-Derin hadi kalk seninle dışarı çıkacağız :)
Yavaşca kafamı ona doğru kaldırdım. Gülümsüyordu. Ilk defa görüyordum onu böyle.
-Hadi ağlama.
Gözlerimden akan yaşları sildi. Ayağa kalkarak elini uzattı. Uzattığı elini tutarak beni çekti. Belimden tutarak odama çıkardı.
-Akan makyajını temizle sonrada gidelim. Aşağıda bekliyorum.
-Tamam.
Kapıyı örtüp çıktı. Lavobaya gidip ilk yüzümü yıkadım. Sonra aynamın karşısına geçip sadece allık sürdüm. Biraz canlanmalıydım. Bu kadar üzüntü yeter. Güçlü gözükmeliydim.
Odamdan çıkıp aşağıya indiğimde arabasına yaşlanmış beni bekliyordu. Gülümsedim. Gülümsediğimi görünce oda gülümsedi. Gülümsüyordu nedense değişik geldi.-İyimisin?
-İyiyim.
Kapımı açarak ön koltuğa oturdum. Kapımı mı açtı . Hmm.
Sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı.-Nereye gidiyoruz Doruk?
-Sakin bir göl kenarına küçüğüm.
Küçüğüm de nereden çıktı şimdi. Tabi aramızda 5 yaş vardı. Ama küçük sayılmazdım,herneyse.
-Müzik açabilirmisin?
- Açalım bakalım.
Ayla Çelik - Bağdat çalıyordu.
"
Yine seni sevmekten başka
Hiç bir şey yapmadım bugün
Enikonu çaldı telefonlarım
Boşver bakmadım bugünNe gazete okudum ne de bir haber
Derdi yasakladım bugün
Kaç öpücük olmuş inanamazsın
Aşkı hesapladım bugün
Dün geceyle tam üç ay bir gün
Dün geceyle tam üç ay bir günBen dünyanın en büyük aşığı olabilirim
Ben koynunda yüz sene bin sene durabilirim
Ben Leyla'yı Mecnun'u Ferhat'ı Aslı'yı Kerem'i bilmem ama
Bağdat'ı iki gözüm kapalı bulabilirim"Eskiler canlandı gözümde. Kerem, ah be Kerem.
Doruk böyle şarkılar mı dinliyormuş...
Araba durduğunda etrafa baktım. Çok güzel bir yere benziyordu.
-Hadi Derin iniyoruz geldik.
Yavaşça kapıyı açıp indim. Rüzgarın savurduğu saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Doruk gelip elimi tuttu ve yürümeye başladık. Elimi tutmuştu.
Göl kenarına geldiğimizde durakladık.
-Derin burada beni bekle örtü alacağım.
-Bekliyorum Doruk.
Gittiğinde gölün kenarina eğilip elimi suya değdirdim. Soğuktu.Ayağa dikilip doruğu bekledim. 2 dakika sonra geldigin de elindeki örtüyü göle yakın kenara serdi sonra da oturma mı işaret etti.
-Nasıl beğendinmi burayı?
-Evet, sessiz sakin biryer..
-Moralim bozuk olduğu zaman genel de buraya gelirim. Bunu senden başka kimse bilmiyor küçüğüm, aramızda kalsın.
-Merak etme bana güvenebilirsin.
-Ileride seninle tartışırsak evden gidersem buraya gelir beni alırsın artık.
-Hiçte gelip buralardan seni toplayamam doruk. Gitmezsin oturursun olur biter.
-Hadi ya.. Bak bu olmadı.
-Olmasın.
Yere boydan boya uzanarak yattım.
-Ne var, niye bakıyorsun?
-Bakamaz mıyım Derin Hanım?
-Bakamaz sınız.
- Peki, öyleyse.
Dorukta yanıma uzandı. Ikimizde tek kelime etmiyorduk.
-Ordamısın doruk?
-Hayır.
Kıkırdıyordu.
- Ya manyak mısın?
-Hayır.
- Sen hep gülsene böyle, o karanlık adam rolleri sana hiç yakışmıyor. Hem senin adamların nerde kac gündür.
-Seninle olabilmek için,senin yanında kalabilmek için şimdilik yoklar.
-Ben tek kalamıyor muyum ha! Hem sen gitsene arada, ben tek başıma vakit geçireyim.
- Bakarız.
-Neyse uzatmayacağım. Ben uyuyorum, uykumu getirdi ortam sen sakın uyuma yoksa beni kimse koruyamaz tamam mı hı.
- Ahah tamam hadi bakalım.
Gözlerimi kapattım. Biraz kestirmek iyi gelecektir. Göz kapaklarım yorulmuştu...
(Okuduğunuz için teşekkür ediyorum. )