Düşün, düşün...
Elimdeki sadece basit bir taklit cinayet miydi yoksa Karındeşen Jack bir hortlak mıydı?
Hadi ama!
Onuncu kez ters çevirdiğim yastığıma bir yumruk daha attım.
Çoğu kişinin, boğazından kulaklarına kadar yarılmış, rahmi çalınmış bir kadın cesedi görünce ilk hissettiği şey mide bulantısı olur ama benimki heyecandı. Bacakları açık, dizleri karnına çekilmiş bir şekilde bulunan kadının Jack'in kurbanlarıyla benzerliği sadece bu kadardı. Takım elbisesinin pantolon ve ceketi katlanmış bir şekilde yanında bulunmuştu. Üzerindeki önü yarısına kadar açılmış, bazı düğmeleri kopmuş gömleği ile tecavüze uğradığını haykırır gibi buldukları cesedin hemen ardından Kemal komiser beni olay yerine çağırmıştı.
Arabamı zar zor park edebildiğim daracık sokakların bulunduğu bir muhitteydi cinayet mahalli. Dış cephesinde sadece sıvanın bulunduğu, boyanan birkaç evin boyasının ise solup yer yer döküldüğü irili ufaklı evler dar sokak boyunca sıralanmıştı. Bazı evlerin önüne park edilmiş, hurdaya benzeyen araçların arasında çok da sırıtmamıştı arabam.
Cinayetin işlendiği yer üç katlı bir apartmanın girişiydi. Üzerine sakızlardan çıkan renkli dövmelerin yapıştırıldığı metal kapı sonuna kadar açıktı. Gözüm sanki içeri girenleri, görecekleri manzaraya hazırlamak için yapıştırılmış gibi duran soluk kuru kafa dövmesine takılınca cinayetin asıl habercisi olan kan kokusunun yaptığı daveti ertelemeyi bırakıp cesede baktım. Dediğim gibi ilk hissettiğim şey heyecandı, sanırım bunu yüzüme yansıtmam ortama uygun olmamıştı çünkü ekibin hoşnutsuz bakışları beni hedef almıştı yine.
"Bu tecavüzün neresinden bu kadar zevk aldın acaba?"
Yarılmış boğazından akıp cesede koyu kırmızı bir arka fon oluşturmuş kana dikkat ederek eğilip kesiği incelerken Levent'i yumruklamamak için sinirlerime hakim olma sözümü kendime hatırlatmıştım tekrar.
"Burada bir tecavüz olduğunu sanmıyorum moron."
Kemal komiser araya girip herkese yapması gerekenlerle ilgili direktifler vermeye başlamasaydı moron ile kafiyeli bir küfür bulacağını biliyordum. Ben zaferimi ilân eden yapmacık gülümsemem ile Levent'i çileden çıkarırken Kemal komiser hâlâ konuşuyordu. İsim isim seslenmese de herkes kendisine söyleneni bir şekilde anlıyordu.
"İncelemeni yaptıktan sonra yarın sabah merkeze gel. Adli tıbbın ön raporu da masamda olsun. Pek ihtimal vermesem de olası görgü tanıklarıyla da konuş. Maktulun varsa yakınlarıyla irtibata geçin. Ve... Bu bir tecavüz olmasa da -sesini alçalttı- bir cinayet."
Üstü kapalı uyarısına sesimi çıkarmayıp suyuna gittim.
"İşte bu konuda haklısın."
Yeteri kadar olay yerinde oyalandıktan sonra arabamı park ettiğim yere giderken sanki herhangi bir köşeden Karındeşen Jack'in pelerininin ucunu görecekmişim gibi saçma bir beklenti içerisine girmiştim. Arabamın kilidini açarken Taner seslendi.
"Nehir, beni de eve at, diğerlerinin işini bitirmesi daha sürecek gibi görünüyor."
Ciddi kalmaya çalışarak arabama binmesini bekledim.
"Biliyorsun, sana gelmemi istiyorsan direkt söylemen yeterli, bahane bulmana gerek yok."
Beni şaşırtarak gülümsedi.
"Bahane bulduğum kişi sen değilsin."
Şimdi ise Taner'in yatağında hayatımdaki en rahatsız uykuya dalmaya çalışıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSPEKTİF
Mystery / ThrillerBiri kadın dört silahşör. Nehir ise sıradışı bakış açısıyla alışılmadık bir dedektif. -?- Ve beşinciye, Dartanyan'a aşık.