Ve Milyonlarca Kez Söylüyorum Seni Seviyorum..

2.2K 184 38
                                    

 
   Bitkin halimden sıyrılıp kurtulmam pek de kolay olmamıştı. Hastaneden taburcu olduğumda daha iyi olacağıma dair kendime bir söz verdim.

Toparlanmam gerekti. Bu yüzden direk restorana gidip çalışmak istedim ama bir adet öfkeli Yixing gazabından korkmuştum.

El mahkum bende Luhan'la birlikte kaldım evde. Bu sanıldığı aksine oldukça eğlenceliydi. Luhan ben rahat edeyim diye arkama yastık koyuyor. Minik elleriyle bana masaj yapmaya çalışıyordu. Yifan Hyung eğer beni tavlamak istiyorsa bunları yapmasını söylemiş. Luhan ise bana sulu sulu bakıp "Tavlamak ne demek Jongin amca? Babama sordum seninle evlenmek istiyorsam seni tavlamam gerekmiş. Bu zor mu?" diye sormuştu.

Büyükçe bir kahkaha atmama neden olmuştu sorusu. Luhan bu hayatta bana iyi gelen şeylerden biriydi. Hatta ilk sıra ona aitti.

Birlikte yapboz oynuyorduk şu an da. Parçaları tek tek deneyip yerlerini bulmaya çalışıyordu. Ben lego oynamak istesemde ona karşı çıkmayıp yapboza boyun eğdim.

Oldukça eğleniyorduk. Beraber bir çocuk şarkısı söylüyorduk. Arada hata yaptığımda beni uyarıyordu. Bazen çok zeki olması rahatsız ediciydi. Yinede bilmiş tavırlarıda çok şekerdi.

"Jongin amca." Bana seslendirdiğinde kafamı kaldırıp ona baktım. "Efendim bir tanem."

  "Şimdi babam benim şeker yememe izin vermiyor ya sen bebeğimize izin ver olur mu bir sürü yesin. Ben ona çikolata bile alırım." Ah Luhan kronik diyabet hastasıydı. Bu yüzden ona şeker ve abur cubur kesinlikle yasaktı. Ama çocuk haliyle bu duruma oldukça içerliyordu.

Onu kucağıma çektim. "Olmaz Hannie. Onlar sağlıklı değil ki. Bebeğe onlardan yedirirsek hasta olur. Bizde onu bir daha göremeyiz. Bu yüzden şeker ve çikolata yok."  Gözleri kocaman oldu.

"Yoksa oda benim gibi hasta mı olur? Ama olmasın. Tamam ben ona asla şeker yedirmem söz. " Parmaklarımızı birleştirdik. Benim bebeğim çok şanslı olacaktı.  Onu şimdiden canı gibi seven bir abiye sahipti.

Kapıdan anahtar sesleri gelince ikimizde kapıya yöneldik. Yifan Hyung ve Yixing gelmişlerdi. Luhan hemen gidip ikisinede sarıldı. Paytak adımları çok sevimliydi. Luhan'a fanboyluğum asla bitmeyecekti.

Yifan Hyung elindeki poşetlerle mutfağa ilerlerken "Bu akşam yemeği benden. Size balık güveci yapacağım." Dedi.

Yixing gözleri far görmüş tavşan gibi açıldı. "Hayatta olmaz. Sen elma soyamayan adamsın. Mutfağıma elini süremezsin Wu Yifan."

"Bırakmıyor yemek sanatını icra edeyim. Hep bir engel koymalar falan. Huysuz Xing! Sana küstüm." Koltuğa kendini bırakıp kollarını göğsünde bağladı. Birde dil çıkarıyordu. Luhan kesinlikle Hyunguma bezemiyordu. Ondaki bu zekayla zordu.

Aklına bir şey gelmiş gibi bana döndü. "Ah Jongin, bunu posta kutusundan aldım. Sana gelmiş." Elindeki zarfı bana uzatınca heyecanla aldım kim bana neden mektup gönderecekti?

Zarfın üzerindende ' Jongin'e'  yazıyordu. Bu yazıyı tanıyorum. Kyungsoo'nun el yazısı. Güzel ve özenli.

"Hyung ben odamda biraz dinlensem iyi olacak." Beni onayladıktan sonra odama geçtim.

  (Buradan itibaren medya ile okuyun derim.)

Kapıyı ardımdan kapatıp yatağıma oturdum. Ellerim titriyordu. İçimden bir ses okumamamı söylesede merakım baskındı. Yavaşca zarfından çıkardım beyaz kağıdı.

  Biricik Jongin'im,

Sana  böyle seslenmeye hakkım olmadığını, benden nefret ettiğini biliyorum. Ne diyor bu deli herif?  Diyorsun dimi.

Söylemek istediğim çok fazla şey var. Ama herşeyden önce sana bunca acıyı çektirdiğim için ölesiye pişmanım. Dün bayıldığında çok korktum. Sana yine benim yüzümde bir zarar gelecek diye aklım çıktı. Defalarca sana zarar vermeme rağmen korktum.

