6. BÖLÜM "Gerçeğin İlk Masalı"

390 25 35
                                    

Bölüm şarkısı: Daughter - Smother

"Gülüşünü merak ettiğiniz insanı sevmemek gibi bir lüksünüz yoktur. Ve ben, kırgın kadınım, sen gülümsediğinde dudaklarının kenarında oluşan kıvrımların sayısını bile ezbere biliyorum artık."

Henry Haffman, 1967, Butterwort çiçek bahçesi.

***

Müphem bir esinti, dalları kırılmış ağaçlıkların gölgesinden usulca dolanıp bahçelerde ardı sıra dizelenmiş yaseminlerin kokusunu içine çekiyor, genç kadının saçlarının arasından süzülerek hayallerine intikal ediyordu. Lakin bu emrivaki ziyaretlerin yegane müşterisi olmakla kalmayıp ten yakıcı bir soğukluğa daha sahip olan, zaman zaman huzurlu fakat karmaşık bir zihne zehir misali yayılmaktan bir nebze olsun hüsran duymayacak olan korkunç esinti, yalnızca genç kadının düşüncelerine sızmakla kalmıyor, benliğiyle tahayyül etmiş sarmaşıklarla örtülü hayallerin resmedildiği bir tablonun ardında ancak ve ancak kuru birkaç çizgi bırakıyordu. Lakin geride kalan o kirli çizgilerin doğduğu fırça darbelerinde, her vuruşta eksilen bir geçmiş, geçmişle beraber aynı eksiklikteki bir ruhu ziyaret eden kırık dökük harabeler vardı.

Geçmiş, mütemadiyen yıkılmış olan bir harabeden oluşuyordu.

Zaman zaman insanın ruhunu ele geçirip dalgalarını acının oluşturduğu bir okyanusta yapayalnız bırakmaktan zevk alıyordu, geçmiş.

Kaybettiklerinle bezenmiş ince bir yolun sonunda, seni ölümün kucağına atmak için gün sayıyordu.

Ve onu zihninde ağırlamak, kendi ölüm fermanını tek kalemde imzalamaktan başka bir şey değildi.

Maria Perez'in çetrefilli yaşamı ise bulunduğu anlarda o ölüm fermanının ta kendisiydi. Hatta onu oluşturan hüzün kokulu kelimelerin kendisi, bizzat ölümün bedeniydi. Sanki ölüm dünyaya ulaşabilmek için bir sarmaşık aramış ve o sarmaşığı bulduğunda acı dolu yaprakların bertaraf ettiği dallarla genç kadının ruhuna dolanmıştı. Fakat zaman geçtikçe ruhunu çevreleyen ölüm, korkuyla bezediği sıcak nefesini ondan ayırmamış, onu bir asır gibi geçen saniyelerde daha fazla kendi içine çekmeye başlamıştı.

Ve o, bu dönüp duran kasırganın içerisinde bir kum tanesi kadar çaresiz kalacağını kesnlikle hesaba katmamış, katamamıştı.

"Maria..." diye fısıldadı karşısındaki tanıdık ses. Kulağına gelen bu sesin sahibini tanıyordu fakat büründüğü beden kesinlikle çok farklıydı. Farklı ve olabildiğince korkutucu. "Ne yapıyorsun?"

Maria, karşısında duran bedenle kulaklarında yankılanan sesi takyit etmekte zorlanıyor, sanki aklını hiç kaybetmemiş gibi birazdan delireceğini düşünüyordu. Canını bir kurşunla almak için kapıda öylece duran bu adam sanki başka bir bedenin sesine sahipti. Silahını yavaşça kaldırdı ve önünde duran, yalnızca hayatının değil, ruhunun da katili olan adama doğrulttu.

"Maria, ne yaptığını bilmiyorsun... Hadi güzelim, kendine gel... Yüzüme bak, benim, Joseph."

Duyduklarıyla afallasa da genç kadın, gördüklerine inanmayı tercih ediyordu. Yalan söylüyor olabilirdi. Elbette öyle olacaktı zira karşısında gördüğü yüz sevgilisine değil, bariz bir katile aitti. Maria'nın zihninde birkaç sene önceki hali dolaşıyordu ve hastalıklı düşünceleri yaymak için karanlık bir ücra arıyor, adeta geçmişine dair unuttuğu her bir saniyesini oraya tekrar kazımak istiyordu. Çevresindeki insanlarla kolaylıkla savaşabilirdi, Maria. Hatta küçük bir çaba, onları alt üst etmek için bile yeterliydi ancak kendisiyle savaşmak... Onu bütün gücüne rağmen kaybedeceği bir mücadeleye sürüklüyordu. Kaybedeceği ve bir kez daha savaşmak için ayağa bile kalkamayacağı bir mücadeleye.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLÜME KURULU SAATLER (Gerçeğin Masalı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin