Dengesiz Piç!

2.3K 192 38
                                    

Eve geldiğimde yorgun hissediyordum kendimi. Yixing'e, Yifan hyunga birşey söylememesi konusunda ricada bulunmuştum. Olanları duyduğunda büyük ihtimalle gidip Kyungsoo'nun yakasına yapışakcaktı ve ben hala anlamadığım bir şekilde ona bir zarar gelsin istemiyordum. Kendimi sorgulamaktan ve onu seviyor olmaktan bıkmıştım.

Üzerimi değiştirip yatağa uzandığımda, daha fazla düşünmek istemiyordum. Bu melonkolik halimden kurtulamıyordum. Üzüntünün stresin bebeğime zarar verceğini bildiğimden kendimi düşüncelerden ve Kyungsoo'dan uzak tutmalıydım.

Yinede uyumadığım her an da nasıl olduğunu anlamıyordum aklımda sürekli o vardı. İki aydan sonra ilk defa görmüştüm onu. Değişiklik yoktu. Sadece omuzları biraz daha genişlemişti. Televizyonda yeni dizisi hakkında bir yayın yapılmıştı. İllegal boks maçlarına katılan, asi bir genci canlandıracaktı. İzlemeyecektim. Oradaki Kyungsoo sahteydi. Rol aldığı sahte Kyungsoo'lar acı vericiydi. Onun gerçek hali var mıydı? Bilmiyorum. Ama artık televizyonda da olsa gülümsediğini görmekten vaz geçmiştim. Bu sadece acı vericiydi.

Hala onu düşünmeyi bırakamadığım için derin bir nefes aldım. Elimi karnıma koydum. Jongdae bana bebeğimle iletişim kurabileceğimi. Onun benim düşüncelerimi anlayabileceğini söylemişti. Şimdilik bu sadece benimle sınırlı olsada daha sonradan çevreyede tepki verecekti. Buna en çok Luhan'ın sevineceğine eminim.

Kapım hafifçe tıklatıldığında yatağımda biraz doğrulmuştum. ''Jongin-ah müsait misin? Gelebilir miyim?'' Odanın kapısında kafasını uzatan Yixing'e gülümsedim. ''Gelebilirsin tabiki Xing.''

Elinde balon figürlü bir poşet vardı. Poşete baktığımı görünce ''Ah, bunu bugün hastaneden çıkarken seninle ilgilenen hemşire vermişti. Seninmiş.'' dedi.

''Yanılıyor olmayasın Yixing. Benim böyle bir poşetim yoktu ki. İçine baktın mı? Ne varmış?'' Merakla sorduğumda kafasını hayır anlamında salladı. ''Bakmadım. Özel olabilir diye.''

Poşeti kucağıma bıraktı. Kendiside tam karşıma geçip oturdu. Meraklı haline kıkırdadım. O da bana eşlik etti. Bolonlu poşetin ağzını açtığımda gözlerimin büyüdüğüne yemin edebilirim. Yixing telaşlanmış olacaki ''Ne kötü bir şey mi yoksa?'' diye sordu.

Gözlerim doluvermişti. Elimle bugün markette beğendiğim, yeşil renkli, lila puantiyeleri olan tulumu çıkardım torbadan. Orada alamamıştım, bayıldığım için. ''Bugün markette Kyungsoo'yla karşılaşmadan önce bebek eşyalarının olduğu reyonda beğenmiştim bu tulumu.''

Yixing'in şaşkınlıkla açılan gözlerine baktım. ''Nasıl yani Kyungsoo mu almış bunu bebek için?'' İnanmaz gözlerle elimdeki tuluma bakıyordu.

Kalbim hızlanmıştı. Neden yapıyordu bunu? İstemediğini söylemişti. O asla bebeğimi kabul etmeyeceğini, ikimizinden def olup gitmemizi istemişti. Biz onun hayatından çıkarken hala neden bu şekilde davranıyordu? Eğer ayrılmamış olsaydık çok mutlu olacağımı biliyorum bu tulumu aldığında. Ama şimdi acımı körüklemekten başka bir şey yapmıyordu.

Hatırlıyorum, eskiden Kyungsoo uyurken bile elimi bırakmazdı. Göğsüne sarardı. Bunu bilinçli de yapmazdı. Uyuyurken sıcaklığıma ihtiyaç duyduğu için yapmış olma ihtimali varmış, böyle söylemişti bana. Güzel anılarımız yavaş yavaş silinip gitti. Kyungsoo bir daha elimi tutmak istemedi.

Şimdi ise tekrar karşıma çıkarak beni parçalamak istiyor. Buna izin vermek istemiyorum. Ben bebeğimle mutlu olacağım. Kyungsoo bunu bozamayacak izin vermeyeceğim.

O tutlumu atamadım. Sadece kaldırıp dolaba koydum. Bebeğim doğunca giydiremezdim ama atamazdımda. Çaresizdim yine.

Mutfağa gidip kendime süt aldım. Uyku konusunda yardımcı olabilirdi belki. Yine uykum kaçmıştı. Bu gün Kyungsoo'yu görmek pekde iyi gelmemişti. Zamanın geçmesini diliyorum. Bir an evvel zamanla birlikte acılarımında geçmesini diliyorum.

SECRET LOVE SONG | DOKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin