MERHABA PAZARTESİ GELMEDİĞİ İÇİN ÜZGÜNÜM ANİ KARARLA HALAMLARA GİDİP BİLGİSAYARI ALMAYI UNUTUNCA ATAMADIM BİR DE MEDYADAKİ VİDEOYU İZLEYİP SONRA BÖLÜMÜ OKUYUN
Gölge Varlıklar Evi'ne geldiğimde resmen havada asılı kaldım. Nasıl iniş yapacağımı bilmiyordum da. Kanatlarımı çırpışımı azaltarak yere doğru alçalmaya başladım ve bir anda kanat çırpışımı keserek yere düştüm. Acıyla inledikten sonra kendime böyle bir aptallık yaptığım için kızdım. İnleyerek ayağa kalktığımda kapının üzerindeki yansımamı görmemle durdum. Kanatlarım yaklaşık 2 metre kadar vardılar ve siyahtılar. Vücuduma sanki uzaylı görmüşüm gibi bakıyordum. Kanatlarım benden ayrı bir parçaydılar sanki ve şu an fark ettim ki taşıması da kolay değildi çünkü çok ağırdılar. Aklıma Leo için acele etmem gerektiği geldiğinde hızla kapıya doğru koştum. Tabii ki bu kocaman kanatlarla koşmam zor oluyordu ama başka çarem yoktu. Yapmak zorundaydım.
Leo'nun yattığı odaya doğru hızla kanatlarımı nasıl kullanacağımı bilemeyerek koştukça ya bir yere takılıp düşüyor ya da bir şeyleri deviriyordum. Tanrıya şükür etrafta kimse yoktu ve bu yüzden azar işitmiyordum.
Leo'nun olduğu odaya adeta daldığımda onu ölü gibi yatarken gördüm ve içimde Lucy'ye karşı bir nefret kıvılcımlandı. Sonra bunları düşünmeye vaktim olmadığını hatırlayarak hızla Leo'nun yanına gittim. Bir şey ile bileğimi kesmeli ve ona kanımı içirmeliydim. Aslında bu yapacağım şeyin doğruluğundan emin değildim ama yarı Melek'tim sonuçta. Umarım iyi şeyler olurdu.
Aceleyle etraftan keskin bir şeyler buldum ve sol bileğime derin olmayan bir çizik attım. İlk çıkan kanı tişörtüme sildikten sonra biraz daha kan çıkması için bileğimi sıktım ve kan akmaya başladığında Leo'nun dudaklarını araladım ve bileğimi dudağına yerleştirdim. Kanı kolayca içmesi için başını hafiften kaldırdım ve yeterli miktar içtiğini hissettiğimde bileğimi çektim ve başını yavaşça yastığa bıraktım. Leo'yu biraz yana ittim ve kalan küçük boşluğa sığmaya çalıştım. Tabii ki sığamamıştım ve kanatlarım yatağın dışında kalmışlardı ama bu en son umursayacağım şeydi. Başımı Leo'nun göğsüne koydum ve sağ koluma da beline sardım. Ne diyeceğimi bilmiyordum ama ona bir veda konuşması yapmalıydım.
"Bir sürü şey öğrendim," diye başladım.
"Geçmişimi hatırladım hem de en ince ayrıntısına kadar ve Daniel'ı öldürdüm. Eğer oradan kaçmasaydım Lucy'yi de öldürecektim. Çok korktum Leo. Ben... Böyle olmak istemiyorum. Artık hiçbir şey istemiyorum. Yıllardır hayalini kurduğum bir geleceğe sahip olamayacağım. Her şey çok değişti. Ben de değiştim. Eski, masum Mia değilim artık ve bir şey yapmayı düşünüyorum. Bu da veda konuşmam. Bana sakın kızma Leo. Ben katil olarak yaşamak istemiyorum," dedim ve gözlerimden akan yaşları sildim. Leo'nun alnını öptüm ve ayağa kalktım.
"Her zaman yanımda olduğun için çok teşekkür ederim. Seni seviyorum," dedim ve yavaşça kapıya doğru ilerledim.
Yazardan:
Mia toplantı odasına ulaştığında korkudan titriyordu ama vazgeçmeyecekti. Kararını vermişti. Elindeki oku sıkıca kavradı ve derin bir nefes aldı. Yapacaktı. Yapmalıydı. Eğer yapmazsa daha fazla can almak zorunda kalacaktı ve bunu istemiyordu. Gözlerini kapattı ve aniden oku kalbine sapladı. Kalbi birkaç acı çırpınışın ardından yavaşlarken ve okun ucundaki zehir tüm bedenine yayılırken ilk önce dizlerinin üzerinde acıyla yere düştü. Sonra da sırt üstü yere yığıldı. Yaşadığı her şey gözlerinin önünden geçerken gülümsedi ve mutlu olduğu anlar için Tanrı'ya teşekkür etti ve ruhu bedeninden ayrıldı.
Tüm Koruyucular kollarında sayıların olduğu yerde acı ve yanma hissedip acıyla inlediklerinde Lucas ne olduğunu anladı ve hızla Gölge Varlıklar Evi'ne koşmaya başladı. Koşarken düşündüğü tek şey Mia'nın böyle bir şey yapmamış olmasıydı.
Gölge Varlıklar Evi'ne ulaştığında hızla toplantı odasına doğru koştu. Orada olduğunu biliyordu. Çünkü Mia burada bunu yapabileceği başka bir yer bilmiyordu. Toplantı odasına ulaştığında Mia'nın yerde yatan bedenini görüp afalladı. Bunu gerçekten yapabileceğini düşünmemişti. Ağlamaya başlayıp Mia'ya doğru ilerlemeye başladığında bunu yakından görmeye hazır olmadığını biliyordu ama onu son kez görmek istiyordu. Mia'nın yüzünü görebileceği kadar yaklaştığında nefesini tuttu. Mia'nın ağzından kanlar akmıştı.
"Zehir içmiş," diye düşündü Lucas. Mia'nın yüzünde okun ve zehrin ona çektirdiği acıya rağmen huzurlu bir ifade olduğunu gördüğünde daha fazla bakamadı ve oradan çıktı Lucas.
2 GÜN SONRA...
Hiçkimse Mia'nın ruhunu bulmaya çalışmamıştı çünkü onun düşüncesine saygı duymak zorundaydılar. O böyle yaşamak istememişti ve herkes buna saygı duyuyordu.
Şimdi sıra onun bedenini yok etmekteydi. Bu işi Camilla'ya bırakmışlardı çünkü Mia'nın en yakını Camilla'ydı. Lucas, Mia'nın cansız bedenine benzini dökerken Camilla bunu nasıl yapacağını düşünüyordu. Lucas başını kaldırıp Camilla'ya baktığında Camilla derin bir nefes aldı ve elindeki çakmağı yaktı. Gözlerini kapattı ve elindeki çakmağı elinden Mia'nın bedenine bıraktı. Alevler Mia'nın bedenini sararken Camilla hızla uzaklaştı oradan çünkü bunu daha fazla izleyemezdi.
Leo iyileşmişti ama insanlığını kaybetmişti. Kendine aynada bakamıyordu. Çünkü iğrenç bir şeye dönüştüğünü düşünüyordu. Derisi insan derisi değildi ve griydi. Çenesi büyümüştü ve çenesinde sakal yerine değişik, kabarık şekiller vardı. Bu şekillerden sadece çenesinde yoktu göğsünde ve sırtında da vardı. Gözleri sarıydı. Alnının iki yanında boynuzları vardı ve bu boynuzlar kendini öküz gibi hissetmesine sebep oluyorlardı. Vampir dişleri vardı bir de. Ve son olarak da kırmızı küçük kanatları. Evet, kabul ediyordu çok da küçük sayılmazlardı ama Mia'nınkiler gibi değillerdi. En şaşırtıcı şey ise kolunda 1 yazıyordu. Evet, biliyordu Mia gitmişti ama Leo'nun içinde yaşamaya devam ediyordu. Bu yüzden ona kızamıyordu Leo çünkü Mia kendini saklamayı iyi biliyordu.
-SON-
ÖNCE VİDEOYU İZLEMENİZİ İSTEDİM ÇÜNKÜ LEO VİDEODAKİ ŞEYE DÖNÜŞÜYOR. EVET HİKAYEYİ BİTİRDİK. UMARIM HİKAYEYİ BEĞENMİŞSİNİZDİR HAFTAYA DA HAYALLERİMİN PEŞİNDEN'İ PAYLAŞACAĞIM VE BU HİKAYEDE YANIMDA OLDUĞUNUZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATLARIMDAKİ İBLİS
FanfictionMia Mathers 21 yaşında. Hayatında her şey normal gidiyordu ya da Mia öyle sanıyordu. Tek arkadaşı olan Leo ile bir akşam dışarı çıktıklarında bütün hayatı değişti. Gölge varlıklar'la dolu bir dünyaya çekildi ve kendisinin insan olmadığını öğrendi. Y...