Vücudumda yabancı ve soğuk sıvının varlığını hissediyordum ve açıkçası korkuyordum. Birden kolumdan tutuldum ve biri ağzını koluma bastırarak soğuk sıvıya ulaşmaya çalıştı ve başardı da. Artık soğuk sıvıyı hissetmiyordum ama gözlerimi açacak gücü de bulamıyordum. Savaşmaktan vazgeçip karanlığa teslim oldum.
***
Leo'nun sesini duydum. Sanırım birine bağırıyordu. Neler olduğunu anlamak için gözlerimi açtım ve etraf netleşene kadar birkaç kere kapatıp tekrar açtım. Etrafı net olarak görmeye başladığımda bir sürü insanın başımda beklediğini gördüm. İlk bakışta tanıdık yüz bulamadığımda korkuyla doğruldum ama sonra sırtıma elini koyan ve burada olduğunu söyleyen Leo'yu gördüğümde rahatladım. Etrafımda 4-5 tane tanımadığım insan ve Sarışın vardı. Bir anda bütün olanlar aklıma geldi ve en son olarak gözlerimin önünde annemin parçalanmış bedeni asılı kaldı.
"Annem..." dedim ve gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Leo bana sarıldı. Ben de gözlerimi kapattım ve her şeyin kötü bir rüya olması için dua ettim.
"Üzgünüm ama burada duygusal çöküntüler için ayıracak vaktimiz yok. Neler olduğunu anlamamız gerek," dedi Sarışın'ın beni öldürmeye çalışan kız arkadaşı. Gözlerimi açtım.
"Lucy kapa çeneni. Kız annesini..." Sarışın'ın sözünü kesti Lucy.
"Benim de ailem yok ve onlar için üzülmeye ayıracak vaktim de. Şimdi toparlanın ve hepiniz toplantı odasına gelin," diyerek odadan çıktı Lucy. Leo'dan uzaklaştım ve Sarışın'a bakarak konuşmaya başladım:
"Bunların hepsi benim suçum..."
"Hayır değil. Çünkü sen ne olduğunu bilmiyorsun," dedi Sarışın.
"Ne olduğunu mu?" dedi Leo.
"Evet. Mia fani değil," dedi Sarışın. Birkaç saniye şaşkınıkla kaldıktan sonra kahkaha attım.
"Vay canına! Bu çok iyiydi. Benimle dalga geçmeyi bırak ve bizi eve götürün," dedim sinirle.
"Birincisi evine gidemezsin çünkü güvenli değil. İkincisi de seninle dalga geçmiyorum. Sen fani değilsin ama ne olduğunu da bilmiyoruz."
"Ne demek ne olduğumu bilmiyorsunuz?" dedim sinirle.
"Sana 2 kere Stel ile dövme çizdim. Bir fani o dövmeleri kaldıramaz. Ölür. Şu an yaşadığına göre fani değilsin. Göge Varlıklar'dan birisin ama o kadar çok Gölge Varlık var ki hangisi olduğunu öğrenmemiz uzun sürebilir."
"En azından vampir ya da kurt adam olmadığımı biliyoruz," dedi Sarışın'ın arkasındaki uzun boylu, kahverengi saçlı ve gözlü, yüzü düz ve fiziği mükemmel olan kız.
"Ah! Haklısın tatlım," dedi az önceki kızın görünüş olarak aynısı olan kız. Hayır. Durun. Bunun saçları kızıldı. Leo ve ben şaşkınlıkla etrafımızda olanları izliyorduk.
"Bu arada sana kendimizi tanıtmayı unuttuk. Ben Theo," dedi ve elini uzattı kumral çocuk. Şaşkınlıkla ona elimi uzatırken boyunun fazla olmasından dolayı kafamı yukarı doğru kaldırmak zorunda kalıyordum.
"Ben Olivia," dedi kahverengi saçlı kız.
"Ben de Lydia. Olivia'nın ikiziyim," dedi kızıl saçlı. Theo, Olivia ve Lydia. İsimlerini hafızama kazımaya çalışıyordum.
"Şey... Ben Lucas ama sen bana Sarışın demeyi tercih ediyorsun sanırım," dedi ve ona gözlerim kocaman açık, şaşkınlıkla baktım.
"Birkaç kere Sarışın demiştin de ondan. Düşüncelerini okumuyorum yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATLARIMDAKİ İBLİS
FanfictionMia Mathers 21 yaşında. Hayatında her şey normal gidiyordu ya da Mia öyle sanıyordu. Tek arkadaşı olan Leo ile bir akşam dışarı çıktıklarında bütün hayatı değişti. Gölge varlıklar'la dolu bir dünyaya çekildi ve kendisinin insan olmadığını öğrendi. Y...