Bölüm 6

27 10 1
                                    


MERHABA CANKUŞLAR BU GÜN RÜYA OLARAK DEĞİL BÜŞRA OLARAK KONUŞMAK İSTEDİM SİZİNLE.ÖNCELİKLE KİTABIMI OKUYUP DESTEK OLAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM.BU BÖLÜM BENİM İÇİN DEĞERLİ ÇÜNKÜ 6 BENİM UĞURLU SAYIMDIR . UMARIM BU BÖLÜM HOŞUNUZA GİDER.SORNAK İSTEDİĞİNİZ SORULARI YORUMLARA YAZABİLİRSİNİZ

Rüya ben..dediği esnada kalbim heyecanla atmaya başladı.Kesin seni seviyorum diyecekti gerçi daha çok erken ama ben kabul edebilirdim yani herhalde (kimseyi kandırma guzum sen hemen kabul ederdin)bazen iç sesinden nefret edersin...neyse umarım şuan ki heyecanım yansımamıştır ona.Berk bana bakıp devam etti kızım ne oldu ne kastın ya ben benle mobilya bakmaya gelir misin diyecektim dedi .Ahh hayaller Paris gerçekler çarşamba pazarı.Ben hemen kendimi savunmaya geçtim yoo kasmadım ya sana öyle gelmiştir hem biraz da üşüdüm en iyisi  ben gideyim dedim ve koştura koştura uzaklaştım oradan. 

Ben bugün Berk in çok zengin biri olduğunu anladım çünkü hemen bir ev alıp aynı gün rahat rahat eşya bakmaya gidiyor ki zaten kıyafetleri de onun zengin olduğunu gösteriyor.Aslında şuan ne hissettiğimi bilmiyorum.Sadece bir karmaşıklık var içimde.Neyse yemek yemeliyim diye düşündüm ve mutfağa gidip bir şeyler hazırlamaya koyuldum. Porsiyonlarımı daha küçük almayım çünkü Berk bana obez demişti yüzümde bir tebessüm belirdi ardından yemeği küçük lokmalarla yemeğe koyuldum ve bir yandan annemleri arayıp onlarla konuşuyordum çünkü bu bana çok iyi gelirdu. Annmlerle konuşmam uzadıkça uzadı ve ben saati çok sonra fark ettim çok geç olmuştu.Hemen gidip uyudum.

Ertesi gün giyinip çıktım Bu monotonluk beni onların yokluğuna alıştırıyordu aslında.Ve bu arada artık telefonumu bir yerlerde unutmuyorum çünkü telefon bana onları hatırlatıyor.Çantamı alıp evden bir çıktım ki  dışarıda fırtına var bir rüzgar bir yağmur mahvolmak üzereydim.Şemsiye almadığım için kendime küfür etmeye başladım.Çantamı tutup başıma siper ettim ve taksinin gelmesini bekledim(çantanın ne kadar faydası olur sanki)Tam o esnada siyah lüks bir araba yaklaştı önüme.Açıkçası biraz korktum ve hafiften geri çekildim.Siyah arabanın camı yavaşça indi ve başımı eğip içindekine korkuyla baktım .

İçeride güneş gözlüğü takmış bir adam vardı.Bu fırtına da kim güneş gözlüğü takar ki diye düşünürken gözlük bir indi Berk miş .Bana hanımefendi isterseniz sizi gideceğiniz yere kadar bırakabilirim dedi o mükemmel gülüşüyle.Ben önce hanımefendi? dedim ve ardından neyse gelmen çok iyi oldu deyip pat diye bindim arabaya sonra fark ettim ki Berk benim çok yakın tanıdığım biri değildi nasıl rahattım yanında kendime kızdım ve kemerimi taktım ve iş yerinin   adresini söyledim.Uzun bir sessizliğin ardından Berk lafa girdi 3 gün sonra boya da bitiyor eşyaları yerleştirip geçicem dedi.Bense hala sessizliğimi koruyordum açıkçası niye sustuğumu bilmiyordum fakat kendi rekorumu kırmıştım (normalde çok konuşurum:)Sonra Berk nefesimi kesen bir soru yöneltti bana telefon numaranı versene belki armam gerekir dedi bunu söylerken öyle gerilmişti ki bu bende büyük bir gülme isteği uyandırdı.O benim konuşmama fırsat vermeden devam etti.Sonuçta komşunun arkadaşı yani arkadaş komşusuyuz deyip bir iç çekti ve hem arkadaş hem komşuyuz gerginlikten boynundaki damarlar belli oluyordu.Bende telefonunu aldım ve kendi numaramı rüya hanım diye onun telefonuna kaydettim.İş yerine varmıştık kemerimi çıkarıp teşekkürler dedim ve yine çantamı kendime siper edip koştum ofise doğru.İş yerine vaktinde varmıştım.

Adnan bey in suratına gülerk girdim içeri(ne oldu azarlayamadın hesabı)oda alaycı bir bakışla yanıma yaklaştı ve Rüya Hanım şirketin vergi dosyası yanınızdamı dedi.Birden yüzüm düştü ve efendim dedim.Bu gün çok önemli bir toplantı vardı o dosya lazım deyince beno kadar havalı havalı hareketler yaparsan Allah ta belanı böyle verir diye düşünüyordum.Tam o sırada telefonum çaldı bir numara arıyordu.Adnan Bey e pardon deyip telefona bakmak için uzaklaştım.Telefonu açınca arayanın Berk olduğunu sesinden anlamak çok ta zor değildi.Berk e hemen şirkete geri gel dedim.Oda zaten gitmedim çünkü evinin anahtarını düşürmüşsün dedi.Harika o zaman o anahtarı al benim evime git içerdeki sehbanın üstünde kırmızı bir dosya var onu ala getir deyip telefonu suratına kapattım.

Adnan beyin yanına gelip yüzümdeki koca gülümsemeyle tabi kide getirdim dedim.Havalı havalı yerime geçtim.Adnan bey şaşkındı domates gibi kızarmıştı.Ben aslında dışarıya gülsemde içimde ecel terleri döküyordum çünkü ya dosyayı bulamazsa getiremezse gibi endişelerim vardı.Telefonuma mesaj geldi aşağı in diye berk tendi.Hemen indim dosyayı verdi .Öyle mutlu oldum ki bi an şaşkınlıktan yanağına bir buse kondurdum ve koşup ofise girdim.

BU BÖLÜM BİRAZ KISA OLDU AMA ORUÇ ZORLUYA CANKUŞLAR YENİ BÖLÜMLERİN DAHA UZUN OLACAĞINA EMİNİM HEPİNİZİ SEVİYORUM BU ARADA UMARIM SİZE CANKUŞ DEDİĞİM İÇİN BANA BELA OKUMUYORSUNUZDUR:)

HAYAL ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin