tuvaletten çıktım aynanın önüne geldiğimde ne kadar çökmüş olduğuma baktım gözlerim uykusuzluktan şişmiş makyajım akmış yüzümün rengi solmuş günlerdir yemek yemek yerine alkol ve sigaradan dolayı yüzüm zayıflamıştı üstüne birde ifadesiz yüzüm ruhsuz bakışlarım eklenince gerçekten fazlasıyla itici bi ezgi oluyordum bu düşüncelere dalmışken tuvaletin kapısı açıldı bir kız neşeli bir şekilde aynanın karşısına geçip sırıtarak makyaj yapıyordu mutlu olduğu o kadar aşikardı ki bunu görmemek için kör olmak olmak gerekirdi. En son ben böylesine içten ne zaman güldüm sorusunu yönelttim kendime bu soruya cevap ararken tuvaletten çıkıp barın uzun koridorun da dışarı çıkmak için yürüdüm gerçekten ben en son ne zaman içten güldüm ? Bu sorunun kesin bir cevabı olmadığı için düşünmeyi bırakıp barın kapısından dışarı çıktım hafif esen rüzgar saçlarımı okşarken gözlerimi kapatıp bir süre bekledim kendime arada anın tadını çıkarma fırsatı da tanıyordum elbette. İzmir de ekim ayında olduğumuz için havalar az da olsa serinlemişti ve bu benim oldukça hoşuma gidiyordu ben soğuğu seviyordum ben ayazı seviyordum ben kışı seviyordum ben genellikle insanların sevmediği birçok şeyi seviyordum.
Saate baktığımda daha gece on iki olmaduğını görünce bardan neden böyle erken ayrıldığımı düşündüm başımın ağrısı tutunca hatırladım lanet alkol yüzündendi. Sokakta kimse yoktu bu beni rahatlattı kalabalıkta tek yalnız olmaktansa yalnız ortamda bir başıma kalmak daha güzel oluyordu. Taksi durağına ilerlediğimde birinin ağlama sesi geldi ya da ona benzer bişey ama bişeyin ağladığına kalıbımı basabilirdim sesin hangi taraftan geldiğini daha iyi duyabilmek için durup etrafımda göz gezdirdim ardından çöp kutusunun yanında ki yavru köpekte sabit kaldı gözlerim, bu bu çok güzel bir köpekti belki kirden belli olmuyordu fakat gerçk anlamda çok gğzel bir köpekti. Korkmaması için ürkek adımlarla yanına yaklaştım seviyordum ki arkamda duyduğum ses irkilmeme sebep oldu arkamda bir köpek hırlıyordu! Arkama dönmeye cesaret bulamadığımdan hareketsiz bir şekilde bekledim, şimdi ben ne bok yiyecektim? Birinin ayak sesini duydum birşeyler söylüyordu fakat ben sağır olmuşcasına duymuyordum bu tarz olaylarda bir tür transa geçerdim ben, tepki veremez donar kalırdım ani şeylerde vücudum kilitlenir altı hissimide kaybederdim tam şuanda da o durumların birindeydik. Birinin elini omzumda hissettim fakat dönüp kim olduğuna bakamadım o da anlamış olacak ki kibar bir şekilde yüzümü kendine çevirdi ahh kibar mı dedim bu içeride ki öküzün ta kendisiymiş! O da duraksadı bir an, başkası sanmıştı herhalde sanırım yada ben hariç herkes de sanmış olabilir. Hafif eğilmişti bir anda dikleşip ilerlemeye başladı hiç birşey demeden öylece yanımdan çekip gitti arkasından bakakaldım oysa dönüp bakmaya tenezzül etmedi onuda geçtim insan bir durumumu falan sorardı!
Gözden kaybolana dek onu izlediğimde artık benimde kalkmam gerektiğini düşünüp yavru köpeğe yandan bir bakış attım, seni sevme işi yattı anneciğinle bir daha karşılaşmak istemem elbette. Bir köpeğe anneciğin demiş olsam dahi bir an içimin titrediğine şahit oldum ben uzun bir süredir anne kelimesini ağzıma almamışken şimdi bu kelimeyi kullanmak içimde kabuk tutmaya çalışan yaraya bir avuç tuz basmakla eşdeğer. Bu düşünce içimi yakarken taksi durağına doğru ilerledim tuhaf olan şu ki bu taksi durağında niye hiç adam yok? Etrafıma bakındım fakat bir taksi ya da taksici yoktu öylece durağın önünde dikilirken bir araba gelip önümde durdu camları filmli olduğu için içeride kimin olduğunu göremiyordum. Cam yavaş yavaş aşağı doğru indi ve bingoo tahmin ettiğim kişi karşımda arabada yüzüme bakıyor, aman ne güzel!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlar
Teen FictionHayat belki bu kadar aksiliklerle dolu olmasaydı güzel olabilirdi. Ben yalanlarla büyümüş yalanlarla yaşamış bir genç kızım ben Ezgi KÖKSAL yaşanmış ve yaşanacaklardan ümidini kesmiş amaçsızca sonunu bekleyen bir et parçası. Hayatım alt üst olmuşken...