2. BÖLÜM "Yeni Yılın Melodisi"

1K 125 142
                                    


"İnsanlar yaşlandıkça dünya gençleşiyor, Maria. Her şeyi bir kenara bırak. Bugün, ruhuna bir parça daha keder katan, bedenine birkaç kırışıklık, umutlarına birkaç satır çizgi atan bizler değiliz. Vazgeç, Maria... Vazgeç de ruhumuz değil, bizi birleştiren seneler yaşlansın. Yeni yıl, bu yılbaşı yaşlansın."

Maria Perez, oturduğu soğuk bankta biraz daha kenara kaydı. Bu gece Joseph'ten ne kadar uzak olursa, o kadar mutlu olacaktı. Joseph, Maria'yla tanışmadan evvel yılbaşının ne anlama geldiğini dahi bilmezken, genç sevgilisinin gözlerine baktığı, sesini duyduğu, ve böyle günlerin hoşuna gittiğini öğrendiğinde, son birkaç yıllık süreç için Pentalone'yi mesken tutmuştu. Maria, Joseph'e bu denizden hiçbir zaman bahsetmemişti ancak Maria'nın en büyük kayıplarını verdiği gecelerin peşi sıra gelen mutsuzluk dolu günlerde sürekli buraya geldiği anlaşıldığında, genç kadının küçük sırrı için artık çok geçti.

Maria elleriyle kulaklarını kapattı ve bankın diğer ucuna doğru yavaşça süründü. "Sus, Joseph, lütfen..." dedi kalbi küt küt atarken. Joseph ise gözlerini Maria'dan ayırmıyor, her gece bu güzelliğinin nasıl artabildiğini düşünüyordu.

"Birlikte susalım," dedi Joseph, hiç düşünmeden. "Yalnızca gözlerime bak."

Maria, daha fazla dayanamayacağını düşündüğünde içindeki tüm nefreti boşaltmaktan başka çaresi yoktu. "Sus!" diye bağırdı tekrar. "Olmuyor, anlamıyor musun? Neden hala bir aptal gibi bana yardım etmeye çalışıyorsun? Senin yardımına ihtiyacım yok!" dese de aslında en çok ona ihtiyacı vardı. Ve en acı olan, bunu kendisinin de biliyor olmasıydı. "Bu yeni yılı ben öldüreceğim, Joseph. Engel olmaya çalışma!"

Maria, oturduğu yerden hızla kalktı ve yalnızca birkaç adım ötesinde duran denize doğru ilerledi. Saat on bir, ya da on bir buçuğa geliyor olmalıydı. Maria, tam odaklandığında ileriye doğru bir adım daha attı ancak kulağına dolan hoş, dinlendirici müzik, zar zor toparladığı dikkatini tek seferde yerle bir etmişti.

"Lanet olsun. Bu da nereden çıktı şimdi?" diye söylendi etrafına bakınırken. Uzaklardaki bir eğlence mekanından geliyor olmalıydı ancak böylesine güzel bir melodinin, etrafındaki çirkinliklerle dolu insanların yanından bile geçemeyeceğini, kulağına gelen ve ruhunu okşayan bu güzel sesin yalnızca olağanüstü bir yerden gelebileceğini düşünmüştü. Adımlarını biraz daha ilerletmeye çalıştı ancak duyduğu sese kendini kaptırmaya başlamış, bu melodinin hiç sona ermemesini, hatta soğuk denizin sularında kaybolup gittiğinde bile zihninde bir yerlerde aynı sesin hüküm sürmesini dilemişti.

Geriye döndü ve sesin geldiği yönü algılamaya çalıştı. Kulakları, duyduğu tüm sesleri az çok işitebilse de, bu melodi için şimdiye kadarki duymuş olduğu tüm sesleri silip atabilirdi. Bakışlarını Pentalone'nin çevresinde tekrar gezdirdi ancak az önceki güzellikten öte, mayıştırıcı ses birden kesildiğinde ne yapacağını şaşırmış, hayatında olan son iyi şeyin de kaybolup gittiğini düşünmüştü.

Tanrı'dan aynı sesi tekrar duyabilmeyi diledi, Maria. Ancak bu istekte bulunduktan birkaç saniye sonra şu ana kadarki hiçbir dilediğinin kabul olmadığını, böylesine büyük bir isteğin ise hiçbir zaman kabul olamayacağını düşündü ve yine vazgeçti. Pes etmeye alışmış mıydı, Maria, yoksa ona yardım edebilecek birileri hala var mıydı?

Maria, derin bir iç çektikten sonra saçlarının uçlarını tek eliyle kavrayarak elbisesinin arkasına sıkıştırdı. Bedeni Pentalone'ye ait olduğunda saçlarındaki kokunun gitmemesini istiyordu, çünkü koyu renk, uzun saçlarına ilk kez Henry dokunmuş, bazı gecelerde onu saçlarından öperek uykuya teslim etmişti. Şimdi Maria, nasıl olur da ölümsüz sevgilisinin dokunduğu, kokladığı, hatta öptüğü saçlarını birkaç aptal dalgaya teslim edebilirdi?

ÖLÜME KURULU SAATLER (Gerçeğin Masalı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin