PEMBE DEFTER

76 14 5
                                    

GELECEKTEN

Telaşla uyandığım olduğum günlerden biri.Saatimi kurup 7:30 da uyandım.Telaşlıydım çünkü patronum Adnan Bey benden şirketin gelir dosyalarını istedi.Dosyalar evimdeydi,emindim ama neredeydi ? aradım,aradım bulamadım .

İşe geç kalacağımı düşünmeye başlayıp,telaşla etrafıma bakınırken o kutuyu gördüm .Dolabımın üstünde, üstü toz bir tabakayla kaplı ,siyah,büyük kutuyu güçlükle indirdim yere .Hemen telaşla kapağını açtım.içindeki kağıtları boşalttım ama dosyayı bulamadım. Her şeyi unutmak için taşındığım bu evde, hala her şeyi yerleştirememiştim o yüzden hala kutuluydu eşyalarım.Tam kutuyu kapatırken içinde bir defter gördüm.elime alıp yakından bakınca anımsadım tüm her şeyi yaşadıklarımdan kurtulmak için tüm hatıraları atmıştım oysa. Unutmuşum bunu onca şeyin arasında.O an öyle çok nefret ettim ki ondan unutmamın imkansız olduğunu, mutsuzluğun beni bırakmayacağını haykırdı sanki.   

Onu görünce dilim tutuldu ,dizlerim tutmaz oldu,nefesim kesildi aniden.Yanağımdan süzülen yaşları elimle sildim ve dosyayı bulamadan evden çıktım.Hüngür hüngür ağlamak geldi içimden bağıra bağıra,hıçkıra hıçkıra ama yapmadım.Ondan kurtulmak istedim atmak ,yakmak belkide.Sonra düşündüm de hepsi gibi bunu da yaksam ne olacaktı sanki.Anıları yakmak,yıkmak hafızandan silmek mümkün mü sanki ?

******************************************************

İşe geç kaldım .Adnan bey(patronum)beni odasına çağırdı.Adnan Bey çok disiplinli biriydi geç kalınmasını hiç sevmezdi .Odasına gittim.Kolundaki saati göstererek 

"Saatimi beğendin mi ?"dedi.Alaycı gülümsemeyle.

"Dosyayı aradığım için geç kaldım Adnan Bey bir daha olmaz." dedim.

"Umarım" dedi.Duygusuz bir sesle.

Yüzündeki alaycı ifade yerini ciddiyete bıraktı .Ardından Adnan Bey sağ elini uzatıp

 "Dosyaları alabilir miyim ?Rüya Hanım" dedi.

Onun bu resmiyeti sinirlendiğinin işaretiydi .Bende hala ağlamaklıydım . Titrek bir sesle 

"Bulamadım" dedim.

Adnan Bey iyi olmadığımı anlayınca iç çekerek

 "Peki" dedi ve eline telefonunu alıp birini aradı sonrada tıslayarak yedek gelir dosyalarını getirin deyip kapattı.

Ben patlamak üzere bir bomba gibiydim her an pimim çekilmiş gibi patlayabilirdim.Adnan Bey telefonu kapatıp bana döndü.

 "Sen iyi değilsin .Ne oldu diye sormayacağım .İstersen eve git ,biraz dinlen ve düşün" dedi.

Teşekkür edip koşarak çıktım odadan.Topuklu ayakkabımın sesi rahatsız etti beni.Öyle ya bazı zamanlar en ufak şeyler bile gürültü gelir insana ,hep sesini duymaya alıştığın şeyler çığlık gelir sana ve kulağını kapatınca iyi gelir sanırsın, en çok canını yakanı duyunca geçecek sanırsın ama kalbini dinleyip belki de en büyük hatayı yaparsın. Ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım.

Ofisten çıktığımda bir sağanak başlamıştı.Daha fazla kendimi tutamayıp ağlamaya başladım,hüngür hüngür.gözyaşlarım yağmura karışıyordu.Etrafımdakiler şaşkın şaşkın bana bakıyordu.Bense hiç aldırmayıp koşup,ağlamaya devam ettim.Tüm makyajım yüzüme yayılmıştı.saçlarım ıslanmış ve kafama yapışmıştı.Etraftaki çocuklar annelerine sarılarak benden korktuklarını belli ediyorlardı.

Bir süre koştuktan sonra evime vardım.Bir duş alıp bornozum ve havlumla çıktım banyodan. Gözlerim kızarmıştı çok sarhoştum çünkü anılar sarhoş yaptı beni her kadehde farklı gözyaşı farklı biri için süzüldü. Belkide gözyaşları ona kavuşurlar sandılar ama bilmiyorlardı "giden gelmezdi "aşık olduğun adam dikenlerle kaplıydı ona sarılamak canlarını yakacaktı ama onlar bilmiyorlardı.Bir de kahve aldım kendime sıcak,üstünden nefis kokular yayılan .Oturdum koltuğuma ve pembe defteri elime aldım.Kapağını açmak istedim elim titredi geri çektim elimi.Defteri masama koydum.Yine bir yolcu gözyaşı süzüldü yanağıma.

 Televizyonu açtım biraz kafam dağılsın diye. Ama olmuyordu .Unutamıyordum o defteri , kararlıydım açacaktım ,televizyonu kapattım.Kahvemden bir yudum alıp,defteri elime aldım ve kapağını açtım...

HAYAL ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin