Bölüm 9

10 2 0
                                    

Kalabalık içinde yalnız insan bu tanım bana uyuyordu. Etrafımda bilmem kaç tane insan var ve ben yalnızım. Yalnızlık mı canımı yakıyor yoksa beni yalnızlığa itmiş olmaları mı bilmiyorum.
 Yalnız insanlar sessizliği severler ben gibi. Peki neden gürültüye hapsoldum ki? Anlamıyorum kendimi de anlamıyorum etrafımda olup biteni de . Aptalım hemde en ufak hücreme kadar hala büyümek zorunda olduğu için büyüyen bi aptal.
 Niye en büyük acım yere düştüğümde kanayan dizlerim değil ? Yahut neden sırf annem istediğim çikolatayı almadığı için insanlara küs değilim ? Ya da niye babam beni gezmeye götürmediği için herşeye alınmadım ki? Normal bir insanın hayatı böyledir yani ben niye o normal insanlardan değilim?

"Ezgi bırak şu deftere yazı yazmayı da kalk bana yardım et "

"Hı şey geliyorum demir " elimde ki defteri alelacele çantama atıp yerimden kalktım saat neredeyse gece yarısına geliyordu bar git gide kalabalıklaşıyordu ve ben bu mayışmış beyinle çalışıyorum ahh var mı benden şanslısı?

"Buyrun ne alırdınız " çakır keyf olan adam oyunbaz gözlerle beni inleceyip

"Varsa bir adet senden alayım" al bir de burdan yak. Yüzüme tiksinen bir ifade yerleştirip

"Beni almana ne paran ne de adamlığın yeter bence sen burdan bi içecek al ve git."

"Sen benim adamlığıma lafmı ediyorsun lan !" Elini havaya kaldırmış bana vuracakken biri elini havada yakaladı kim olduğuna baktığım da karşımda amcamı gördüm bildiğin amcamı bunun ne işi var burda ne ara hapisten çıktı işte şimdi yandım!

"A-amca "

"Elini indir yakışıklı o kıza bir ben vurabilirim"

Çocuk karşısında güçlü birini görünce elini indirip söylenerek yanımızdan uzaklaştı. Ben ise gerçekten ben napıyordum yahu! Gözlerimi fal taşı gibi açmıştım onunla doğru orantı olarak ağzımda açılmıştı. Gözlerimde duygu karmaşası vardı en ağır basanı ise korkuydu, korkuyordum.

"Ezgicim neden bu kadar şaşırdın? Aa yoksa özlemedin mi amcanı "

"Sen ne ara hapisten çıktın "

"Seni küçük sürtük ömür boyu hapiste kalacağımımı sandın!"

"Git buradan yoksa polisi sesleyeceğim amca, lütfen git yeter canımı yaktığın "

"Ezgicim seninle oyunum bittiğinde fazlasıyla canın yanacak inan bana bu halini mumla arayacaksın " göz kırpıp yanımdan uzaklaştığında bacaklarım öylesine kasılmıştı ki serbest bıraktığımda yere yığılıverdim.

*

"Ezgi ne oldu sana ? Birşey desene be kızım vallah meraktan öldürücen ezg-"

"Yeter atakan soru sormayı kes  artık beni yalnız bırak. Benim etrafımda dolaşmayı bırak benden uzak dur! "

 Ayağa kalktım yürümeye çalıştım öylesine yorgun ki bedenim birisi üflese yere yığılırım. Bu adam yıllar sonra karşıma çıktı ve canımı yakmadan da durmayacak. O yğzden atakanın iyiliği için ondan uzak durmam gerekiyor.

 Barın içi o kadar dolmuştu ki nefes alışım da ciğerlerime içki sigara ter üçlemesi doluyodu ve şuan verdiğim karara göre kafa dağıtmak için dışarı çıkmıcam barda deli gibi içip sarhoş olucam. Evet! Bu dahice bi fikir. Tekrar bar kısmına yöneldim insanlara çarpıp kime çarptığımı bilmeden özüre bandırılmış kelimeler yolluyodum tabi sesimi müzik bastırdığı için kelimeler havada kayboluyordu.

"Enis bana yeşil peri versene ve bardak da deil şişeyle"
 Enis aval aval yüzüme bakmayı sürdürürken yüksek çıktığını umduğum bi sesle hadisene bee! Diye bağırdım ve sanırım yüksek çıkmıştı da.

"Al bakalım cadı ama dikkat et ölüpde başıma kalma"
 Elimi havada boşver dercesine sallayıp yeşil periyi kafaya diktim dikmemle boğazımda ki o yanışa şahit oldum ulan boğazım yanıyor. Hay ezgi iki üç hücren vardı onu da içkiyle yaktın sanada helal diye söylenirken yanıma biri oturdu ve bingoo cem bey!

"Ne istiyon? Yahu ben senden kurtulamayacakmıyım be adam!"

"Bugün yanına gelen adam amcan mıydı?"

"Sanane hem sen nerden tanıyon ? "

"Ne için gelmişti"
 Yeşil periden bi fondip daha yapıo ceme döndüm

"Sanane"

"Bak ezgi yardım etmeye çalışıyorum sende anlamaya çalış. Hiç bir boku senin için yapmıyorum zamanın da borçlu olduğum bir adam için şimdi şu saçma sapan çocukca işlerini bir kenara bırak ve adam akıllı cevap ver " elimde ki şişeye göz ucuyla bakıp gözlerini kocaman açtı "Cidden bu bünyeyle yeşil periyi şişeyle mi içiyorsun!? Onlar seni öldürmeden sen kendini öldürücen aptal kız" diyip elimde ki şişeye atladı ne olduğunu anlamadan elimde ki şişe kayboluverdi

"Versene ya o benim yeşil perim git kendine yenisini al. Bir dakika kim beni öldürücek?"

"Dikkatli ol ezgi bir dahaki karşılaşmamızda çocukca davranmazsan anlatırım " diyip yanımdan kalkıp gitti

"Hey ego yığını bana bir açıklama borçlusun. Heey! Mankafa !"  Tabiki beni dinlemeyip gitti ve masada unuttuğu yeşil perimle tekrar başbaşa kaldık ve düşünceler beni boğarken bir fondip daha yaptım. Kimse olmasa da yeşil perim var ağzımdan kaçan hıçkırık da bunu kanıtlamış oldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin