1.Bölüm-Yeni Hayat

190 10 2
                                    

Ve kazanmıştım. İstediğim okul, istediğim bölüm... Su Işık "ODTU Eğitim Fakültesi" bölümünü kazanmıştım. Hala inanamıyorum. Herşey çok güzel. İstanbulda yaşamama rağmen hep olmak istediğim yeri kazanabilmiştim.  Annem ve babam çok sevindiklerini ve gurur duyduklarını binlerce hatta milyonlarca kez söyledi. Hemen odama çıktım. Şebnem'i aradım. O da Bilkent Güzel Sanatlar fakültesi grafik bölümünü kazanmış. İkimiz de Ankara'da okuyacağız. Bizim planımız bir ev kiralamak ama aileleri ikna etmek büyük sıkıntı. Hemen söylemeyi düşünmüyoruz. 1-2 gün sonra söyleriz. Şimdi biraz keyif yapma zamanı. Bugün Şebnemlerde kalacağım. Ve ev kiralama konusunu yarın ailelerimizle konuşmayı planlıyoruz. Aslında 1-2 gün sonra diyecektik ama ne kadar ertelersek o kadar zorlanırız. Belki izin verirler. Hiç sanmıyorum. Baya baya şuan kendimle konuşuyorum kafaya yedim. Umarım her şey yoluna girer. Şuan Şebnemle beraber şarkı dinliyoruz.
.......
Şebnem ortaya sabahlama fikrini attı bende onu kırmamak için tamam dedim. Muhtemelen dayanamayıp uyurum. Aslında bunu o da biliyor ama amaç eğlenmek olsun. Şebnem " en iyisi film izleyelim Su ne dersin ? Ben de tamam izleyelim dedim. Şebnem filmler bittikçe yeni bir film açıyordu. Saat gece yarısı olmuştu. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu ve ben engel olamıyordum. Kafama geçen yastıkla irkildim. Gözümü biraz araladım ve Şebnem salak gibi bana bakıyor. Bir süre kendime gelemedim. Vee tabiki uyuyakalmışım. Şebnem'e masum bir şekide bakarak,kedi yavrusu gibi gözlerimi açtım. Uyuyakalmışım diyebildim. Şebnem de görebiliyorum dedi dalga geçer ses tonuyla. Kafasına bir yastığı fırlattım. Güldük ve aynı anda YASTIK ŞAVAŞIIII !!!!! dedik ve birbirimize yastıkları fırlattık. Yorulduğumuzu anlayınca yatağın sıcak kollarına kendimizi teslim ettik. Sabah Şebnem'in annesi -Seda teyze -saatin kaç olduğundan haberiniz var mı ?? diye söylenip gitti. Gözlerimi açar açmaz telefonuma baktım saat 4'e geliyor hemen Şebnem'i uyandırdım saat 4'e geliyor uyann!! dedim. Şebnem de "off o kadar geç oldu mu ya" dedi. Şebnem kendine gelince bir duş aldı. O sırada bende giyindim bizim eve gidip bu ev mevzusunu konuşmamız lazımdı. Şebnem ve ben hazırdık. Şebnem'in ailesi de bugün yemek yemeye bize geleceklerdi. Eve varınca biraz oturup hemen yemek yemeye geçtik. Sohbetler edildi tatlılar yendi. Biz bir süre odada neler diyeceğimizi planladık. Ailelerimizin yanına gittik ve sizle bir şey konuşmak istiyoruz diyince herkes sustu ve babam sizi dinliyoruz söyleyin dedi. Şey........ ımmmmm biz şey düşündük.... Babam sinirlenmeye başlamıştı " ne söyleyeceksiniz diyin artık" deyince aniden "biz Ankara'da ev tutmayı düşünüyoruz, dedim. Herkes duraklı sonra hayır öyle şey mi olur yurtta kalacaksınız gibi laf kalabalığı yaptılar az hemen itiraz etmeyin dedim. Evde daha verimli ders çalışırız, hem yurtta biz ders çalışırken müzik dinleyen arkadaşıyla sohbet eden oda arkadaşımız olursa nasıl verimli çalışabiliriz ki dedim. Evde olunca en azından sorumluluk sahibi de oluruz ev işlerini kendimiz yaparız hem yeni evliler gibi ev düzecek değiliz ya ...
Biraz düşündüler. Yine konuşuruz hemen evet denilecek bir konu değil bu dediler. Buraya kadar fena değildi. Umarım şu ev işi olur. Şebnem ve ailesiyle vedalaşırken babam ev işi için Ankaradaki arkadaşlarına haber vermiş bizim için birkaç ev bakacaklarmış. Şebnemle öyle sevindik ki önce sarıldık sonra herkese teşekkür ederek asla pişman olmayacaksınız dedik.

Muhteşem bir gündü ama yoruldum. Hemen yatağıma atladım. Sonra pijamalarımı giymediğimi farkedince sinirlenerek o güzel yatağımdan çıktım ve pijamalarımı giydim sonra hemen yatağa yattım.

Ankara'da ki okul kayıt işleri ev işleri için yaklaşık 1-2 ayım var. Bu bir ayda Şebnemle beraber Antalya'ya gitmeyi düşünüyoruz. Anneme sordum bir şartla kabul edermiş amcamın kızında kalırsak... Peki dedim. Akşam babamla da bu konuyu konuştuk annemle aynı fikirde. Şebnem'i aradım amcamın kızında kalacağız ne diyorsun dedim. Önce düşündü sonra tamam bana uyar dedi. Bu işi de hallettiğimize göre yarın yola çıkarız artık.

Sabah babamı ve annemi araba konusunda o kadar ısrar ettim ki en sonunda babamın arabasını aldım. Annemin arabasını pek sevmiyordum. Babamın bir sürü öğüdünü dinlemek zorunda kaldım. En sonunda Şebnem'in evinin önündeydim. Kız 2 bavul almış yanına. " Hayırdır 2 aylığına gitmiyoruz yaklaşık 1 ay oradayız" dedim dalga geçer ses tonuyla. Şebnem de " hadi canım" dedi. Yaklaşık 8-9 saat sonra Antalyadaydık. Amcanım kızı Sıla ablanın evini 1 saatte anca bulabildik. Eve geldiğimizde yorgun olduğumuzu anlayan Sıla abla hemen yatacağımız yeri gösterdi. Teşekkür ettik ve kıyafetlerimizi değiştirmeden uyuyakalmışız. Uyandığımda saat sabah 5'i idi. Duşa girdim. Eşyalarımı yerleştirirken Şebnem uyandı "günaydın" dedim. Şebnemde "günaydın birazdan bende eşyalarımı yerleştirim" dedi. Kalktı ve beraber eşyalarımızı yerleştirdik.
İkimiz kahvaltı hazırlamaya çalıştık. Sıla abla da uyandı. Hep beraber kahvaltı yaptık. Şebnem "acaba sahile mi gitsek ?" dedi. Sıla abla "kızlar ben gelmesem siz kafanıza göre takılsanız ?" dedi. Bizde tamam dedik. Şebnemle hazırlandık. Sahilde yürüyoruz aradan yarım saat geçince bir yerde oturduk. Kahvelerimizi içtik tam kalkarken biri bana çarptı ve çantam yere düştü. Çocuk sadece yüzünde anlamadığım ifadeyle kısa bir süre yüzüme bakıp gitti. O sıra çantamdan düşen eşyaları hızlıca çantama geri koydum. Eve doğru giderken bana çarpan çocuğu gördük.Uzun boylu,mavi gözlü hoş bi çocuktu. Ama sanki ağlıcak ve her şeyi yerle bir edecek potansiyel vardı.

Her sabah sahile gidip ya yürüyüş yapardık ya da denize giderdik. Sahilde iki kişiyle tanıştık. Cansu ve Açelya. Cansu siyah saçlı, yeşil gözlü tatlı bir kızdı. Açelya ise kumral boyalı saçları, kahverengi gözleri ve diş telleriyle daha sıradan bir kızdı. İkisi de Sıla ablalara yakın yerde oturuyorlar. Hatta kızların takıldığı arkadaş grubuna bile dahil olmuştuk. Hepsini de çok sevmiştim. Yaz arkadaşları çok güzel oluyor ama daha karşılaşamamak kötü bir durum.
~1ay sonra~
Antalyada nerdeyse hiç evde durmadık her fırsatta gezdik durduk. Cansu ve Açelya sayesinde yeni yerlere gittik ve çok eğlenmiştik. Onlarla arada sırada konuşuyorduk. Birkaç defa mavi gözlü çocuğu gördüm.

Ve babama haber geldi. Şimdi babamın arkadaşları bir kaç apart önerdi oraya bakmaya gidiyoruz. Şebnemler yola çıkmış bile. Ankaraya gece vardığımız için otelde kalıp yarın apartlara bakıcaz.
Okullarımız ne kadar uzak olsa bile en yakın olan apartlara baktık ve 2 tanesi arasında kaldık. Biri büyük diğeri de küçük. Şebnem'in babası: "Bence büyük apart tutalım çünkü küçük apartta ilerleyen zamanda illaki sorun olur. Şimdilik bu evde karar kılalım. İleride sıkıntı olursa o zaman hallederiz."
Bu fikir herkesin aklına yattı. Evi tuttuktan sonra okul kayıt işlerini halletmeye gittik. Bu kadar uzun sürüceğini bilmiyorduk. Kayıt işleri de sonunda bittiğine göre dosdoğru İstanbul'a.
Eve gider gitmez hepimiz uyuduk. Bu yaz tatili lise arkadaşımla sık sık görüşmeyle bitti. Tatilin son birkaç günü Ankaradaki evimizi temizlemekle geçti.
Ve sona geldik. Ailelerle vedalaşma. Ben bu kadar zor olucağını asla tahmin etmezdim. Çok zor da olsa vedalaştık. Buraya alışmak zaman alacaktı.
Okulun ilk günü ve kimseyi tanımıyorum. Buraya nasıl alışacağım hakkında fikrim yok.
Kantinde otururken bir kız yanıma doğru geldi aslında tanıdık geliyor ama çıkamıyorum. Kız yanıma geldi. "Su hatırlamadın mı beni ben Açelya" kırıldığını yüzünden okunuyordu. Ama çok değişmişti. Cidden onu tanıyamamıştım.
"Açelyaaa. Sen ne kadar değişmişsin bir an tanıyamadım üzgünüm ama diş tellerin çıkmış saç rengin değişmiş ve gözlerinde mavi lens var."
"Sen yazın gittikten sonra zaten tellerim çıkmıştı gözlerim de uzağı görmüyordu hem sıradan olmak sıkıcı gelmişti. Değişiklik lazımdı"
"Çok güzelleşmişsin ayrıca okulda tanıdık birilerini görmek çok güzel"
"Kesinlikle"
Tanıdık birilerinin olması tahatlatmıştı. Açelya sınıfa çıktı ben de biraz daha kantinde kalıp kahvemi içtim.

Sınıfa çıkarken üst kattan inen o mavi gözlü çocuğu gördüm. Tesadüfün böylesi. Baya garip şekilde baktım mavi gözlü çocuk beni hatırlamamış gibi yürümeye devam etti.

MUTLULUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin