3. bölüm

123 14 4
                                        

Sabah sabah alarmın çalmasıyla  uyandım. Gözlerim açıktı ama hala uykum vardı. Bugün okulun ilk günüydü. Genelde herkes heyecanlı olurdu ama ben hiç heyecanlı değildim. Çünkü her zaman olduğu gibi sıradan bir okul günüydü. Ama bugünün diğerlerinden bir farkı vardı. O da okuduğum okulun farklı olmasıydı.

Yatağımdan kalktım. Yatağın kenarında her yeri mor üzerinde beyaz benekleri olan terliklerim vardı. Haa bu arada benim en çok sevdiğim renk MOR' du. Terliklerimi giydim ve ayağımı sürüyerek banyoya gittim. Öncelikle banyoda yüzümü yıkadım. Sonra topuz olan saçlarımı açtım ve tekrardan ayaklarımı sürüyerek odama gittim. Daha ne giyeceğimi bile seçmemiştim. Kıyafet dolabının karşısına geçtim ve dolabı baştan aşağı süzdüm. Dolabın en üst rafında toz pembe bir tane t-shirt gözüme ilişti. Onu elime aldım ve alt rafta da dizimin biraz üstünde olan beyaz şortumu aldım. Kıyafetleri giydikden sonra çekmeceden saç maşasını çıkardım. Okula giderken saçımı hafif dalgalı yapacaktım. Banyoya gittim. Saç maşasının fişini prize taktım. Maşa ısınırken ben de öyle etrafa bakındım. Aynada kendimi görünce yine eski evimiz aklıma geldi. İçimden "bunları düşünerek kenimi üzmeyeceğim." dedim. Bu duygulardan tamamen sıyrılıp saç maşası ısınmış mı diye baktım.

Elimi maşaya deydirdim ve ısındığını anladım. Aynanın önündeki tarakla saçımı birazcık taradım ve maşa yapmaya başladım. Saçlarım belime geliyordu ve çok fazla saçlarım olduğu için maşa yapmak birazcık uğraştırıyordu. Ama yinede saçlarıma hafif dalga yapınca çok güzel ve bakımlı görünüyordu.

Maşayla saçıma hafif dalgalar yaptıktan sonra aşağı indim. Aşağı indiğimde annem ve babam masada kahvaltı yapıyordu. Babam bir yandan gazete okuyor bir yandan da çayını yudumluyordu. Annem ise beni merdivenlerden hızlıca inerken görünce "kızım yavaş ol, düşeceksin şimdi" dedi. Ben de hemen merdivenleri hızlıca inerek masaya oturdum. Okula geç kalacaktım. Fazla vaktim kalmamıştı. Daha ilk günden okula geç kalmak istemiyordum. Onun için hızlıca kahvaltıyı yaptım. Zaten çok fazla acıkmamıştım. Birkaç parça bir şeyler atıştırdım. Sonra da babamın yanağına bir öpücük kondurdum. Annem de mutfaktaydı. Ona da "anne ben çıkıyorum, akşam görüşürüz" dedim. Sonbahar ayında olduğumuz için havanın çok sıcak olacağını düşünmüyorum. Bu yüzden üstüme hırka alsam yeter diye düşündüm. Aynalı dolaptan ince hırkamı alıp giydim ve evden çıkmadan son bir kez aynadan kendime baktım. İçimden "Artık okula gitmek için hazırım" dedim ve ayakkabılarımı giyerek evden çıktım.

Hava güneşliydi. Ama güneş çok fazla terletmiyordu. Yani tam benim sevdiğim hava şekliydi. Ben yolun kenarındaki kaldırımda yürürken çantamdan kulaklığımı ve telefonumu çıkardım. Kulaklığı telefona taktım ve müzik seçmeye başladım. Müziği açtığımda ayaklarımı müziğin ritmine uygun şekilde hareket ettirdim. Kaldırımın sonundaki durağa geldiğimde müziği değiştirdim ve servisin gelmesini bekledim. Durakta bir tane müzik dinledikten sonra servis geldi. Ben de müziği kapatıp telefonu ve kulaklığı çantama koyduktan sonra servisin kapısı açıldı ve ben de bindim. Bindikten sonra etrafa bakındım ve kendime oturacak yer aradım. En arka koltukların hepsi doluydu ama en arkanın önünde bir tane kız oturuyordu ve ben de içimden sanırım burası uygun dedim.
Hemen kızın yanına gidip "oturabilir miyim" dedim. Kız da sakince cevap verdi. "tabiki" dedi ve gülümsedi. Ben de kızın verdiği tebessüm karşısında hafifçe gülümsedim ve koltuğa oturdum.

Kız iyi birine benziyordu. Bana çok kibar davrandı ve bana tebessüm etmesi beni daha çok rahatlatmıştı. Ben içimden bütün bunları düşünürken kızın "Ben İrem" dediğini farkettim.

"Ben de Aslı." diyerek hafifçe gülümsedim.


Ben İrem ile konuşurken arka koltuktakiler bağırarak gülüyorlardı. Huyları pek iyi gibi görünmüyordu. Daha çok serseri tipli gibi duruyorlardı. Ben hemen İrem'e dönüp "arkadaki çocuklar kaçıncı sınıf" diye sordum. İrem de benim bu soruma "11. sınıf, hatta onlarla aynı sınıftayım" diye cevap verdi. Biz bütün bunları konuşurken servisin camından dışarı baktım. Sanırım okula gelmiştik. Servis okulun kapısının önünde durdu ve servisteki öğrenciler ve biz servisten indik.

Tek AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin