Koşuşturma, telaş...
Bu kelimeler son iki haftadır beni tanımlayan en net kelimelerdi açıkçası. Neyse ki o kadar yorgunluğa değmişti de bütün işleri eksiksiz halledebilmiştim. Geriye sadece o geceyi atlatmak kalmıştı.
Davete bir gün kala her şey tam olduğundan rahattım bu da alışveriş demekti tabi ki de.
İşten erken çıkıp Rüya'yla büyük bir alışveriş merkezinde buluştuk, ben diyorum siyah olsun o diyor yok kırmızı olsun. Sanki Oscar almaya ödül törenine gidiyoruz.
"Nehir baksana şuna! Kızım yemin ediyorum bak sana aşık olmayan kimse kalmaz bununla."
Tabi bunları tüm mağazaya duyurmadan rahat edemeyeceğinden sağ olsun haykırdı resmen
"Kızım az sessiz konuşsana, milletinde duyması gerekmiyor. Hem bu iş yemeği ne aşkı meşki!"
"Sen 21 kediyle evinde yalnız ölmek falan mı istiyorsun acaba(?) Hayır anlıyorum son ilişkin pek iç açıcı değildi ama herkes o öküz gibi çıkacak değil ya."
Rüya'nın öküz diye bahsettiği gereksiz Enes adındaki hıyarın tekiydi, hayvan herif sevgililiğimiz boyunca ben hariç her şeyle ilgilenmişti mübarek tabi ben bunu, yani beni sevmediğini yaklaşık bir yılda anlamıştım. Buda benim mallığım olsa gerek...
Enes gereksizinden düşüncelerimi kurtarıp elbiselere bakmaya devam ettim.
"Ya Nehir bak, niyetim seni üzmek değil cidden, ama sende şu duvarlarını yık bi ."
"Saçmalama , beni üzmek istemediğini biliyorum sadece o günler aklıma gelince ... bi şeyler oluyor işte. Hem ben yalnız ölücem demiyorum ki gerçekten sevdiğim biri olursa başlarım diyorum."
"Sende haklısın valla,bak bana buluş, gönlünü hoş eyle, trip at ooohhhh çok iş valla."
Rüya'nın son sözleri için resmen kahkaha atmıştım, haklıydı kız.
"Rüya alemsin valla bak."
"Huyum kurusun."
Rüya'yla gülüşürken onu gördüm, parlament mavisi, vücudu saran dizin bir iki parmak üzerinde biten muhteşem elbiseyi. Hemen yanına gittim.
"Rüya kızım bu elbise ne! Resmen gel Nehir , al beni Nehir diye bağırıyor bu!"
Halime gülmeye başlayan Rüya tabi kahkahayı bastı,
"Başka neler söylüyor Nehir, anlatsana biraz."
Tabi ona gözlerimi kocaman açıp bakınca korktu garibim. Elbiseyi alıp hemen kabine geçtim,elbise dar olunca giymesi zor oldu biraz ama olsun aşık oldum bee!!!
Kabinden çıkmamla Rüya'nın gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi donup kalması bir oldu.
"Çok mu kötü ya."
Hayal kırıklığına uğramıştım açıkçası , nasıl olmaz ya diye içten içe kendime kızıyordum 'yemeyecektin o baklavaları' diye.
"Yok çıkar çıkar , olmaz kızım. Bu .. bu efsane oldu, başımıza iş açarsın sen bununla ben bu yaştan sonra senin peşinde koşan erkekleri kovalayamam!"
Tabi benim moral -50 den 100'e tavan yaptı
"Kızım niye moralimi bozuyorsun ya, ödüm koptu!"
Aynada kendime bakmayı yeni akıl etmiştim. Gördüğüm manzaraysa beni bile şaşırttı. Normalde bu tarz dar elbiseler giymeyip tam bir kot insanı olduğumdan resmen kendimi unutmuşum. Ne çok iddialı ne de sönük duruyordu, iş yemeği içinde gayet uygundu.
Biz aynada hala beni süzerken görevli kadın elbiseye uygun ince bantlı siyah topuklu bir ayakkabı ve ona uygun küçük sade bir el çantası daha getirdi. Her şey tamamlanınca yeni ganimetlerimle kasaya gittik. Ganimet diye boşuna demiyorum kredi kartımın sonunu getirdiler mübarekler.
Rüya'yla beni eve bıraktıktan sonra pijamalarımı giyip yorganıma sokuldum, malum arabam hala tamirde. Tam uykunun minnak kollarına kendimi bırakacakken zilin çalmasıyla söylene söylene kapıya gittim.
Kapıyı açmamla elinde börekle Berat'ı görmek bende şok etkisi yarattı tabi.
"Kusura bakma rahatsız ettim uyuyordun sanırım."
"Sorun değil, tam uyuyordum diyemem sadece öyle bi niyetim vardı olmadı diyelim."
Bu söylediklerimi duyunca hafiften bir tebessüm etti, açıkçası uzun zamandır Berat'ı gülerken görmemiştim, bende hafiften bir gülmüş olabilirim tabi.
"Merve söyledi geçen gün gelmişsin ama evde değildim , kek için teşekkürler."
Merve demesiyle benim tüm uyku kaçtı tabi, gözlerimin feri geri geldi.
"Aaa demek adı Merve , ne kadar da tatlı biriydi."
İçimden umarım samimiyetsizliğimi anlamaz diye dua ediyordum ama ne çare bu tipime ben bile inanmazdım.
Bu sefer daha büyük bir gülücükle bana bakıp
"Merve de senin için aynı şeyleri söyledi."
Bak bak bak kız bana kapı duvar davransın beyefendiye tatlı demiş , sinirlendikçe daha fazla gülme gibi saçma bir huyum olduğundan bastım kahkahayı
"Yaa demek öyle,bak sen minnoşa."
Tabi minnoş derken ağzımın içinde geveleyince adam anlayamadı
"Son söylediğini anlayamadım."
"Yok bir şey demedim."
"Bu arada davetten sen sorumluymuşsun, senin adına sevindim."
"Evet Ali Bey öyle istedi." dedim ve tebessüm ettim.
Bu konuşmada niye bu kadar tebessüm ettiysek artık...
"Imm ben artık gidiyim ...Bu arada davete kimle gideceksin?"
Dondum tabi ben o an beni mi çağıracak gibi saçma sapan şeyler düşünmüş olabilirim azıcık.
"Şey aslında tek gidicem."
"Arabanda yok malum yani istersen Merve ve benimle gelebilirsin, hem kardeşimle daha yakından tanışmış olursunuz ,nasıl olsa komşuyuz."
Merve! Kardeşi! Birlikte gidelimmi mi?!
Şokun kombosu geldi resmen bana
"Kardeşin miydi?"
sorduğum an pişman olduğum sorulardan yalnızca bir örnek işte, ama toparlayacağım ya devam ettim saçmalamaya
"Ben sevgilin sanmıştım, yani tabi olabilir sizle gelebilirim , Mervecim ya çok iyi komşu olucaz onunla."
işte bu sahnede cidden 32 diş sırıtıyorum bilginize. Keyfi yerine gelen Berat söylediklerimden büyük keyif alıyordu tabii
"Benim aksime Merve'yle daha iyi komşu olma fikri güzel tabii, o zaman yarın saat yedi gibi aşağıda olursun." diyerek keyfi yerinde aşağı indi.
Heyecandan kalbim göğsümden çıkacak vaziyette yatağıma yattım.
Kafamda tek bir soru vardı ,
"Kalbim niye bu kadar hızlı atıyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Unutmak İstemiyorsam?
RomanceHer şey normal Arkadaşlarım, yaşantım, acılarım... Peki ya sen , senin hayatıma girmen normal mi?