Benim Dişsizim

2K 172 42
                                    


  Mutluydum. Gerçekten mutluydum. Belki biraz eksik, bir parça huzursuz, tamamlanmamış... Ama yine de mutluydum.

Gözlerimi açtığımda bana dişsiz bir gülümseme bahşeden bir oğlum vardı. Biraz muzur biraz huysuz ama bolca sevgi doluydu.

Onunla ilgilenilmeyince hemen yaygara koparması ve ardından sevimlice kocaman gülümsemesi, tüm bunlar ona bağımlı olmama sebep oluyordu. 

 En başta hep korkmuştum. Ya onu koruyamazsam, ya onu mutlu bir çocuk olarak yetiştiremezsem diye. Hala korkuyorum. Ama biliyorum ki onu her şeyden çok seviyorum ve onun için en iyisini yapacağım. O küçük ellerinin üşümesine asla müsaade etmeyeceğim. Kendisini asla yanlız hissetmeyecek. Hoş Luhan gibi bir kocaya sahipken zor ama. Sahi Luhan benimle evlenmekten vaz geçmiş ve Sehun'u eşi olarak seçmişti bile. Bununla alakalı çok uçuk kaçık hayalleri vardı ama geneli çok sevimli olduğundan hoşuma gidiyordu. Sehun'a yakın olmak istiyordu devamlı olarak. Gelecekte ne olurdu bilmiyorum ama Luhan'ın hep oğlumu koruyup kollayacağına dair bir his vardı içimde. 

  Sehun ise çoktan dört aylık olmanın etkisiyle bizleri ayırt edebiliyordu. Yabancılardan hoşlanmadığını söylemem gerekiyor. Özellikle Bay Park'tan. Adamcağız ona yaranmak için türlü şaklabanlıklar yapıyordu ama bizimkinin umrunda değildi. Yüzünü ekşitip başka bir yerlere bakıyordu. 

 Park Chanyeol'e hastane çıkışında karşılaşmıştık. Kızını kontrol için getirmişti. Karısı vefat ettiği için tüm bu şeyler onun için zor olsada o gayet sevcen bir babaydı. Üstelik RiRin gerçekten çok tatlı  küçük bir hanımdı. Kısa sürede aile dostumuz oluvermişlerdi. Her ne kadar Luhan, Sehun'u Ririn'den kıskansada üçü iyi anlaşıyorlardı yani sanırım. 

   Tüm bunların yanında bir şekilde hala Kyungsoo'yu özlüyorum. Aslında onu çoktan affetmiştim ben. Tüm yaptıklarını unutmuştum. O benim için hala çok değerliydi. Sanırım hala aptaldım. Önemli değildi. Tüm bunlara karşı sevgimi yüreğimden atamamam benim suçum olsada yapamıyordum. Vaz geçiyordum ama sevmeyi bırakamıyordum. 

 Sehun'u uyuttuktan sonra saatlerce eski fotoğraflarımıza bakıyordum. Eskiden ne kadar şikayet etsemde, onu televizyonda görebilmem benim için şanstı. En azından iyi olup olmadığını biliyordum. Şimdi ise onunla alakalı bir çok soru girdap oluşturmuştu. Hepsinin cevabı ondayken, Kyungsoo yoktu.

 Ona ulaşmaya çalışmadım tabiki.  Bir tarafım hala gurur yapmakta ısrarcıydı. Ama merakımda çok fazlaydı. Mektupta da dediği gibi, yok olmuştu. Ona hangi yol ulaşır onu bile bilmiyorum. Döner mi? Bilmiyorum. 

  Bebeğimizi ve beni sevdiğini söylemişti. Hala bizi düşünüyor ve seviyor muydu acaba? Bazen şu tv dramalarından çok fazla etkileniyordum. Ya bir kaza geçirmişse de, başka biri kendisini sevgilisi olarak göstermişse falan diye. Yixing'e bundan bahsettiğimde bana saatlerce gülmüştü. Kırıcıydı ama çok da takmamaya çalışmıştım. Sadece ihtimaller denizinde sürükleniyordum. Anlaşılmam zordu.

   Artık bir şekilde emindim ki kaç yıl geçerse geçsin Kyungsooo benim her zaman ilk sevdiğim ve son sevdiğim adam olarak kalacaktı. Sehun biraz büyüdüğünde  ona anlatmayı düşünüyordum. Bir şekilde diğer babasını soracaktı. Gerçekleri tamamen anlatmayacaktım elbette. Kyungsoo'ya karşı bir kin gütmesini istemiyorum. 

  Geleceğe dair çok fazla şey kurguluyordum. İtiraf etmem gerekirsede Kyungsoo, hep bizimle birlikteydi. O uzun bir sürgündeydi. Dönecekti. Ben affetmişken onu, biz mutlu olacaktık.  Hayallerim bir gün bile değişmemişti.  Onu bekleyecektim. Ne kadar sürdüğü önemli değildi. O geldiğinde bu sefer onu saracak olan ben olacaktım. 

   Güzel ve kocaman bir aile olmak istiyordum ama ilk önce oğlumun karnını doyurmam gerekti. Birazcık obur bir çocuğum olduğundan onun için sık sık mama hazırlamam gerekiyordu. Ben ona mama hazırlarken Luhan onu yanlız bırakmıyor ve onunla ilgileniyordu. 

 Birden Sehun'un feryat figan ağladığını duyunca telaşa kapıldım. Çok kötü bir şey olmuş gibi ağlıyordu. Telaşla elimdeki biberonu bir yere bırakıp salona koşturdum. Ayağım hala ağrıyordu ve koşmama engel oluyordu. Ama oğlum çok daha önemliydi şu durumda. 

  Luhan, Sehun'un başında durmuş onu sakinleştirmeye çalışıyordu. ''Luhan tatlım ne oldu?''  Bana kocamanca baktı. ''Sehunie'nin sümüğü balon oldu. Sonra patladı. Oda korktu Nini amca.'' 

 Gözlerim kocaman büyürken Sehun'a baktım hakkikatten, yüzü bütün sümük olmuştu. Bunu nasıl başardığı bir yana acaba hastamı oluyordu? Kucağıma aldığımda biraz daha sakinleşti. 

  Luhanla birlikte yüzünü temizlerken bir yandan onunla konuşuyordum. ''Eiy pis oğlan seni. Sen kesin evde kalırsın. Sümüklü.'' O ise buruşturduğum yüzüme bakıp dişsiz dişsiz gülümsüyor arada kıkırdıyordu. 

 ''Ben evlenicem Nini amca onunla. Ben hep silerim burnunu onun. Hem annem nasıl acıtmadan yapılacağınıda gösterdi. Sehun'u bana verirsen bir sıkıntı kalmaz.'' Yüksek sesli gülmemi bastıramadım. Onu yanağından kocaman öptüm. Bu arada Luhan'da üç yaşına girmişti.  Bunun mutluluğu büyüktü.  

 Sabırla Sehun'unda büyümesini bekliyordu. (DoKai'yi bırakıp Hanhuna geçiş yapmak üzereyim. Dur demeliyim kendime. _^_)

Luhan Sehun'un karnını doyururken bende yemek yapıyordum. Sehun hala çok küçüktü ve onu bırakıp çalışamıyordum bu biraz canımı sıktığı için, Yifan Hyungun önerisiyle restoranta takviye yemekleri burada yapıyordum.

Restoran eve çok uzak değildi. Bu yüzden çok sorun olmuyordu. Genellikle Tao gelip yapılan yemekleri teslim alıyordu.

Biraz daha işe yarar hissediyordum kendimi. Hamileyken yeterince dinlenmiştim. Şimdi ise kendi çabalarımla bir şeyler yapmak beni çok daha huzurlu hissettiriyordu. Bir şekilde başarmıştım. Tek başıma olmamıştı. Bir ailem olmuştu. Onlar benden desteklerini esirgemediler. Artık ayağım çok bir engel değildi. Tabi ileride yaramaz bir çocuğun peşinden nasıl koşardım bilmiyorum ama. Bunları o günler geldiğinde de düşünebilrdim. Kendim için yas tutmayı bıraktım.

Hiç bir faydası yoktu. Her ne kadar Kyungsoo'nun yokluğu ağır olsada, yas tutmayacaktım. Ben dünyanın en güzel oğluna sahiptim çünkü. Benim dişsizim bir melekti.
***

SECRET LOVE SONG | DOKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin