Matt

346 30 8
                                    

           "Bir sosyopat ve katil arasındaki fark nedir, biliyor musun dostum ?" dedi bıçağını bağlı gencin kolunda gezdiren Matt. Gencin yüzü kan sebebi ile Mattın yüzü ter sebebiyle sırılsıklam olmuştu.

          Derisinden içeri girebilecek kadar ama iz bırakmayacak kadar yüklendi bıçağa ve ileriye hareket ettirdi. Kolu çiziliyor, az miktarda kan akıyordu. "Her sosyopat zamanı geldiğinde katil olur ama her katil sosyopat olamaz." 

                  Açtığı küçük yaraların ardından bıçağı bez ile temizleyip masanın üzerine koydu ve kuvvetli bir asidi eline aldı. "Şimdi bu oyunları neden oynadığını söyleyeceksin." dedi asidi yarasının üzerine dökmeden önce.

                     Genç bağırmaya başladı. "Ben değilim." dedi. "Yemin ederim ben değilim." 

               Matt gülmeye başladı. "Tamam." Asiti düşünmeden açık yarasının üzerine döktüğünde gencin derisi erimeye başladı. Bağlı olduğu sandalyede çığlık atarak kurtulmaya çalışıyordu.

                    "Hadi bilgisayarının aksini söylemesi hakkında konuşalım." 

            Bağırmaya gücü kalmayan genç, yüzünden terler akarken kısık bir sesle cevapladı. "Bilgisayarımı satmıştım." Yalvarırcasına bir ses tonu ile devam etti. "Lütfen beni bırak." 

             Gencin yanından geri çekildi Matthew, arkasını dönüp bir süre düşündü. Aniden arkasını hızla dönüp sandalyedeki gence bir yumruk attı, yumruğun etkisi ile sandalye ile yan düşen gencin bilinci kapanmıştı. Zemin kana bulanmıştı.

                     Matt koşarak uzaklaşmaya başladı, nereye gideceğini bilmeden koşuyordu. Her zaman giydiği ütülü, beyaz gömleği alışılagelmişin aksine kırmızıya bulanmıştı. Derin derin nefes alırken kapı ziline bastı. Kapı açıldığında Amy korku ile onun üzerine bulanmış kan lekelerine baktı.

                       Saçları yüzüne düşmüş Matt gözünü zeminden ayırdı, baygın gözler ile onun gözlerine sabitledi kendini. "Çok kötü bir şey yaptım." dedi. Gözlerinden yaşların akmaya başlaması uzun sürmedi. 


        *

                        "Gözüm dönmüştü." dedi Matthew, elindeki kupa avuç içlerini yaksa da hala sıkarak. Üzerindeki gömleği çıkarmış, saçlarını yıkamıştı. Zeminden başka bir yere bakamıyordu. "Polisler onu bulduğunda beni almaya gelecekler."  

                      "Onu orada öylece bıraktın mı ? " dedi Amy, hayal kırıklığı ile ona bakarken.

            Matt aniden gözlerini zeminden ayırdı ve ona sabitledi. "Sana zarar vereceğini düşündüm." dedi. Oturduğu koltuktan kalkıp Amy'nin önüne ulaştı ve diz çöktü. Kolları ile bacaklarını sardı, başını yasladı. "Beni sevmekten vazgeçmeyeceksin değil mi ?" Kendini kaybetmiş gibiydi. "Korkuyorum." diye sayıklıyordu. 

                   Amy yere oturdu, yüzünü avuçları içerisine aldı. Panik atak geçiren Matt hızla nefes alıp verirken "Şşh" diye sakinleştirdi onu. "Hepsi geçecek." dedi gözlerinden akan yaşlar ikisinin de yanaklarını ıslatırken. 


*

            Geçen gecenin aksine tanıdık gelen yoldan çatıya ilerledi Lexa. Merdivenleri çıktığında karşısında gördüğü kişi sanki hiç kımıldamamış gibi durmuş gökyüzüne bakıyordu. "Kızımız yine sosyalliğin dibine vuruyor." dedi Lexa yanına otururken. "Biraz ot istiyorum." 

Spoons (Camren x Larry x Clexa ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin