6. Bölüm

55 6 0
                                    

Emre kollarını sıranın üstünde birleştirmiş başını kollarının üstüne koymuştu. Ben durmadan onu izliyordum. Kafasını öyle koyduğuna göre sanırım canı sıkkındı. Ben de yanına gidip konuşmak istedim ama canı sıkkın olduğu için beni tersleyeceğini düşündüm. Ama yine de kararlıydım ve yanına gidecektim. Sıradan bir anda kalktım ve cesaretimi topladım. Yanına sessizce oturdum. Yaklaşık bir dakika kadar yanında öylece onu izledim. Aslında onunla konuşmaya cesaretim vardı ama beni tersleyeceği düşüncesiyle konuşsam mı konuşmasam mı karar veremedim. Biraz daha ona baktım ve "canın bir şeye mi sıkkın?" dedim. Cevap vermedi. Soruma cevap vermediği için kaşlarım istemsiz olarak çatıldı. "Neden cevap vermiyorsun, sana bir soru sordum." dedim. Emre bir anda başını kaldırdı ve "sana cevap vermek zorunda değilim." dedi. Ben iyice sinirlendim. Sırtımı döndüm ve ellerimi karnımda birleştirdim.
Bu ego nerden geliyordu. Hiç tanımadığı birine nasıl böyle cevap verebiliyor. Sanırım kendini havalı zannediyor. Ama ben böylelerine hiç kanmam.

Ayağa kalkıp elimi sıraya vurdum. "Tamam, bana cevap vermek zorunda değilsin. Hiç konuşmadığın daha ismini bile bilmediğim bir kızla konuşmak zorunda da değilsin. Ama en azından bana düzgün cevap verebilirsin." dedim. Tam arkamı döndüm bir adım atacaktım ki kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Kendine doğru yaklaştırdı.

"Sen ne yaptığını zannediyorsun? deyip kolumu bırakmasını sağladım ve arkamı döndüm. Emre tekrar beni kolumdan tutup kendine çevirdi. Belimden tutarak beni kendine yaklaştırdı. Aramızda çok az bir mesafe kalmıştı. İyice bana yaklaşıyordu. Gözlerini hiç kaçırmıyordu. Sadece gözlerime bakıyordu. Dudaklarımız birbirine deymek üzereydi. Nefesini hissedebiliyordum. Dudaklarımız arasında bir kaç santim mesafe kalmıştı ve nefes nefeseydi. Bunu hissedebiliyordum. Aslında ben de bu durumdan memnundum ama beni terslemesi canımı sıkmıştı. Ben içimden bütün bunları düşünürken Emre bir anda dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Avucunun içini yanağıma koydu ve yüzümü okşamaya başladı. Daha önce biriyle öpüşmediğim için bu duygunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum. Ama ilk öpücüğümü Emre'den almak güzel bir duyguydu.

Emre hala nefes nefeseydi. Ellerini yavaşça yanaklarımdan çekti ve beni öpmeyi bıraktı. Ama yine de aramızda çok az bir mesafe vardı. Gözlerini gözlerimden hiç ayırmıyordu. Bir süre birbirimizin gözlerine öylece baktık.

- "Ben"

- "Evet, sen"

Ellerimi sıkıca tuttu. "Ben seni seviyorum."

Bu cevabı hiç beklemiyordum ama yinede az da olsa beni mutlu etmişti. Yani ben de Emre'yi sevmiyor değildim. Çok yakışıklıydı. Zaten Emre'nin yakışıklı olduğunu sabah okul kapısından girdikten sonra anlamıştım. Çok sempatik duruyordu. Saçları, gözleri, kıyafeti, duruşu... Yani kısacası her şeyiyle mükemmeldi.

Biz sınıfın ortasında el ele tutuşuyorduk ve aramızda çok az bir mesafe vardı. Bu sırada sınıfa İrem girdi. İrem sınıfa girerken "Aslı sana su ald-" dedi ve bir anda durdu. Lafı yarıda kaldı. Bizi el ele görünce biraz şaşırmıştı. Emreyle beni el ele görmüştü. Aslında bizi böyle görmesi hiç iyi olmamıştı. Daha ilk günden rezil olmuştum.

İrem şaşıran gözlerle bize bakarken Emre'nin elini bıraktım ve hemen kendi sırama gittim. Ben Emre'nin elini bıraktıktan sonra İrem yanıma geldi. Suyu bana uzatırken kaş göz işareti yaparak durumu anlamaya çalışıyordu. Ben sessizce "sonra anlatırım" dedim ve İrem yanıma oturdu.

Benim gözüm Emredeydi. Acaba el ele yakalanınca utanmışmıydı. Emre gözlerini kaçırıyordu. Belli ki utanmıştı. Ama bunu kendi istedi. Ben ondan kurtulmaya çalıştıkça o beni kendine çekti. En sonunda İrem gördü işte. Ben böyle bir şey olacağını tahmin etmiştim zaten. Daha ilk günden böyle olmasını ben de istemezdim. Ama artık çok geçti ve iş işten geçmişti. Ben bütün bunları düşünürken sınıfa iki tane kız girdi. Bu kızlarla aynı sınıftaydık. İlk dersteyken görmüştüm. Bana yan yan bakıyordu. Aslında kızlar hiç iyi huylu gibi durmuyordu. Kendini beğenmiş, havalı zannediyorlardı. Ama bence hiç de öyle değillerdi. Bu kızlardan hiç de hoşlanmamıştım.
Kız yanıma geldi ve "sen okula yeni geldin galiba" dedi. Ben de kızın sorusuna "evet" diye cevap verdim. Elini uzattı "Ben Ceren" dedi. Kız elini uzatınca ben de mecburen elimi uzatıp "Ben de Aslı" demek zorunda kaldım. Ceren hafifçe gülümseyerek "memnun oldum" dedi. Ama bunu derken benden iğrenir gibi bakıyordu. Ben de hiç Ceren'i umursamadan "ben de memnun oldum" dedim. Ceren bana biraz daha baktıktan sonra arkasını döndü ve Emre'den tarafa doğru yürüyordu.

Tek AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin