İşlerimi bitirip şirketten aceleyle çıktım , hazırlanmak için vaktim vardı fakat pamuk anneme uğrayacağım aklıma gelince adımlarımı daha da hızlandırdım.
Küçük bir butikten lacivert, dizlerimin bir karış üstünde biten sade bir elbise almıştım, en yakın arkadaşımın 25. doğum günü için ideal bir seçim olduğunu düşünüp onu giymeye karar verdim.Omuzlarımı biraz geçen koyu kahve saçlarımı hafif dalgalandırdım ,eye liner ve rimel sürüp dolgun dudaklarımı şeftali tonundaki rujumla renklendirdim.Hazırlanmam tam bir saatimi almıştı ve hala yapmam gerekenler vardı.Parti için ayarlanan mekana geçmeden önce pamuk annemin yanına uğramak için arabamı Sarıyer'e doğru sürdüm.
Pamuk annemin kapısına geldiğimde her zaman ki gibi hala adını öğrenemediğim beyaz çiçeklerin acı kokusu beni karşıladı.Zile bastıktan on saniye kadar sonra bütün o samimiyetiyle ,adına yakışır biricik pamuk annem karşımda duruyordu.Gerçek ismi Zeynep olsada ben anneanneme pamuk anne demeyi daha çok seviyordum.Yaşına rağmen gürlüğünü koruyan upuzun saçlarını örüp ,kulaklarının arkasına her seferinde farklı çiçekler yerleştirirdi,cildini gördüğünüzde hayran kalmamanız işten değildi, uzaktan baktığınızda şeffaf ve pürüzsüz gözüken teninde ancak öptüğünüz zaman hissedebildiğiniz çizgiler vardı ve belki de onlar bu her zaman mutlu görünün kadının bile bir zamanlar ne kadar çok acı çektiğinin gözle görünür tek kanıtlarıydı.
Açık mavi duvarlara sahip ,daima tütsü kokan oturma odasına geçtiğimizde istemsizce komidinin üzerine özenle yerleştirilmiş fotoğrafları incelemeye başladım.Dedemle beraber sayısız fotoğrafı vardı bu odada, fakat benim en sevdiğim ve her baktığımda tebessüm ettiğim çok özel bir kare vardı: En önde birbirleri için deli olan iki aşık , arka fonda ise masmavi bir gökyüzü ... Yaptıkları tek şey ise birbirlerinin gözlerine bakmak.
Fotoğrafı inceleyip tebessümümü gören pamuk annemde gelip benimle bu özel kareyi incelemeye başladı.
"Bu fotoğrafı deden askere gitmeden çektirmiştik, aslına bakarsan bizim bile haberimiz yoktu çekildiğinden" biraz duraksadıktan sonra ellerimi ellerinin arasına alıp boğazımı düğümleyen o sözcükler çıktı pembe dudaklarından "Onu çok özledim."
Pamuk annemin evinden ayrılalı on beş dakika olmuştu ve şuan partiye gitmek zorunda olmasan bir meyhaneye girip iki duble devirmemek için bir an bile durmazdım ama en yakın arkadaşımın doğum gününde böyle kaçamaklar yapmak gibi bir lüksüm yoktu tabi.Trafikte geçen kırk beş dakikanın ardından birazda geç kalarak parti mekanına geldim.Arabamı park edip içeri yöneldim geldiğim yer küçük , arkadaşlarınızla oturup saatlerce sohbet edebileceğiniz samimi bir mekandı.
Rüya'yı yani bu gecenin doğum günü kızını görmemle bütün o Müslüm Gürses'liğim gitti ve yerine neşeli bir genç kız geldi.Bu ani ruhani değişim ne kadar garip görünsede kim en sevdiği arkadaşının doğum günü partisinde mutsuz olabilirdi ki(?)
Rüya'yı en içten sarılışımla sarmaladım.Rüya da bana bir o kadar içten karşılık verdi.Birlikte diğer arkadaşlarının da bulunduğu ahşap yuvarlak masaya geçtik, masada oturanların çoğu önceden tanıştığım insanlardı.Bir saat kadar havadan sudan konuşup kimi zaman işlerimiz ile ilgili muhabbet edip biralarımızı yudumladık.Tam Melis adında ki editör ile derin bir sohbete dalmıştım ki etraf karardı ve üzerinde ' seni seviyoruz ' yazan bol çikolatalı bir pasta ufukta göründü, tabi benim bütün dikkatimde oraya kaydı.Mumları üflerken "ALLAH SİZİ BAŞIMDAN EKSİK ETMESİN BEEE" diye bağıran bir adet Rüya ve hep bir ağızdan 'AMİN" diyerek karşılık veren bir grup arkadaş topluluğu vardı.
Pastamın ikinci dilimini yerken masamıza daha önce hiç karşılaşmadığım bir adam geldi.Ben şaşkın şaşkın adamın yüzüne bakıp yanlış masaya geldiği ile ilgili düşüncelere kapılmışken Rüya'nın yerinden kalkıp samimi bir şekilde o yabancıya sarıldığını görünce , tabi bu adam benim için bir yabancı , merakım zirveye çıktı.Rüya hepimize dönerek yanındaki 1.80 lik adamın eski mahallesinden arkadaşı olduğu ile ilgili bir şeyler geveliyordu.Bense hala adama taciz eder gibi bakmakla meşguldüm ,bir iki saniye içinde kendimi toparladım ve pastamla ilgilenmeye devam ettim.Rüya bana bütün arkadaşlarından bahsetmişti onu bırakın size arkadaşlarının sülalelerinin isim /soyad listelerini bile döşerdim fakat adının Berat olduğunu birkaç dakika önce öğrendiğim bu eski dost hakkında zerre fikrim yoktu.Bu durum biraz canımı sıkmış olsa da irdelememeye karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Unutmak İstemiyorsam?
RomanceHer şey normal Arkadaşlarım, yaşantım, acılarım... Peki ya sen , senin hayatıma girmen normal mi?