BABAMIN KIZI (+18)

~EYVAH!~

Biraz geç bir bölüm oldu. Tamam biraz değil baya geç bir bölüm oldu. Hepinizden çokca sorry. Bakalım bu bölümü beğenecek misiniz. Her zamanki gibi yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar :*

EFSA

Sarılmalar bitince Osman ve Utkan'a bizimle kalmalarını teklif ettim. Saat epey geç olmuştu. Onları bu halde bırakamazdım. Benim teklifime ise pek sıcak bakmamışlardı. Çünkü büyük ihale vardı.Sabaha iyi kalkıp dinlenmeleri lazımdı.

Utkan her ne kadar da benimle kalmak istese de o da Osman gibi ihaleyi bahane etmişti. Gerçi haklılardı da çok uzun bir süredir bu ihale için uğraşıyorlardı. Ee şimdi Utkan bende kalırsa sabahlardık öpüşüp koklaşırken o yüzden gitse gerçekten iyi olurdu. Ben şu aralar çok ani karar değiştirir olmuştum. Az önce bir yere bırakamam diyen ben şimdi gitmelerini uygun buluyordum. Ben de bir çeşit manyağım galiba.

Aliye ve Osman'ın tutkulu öpüşmelerine baktım. Bu ikisi beraber olmayı gerçekten hakediyorlardı. Maalesef ki bu koklaşmalarını ertelemeleri gerekiyordu.

Beyleri kısa soluklu görüşümüzden sonra uğurladık. Giderken de onları anneler gibi tembihlemeyi de unutmadım.

"Varınca arayıp haber verin! "

Ayy yok bende bir haller vardı. Ben daha önce hiç böyle dememiştim. Acaba Aliye'den bana bir avamlık mı bulaşmıştı. Çünkü o hep yapardı bunu. Çok anaç bir insandır. Hepimizi merak eder arada terlik bile yeriz kafamıza.

Arkalarından onlar gidene kadar bakmaya devam ettik. Gözden kayboldukların da yüzümüzü kaplayan aptalca bir gülümsemeyle kapıyı kapatıp içeri girdik. Aliye kendine gelmişe benziyordu. Kolay değildi tabi sevdiği insanla arasına uçurum girmesi. Şuanda da o uçurumu kapattıklarına göre rahat bir kafayla uyuyabilirlerdi. Ee tabi bizde öyle. Gerçi bizim pek de bir sorunumuz yoktu. Gitarcı çocuk dışında. Yarın sabah ilk iş onu bulup konuşmak olacaktı. Gerçi ne konuşacaktım. Bana neden öyle baktın? Diye saçma sapan konuşamazdım ya. Aa ama onu ortalarda fazla dolanmaması için uyarabilirdim. Neticede Utkan gibi bir tehdit unsuru vardı karşısında. Ağzı burnu dağılsın istemeyiz hiç birimiz. Hele ki o güzel gözlerinin morarmasını... Ne diyorum ben ya ne güzel gözü! Onunda diğer insanlar gibi işte kahverengi gözleri var ama derin bakan kahve gözler...
Bir an önce kendime gelsem iyi olur değilse daha fazla saçmalarsam bunu başkasının yanında da yapabilirim ve bu benim için hiç de güzel olmaz. Hemde hiç hiç hiç güzel olmaz.!
Ama hemen gidip yatmam gerçekten çok güzel olur. Aliye'ye iyi geceler dedikten sonra odama çıktım. Uykusuzluktan olsa gerek bugün kendimi biraz fazla yorgun hissediyorum.

Yatağa kendimi bıraktım ve derin düşüncelere daldım. Nedense özellikle yarını düşünüyordum. O çocukla neden konuşmam gerektiğini ne konuşacağımı. Aptal aptal ne kadar düşünce varsa hepsini düşünmüştüm. Bir yandan da Utkanların yarın olacak ihaleleri kafamı kurcalıyordu. Eğer kazanamazlarsa hepsi mahvolurdu. İlk defa bu kadar inanıp bu kadar emek verdiler ve emeklerinin karşılığını almak onların hakkıydı. Eğer o ihale olursa devasa bir alışveriş merkezi inşa edeceklerdi. Aslında bu mesleği Türkiye de yapıyor olsalar adlarını çoktan Türkiye de duyurmuş olacaklardı ama onlar bunu yurt dışında yapmak istediler. Çünkü küçük oynamak onlara göre değildi. Ee tabi maddi sıkıntı da çekmiyordu hiç biri. Zaten Utkan'ın, Türkan Sultan gibi bir annesinin olması büyük avantajdı. O kadından hepimiz korkardık. Başta Buğra olmak üzere. O kadar kudretli bir kadındı ki korkmamak mümkün değildi. Tek bakışıyla dünyayı dize getirir önünde diz çöktürürdü. Sahi bunu neden yapmıyordu ki.

Kulağa saçma geliyor olabilir ama onu kadın mafya diye küçümsemek akıl karı değil. O esaslı bir mafya. Herkes onu 'Kanlı Türkan' olarak bilirmiş. Kendine has işkence yöntemleri varmış. Tabi bunu sadece ona düşman olanlara yapıyor. Değilse Utkan'a karşı hiç bir zaman sert bakışından, otoriter sesinden ve bir kaç emirlerinden başkasını yapmıyordu. Yada ben sürekli onları görmediğim için bilmiyordum. Türkan Sultan ile sadece bir kez görüşmüştük. Oda Utkan ile olan yakınlığımdan kaynaklıydı. O günden sonra bir daha cesaret edememiştim. Zaten oda benimle görüşmek istememiştir diye düşünüyorum. Her neyse ben bu konuya nerden varmıştım böyle.