Türkmenistan'da güneş kıpkızıl renginde batıyorken Mari şehrine ulaşmıştı otobüs. Bulutlar o kızıllıkta ahenkle dans ederken camdan kendi yansımasını gördü, Lovise. Daha sonra ise babası geldi aklına. Friedrich Manni. Babası gibi o da türkoloji ve arkeoloji üzerine çalışmalar yapıyordu. Bu mesleği seçmesindeki ana sebeplerden bir tanesi de babasının sevdiği işi aşkla yapıyor oluşuydu. Babası yirmi yıldır Mari şehrindeki kazıyı yürütüyordu. Yaşının artık ilerlemiş olması, yoğun çalışma şartları ve kazı alanının sıcaklığı geçtiğimiz yıl almıştı onu Lovisesinden. Çalışmalar artık sonuna varmak üzereyken kazı alanında, kum tepeciklerinin arasında yerde kaskatı bulmuştu kazı ekibi onu. Lovise o zaman Paskalya adasındaki heykelleri araştırmaktaydı. O günden beri de Mari'deki ekibin işlerini yürütüyordu. Babasının sanki daima onun yanındaymış gibi hissettirmesi için hep yanında taşıdığı, Friedrich'in küllerinin olduğu küçük kutuyu dudaklarına götürdü Lovise, '' Az kaldı babacığım az kaldı.. ''
...
Mari şehrinin 70 kilometre kuzeyindeki Karakum çölündeydi, Lovise. Gonurtepe. Burada geçtiğimiz günlerde Marguş medeniyetine ait olduğu düşünülen bir kral şehri bulunmuştu. Bir hektar alana yayılan 5 bin yıllık bu antik kentte çalışmalar hala devam ediyordu. Azerbaycan, , , , , , gibi ülkelerden gelen tarihçiler ve bilim adamları da yer alıyordu ekipte. Lovise o gün, erkenden başlamıştı çalışmaya. Geçen gün yeni buldukları bulguları araştırırken çeşitli yer topografilerinin içerisinde noktaların sıklaştığı, yoğun olduğu bir yer dikkatini çekti. Belgenin üzerindeki veriler küçücük manyetik bir alanı kapsıyordu. Diğer bilim adamları bulundukları yerin çölde olduğundan ve kumlarda çeşitli madenlerin de yer aldığını düşündükleri için buradaki manyetik alan verilerini pek önemsememişlerdi muhtemelen. Çünkü bu nokta kazının esas olarak yürütüldüğü yere ters bir konumdaydı. Bakmaya değer diye düşündü, daha akşama çok var.
Genelde kazı alanlarında kullanılan, şekil olarak golf pistlerindeki araca benzeyen; ufak, fazla sürat yapamayan araca bindi. Gideceği yer çok da uzak sayılmazdı nasıl olsa. O yerin konumu takip ede ede noktaya ulaştı. İşaretli yere geldiğinde arkeologların kendi aralarında Lidar dedikleri bir çeşit manyetik dedektörü toprağa yaklaştırdı. Aletteki ışıkla tespit ve menzil bulma teknolojisi sayesinde çok kısa bir zaman içerisinde işaretlenen yüzeyinin üç boyutlu ve oldukça detaylı haritalarını elde edebiliyordu. Aletin çalışma prensibi aslında basitti. Yüzeye gönderdiği lazer ışınlarının gönderiliş zamanı ile nesnenin çarpıp gelen yansımanın kaynağa ulaşma vakti arasındaki fark hesaplanarak uzaklık ölçebiliyordu. Böylece bitki örtüsünün ötesine geçerek bozkır ya da ağaçlık alanları tespit edebilmesi sayesinde gizlenen arkeolojik alanları belirleyebiliyordu. Yerin 3 metre altında olduğunu gösteriyordu dedektör. Çok fazla derin sayılmasa da kum alanda çalışmak her zaman zordu. Kum zemin çökme ve dolayısıyla kazı alanındaki tarihi eserlere zarar verebilme riski taşıyordu. Elindeki aleti bir kez daha işaretli yerin üzerine getirdi, evet dikdörtgen şekline benzer bir şey vardı yerin altında.
Kazı ekibinin başında, kazıdan sorumlu arkeolog Viktor Sariani'yi aradı Lovise. ''Viktor, buraya çabuk gelebilir misin? Görmek isteyeceğin bir şey buldum.''
...
Lovise elindekileri verileri Viktor'a gösterdikten sonra, Viktor manyetometri testi yaptı, X-ışını floresans spektrometresi özellikle volkanik kayaların analiz edilmesinde kullanılan çok önemli bir teknikti. Bölgede bolca rastlanan silisyumdan farklı olarak yerdeki kalkerli nesneyi göstererek '' Buradaki değerlere bakılırsa aşağıda her ne varsa hiç bozulmadan tam 5 bin yıldır orada duruyor gibi. '' Manyetometri, toprağın manyetik alanının yoğunluğunu ölçen bir aletti. Böylece, yanarak ya da toprak bakterisinin toprakta manyetik izler bırakması ile oluşan arkeolojik özelliklerin şemasını ortaya çıkarmayı sağlayabiliyordu. Kazı ekibindeki işçiler çağrılmıştı. Küçük çapta bir inşaat alanına benzeyen alanda 6 saat süren çalışmaların ardında, üç metrelik kuyuya benzer bir çukur açılmıştı. Makara sistemi kurularak aşağıya inen iki işçi zincirleri nesneye bağladıktan sonra yukarıya doğru çekmeye başladılar. Düşürüp kırılma riski düşünülerek ağır ağır yukarı çekiyorlardı. İşçiler kazıdan çıkarılan hafriyatları temizlemeye çalışırken Viktor da çıkan nesneyi Lovise'nin önüne bırakmıştı. ''Çok teşekkür ederim Viktor, bundan sonrasıyla ben ilgilenirim. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Piramit (Güncelleniyor)
Mystery / Thriller'' Lovise, kutuya benzeyen nesneyi kaldırmaya çalıştı. Ağırdı. İçerisinde tam olarak ne olduğunu bilemediğinden ilk başta açmaya cesaret edemedi. sonra 5 bin yıldır toprağın altında, o kadar basınçla kala kala açması da bir hayli zor olacaktı. Daha...