Hayatta yaşadığım en berbat tecrübe o araba kazasında ayağının bir daha eskisi gibi olamayacak olmasıydı. Mahvolmuştum.  Birlikte  kurduğumuz hayali hiç unutmadığını biliyorum meleğim. Bende unutmadım asla. Sen dans edecektin ben senin için şarkı söyleyecektim. Yapamadık. Benim yüzümden idi. Oysa beni bir kere bile suçlamadın. Böyle bir şeyi aklının köşesinden bile geçirmedin. Kaza demiştin.  Sen sebep oldun demedin. Neden?

Neden beni bir kez olsun suçlamadın? Ben her gece yastığa kafamı koyarken aslında yaralanması gerekenin ben olduğumu bilyordum. Bir süre sonra seni görmek daha da suçlu hissetmeme sebep oldu. Dayanamadım. Kaçtım.  Bir korkak gibi seninle yüzleşmekten korktum. Ama sen o sevecen halinle beni bekledin hep. Her geldiğimde gülümseyip bana sarıldın. 'Kyungie bu günde sıkı çalıştı.' Dedin. O anlarda sana kemiklerinin kırılmasına yetecek kadar sarılmak istedim. Ama seni ittim. Dengesiz piçin biriyim. Haklısın.

Bir süre sonra,  suçluluk o kadar ağır gelemeye başladıki yapmayacağım şeyler yaptım. Söylememem gereken bir çok şey. Milyonlarca hayal kırıklığına ve göz yaşına neden oldum. Özür dilerim sevgilim.

  Seni başkalarından sakındım. Kimsenin görmesine izin vermedim. Ama kendimden sakınamadım. Seni ilk kez ittiğim zamanı hatırladım şimdi. Gerçek bir pisliğim. En sevdiğim yemeği yapmıştın oysa. Evden gittiğimde bir otel odasında sabaha kadar ağladım. Sana gelmeliydim. Sen umursamazdın. Sarardın beni. Yapamadım. Senin nezaketinden, sevginden beslenmek istemedim. Oysa hep yaptığım bu değil miydi?
 
Bebeğimizin olacağını söylediğin zaman çok şaşırmıştım ve korkmuştum. Onuda koruyamazsam diye korkmuştum. Bu yüzden istemedim. Kendimi suçluluk duygusunda boğarken birde onu yük edinirim sandım. Yine yanıldım.

Evi bomboş bırakıp gittiğinde perişan olmuştum. Bir daha giremedim o eve. Her yerde sen varken yapamadım. Seni geri getirmek istedim. Deli gibi pişmandım. Ama karakterim o kadar kötü ve iğrenç bir hal aldıki bunu da yapmadım. Bencildim. Sen güzeldin. Hala çok güzelsin. Seni bir daha göremeyecek olmam çok acı verici.

Oysa son kez sarılmak isterdim sana. Sonkez sıcaklığını hissetmek isterdim. Saçlarının ipeksiliği ve güzel kokusuna doymak isterdim. Artık böyle bir şansım yok. Birazdan tüm ülke benim nasıl bir pislik olduğumu öğrenecek. Ama seni asla öğrenemeyecekler. Zarar verirler.

Sonra gideceğim. Çok çok uzaklara. Bir daha beni görmeyeceksin. Bu benim cezam olacak. Sensiz bir yerlerde ölüp gideceğim. Çok acı çekeceğim. Üzülme bebeğim. Ağlama sakın. Olması gereken bu. Bir bedel ödemem gerekiyor. Yanında kalamayacağımı anladım. Şansımı çoktan kaybettim.

Hey! Sil göz yaşlarını! Sen üzülesin diye yazmıyorum bu mektubu. Ben üzülmeliyim. Sen ise gülmeli ve etrafa ışığını yaymalısın.

Bebeğimiz için banka hesabına bir miktar para yatırdım. Hemen itiraz etme. Onu kullanmak istemeyeceğini biliyorum ama ona babalık yapamadım. Bu kadarına izin ver. Eğitim masrafları için en azından. Kendini parçalayıp gece gündüz çalışmanı istemiyorum. Sana bir şey olmamalı. İkimizden bir parça olan bebeğimizi gerçekten çok seviyorum. Ama en çok seni seviyorum. Hep sevdim sevgilim. Sadece kör olmuştum. Gözlerim açıldığında ise çok geçti.

Beni bekleme kesinlikle. Dönmeyeceğim. Bir yerlerde acı çekmek istiyorum. Ruhum aranır ve daha temiz bir şekilde severim seni.

Tekrar özür dilerim meleğim.  Lütfen bundan sonra mutlu ol. Çok  mutlu ol üstelik. Bunu başarabilirsin. Çok güçlü olduğunu ikimizde biliyoruz. Bir de teşekkür ederim sevgilim benim gibi bir adamı hala sevdiği için. Ama artık lütfen sevme. Kalbini özgür bırak bir tanem. Benim paramparça edip toplayamadığım kalbin çok değerli. Daha fazla sevme beni. Ben hep seveceğim seni ve bebeğimizi. Üzgünüm Jongin ve milyonlarca kez söylüyorum seni seviyorum.

                                    -Kyungsoo

  "Seni seviyorum Kyungsoo daima seveceğim."

***

SECRET LOVE SONG | DOKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin