Yeni bölümle karşınızdayım canlar. Bu hafta sonu bölümü oluyor diğer bölüm haftaya gelir sanırım diyerek. Bu son tatil günlerini keyifle geçirmek dileğiyle :D
Bu bölümde şarkı kafama göre koydum. Yani aklımda kararlaştırmamıştım diyelim :D
Multimedi da Arie ve Giray( Tuna) temsili resim var diyerek :D
Keyifli okumlar :D
BÖLÜM 19
1 Haziran 1990
Ahmet Yükselen Erkek Yetiştirme Yurdu
Yurdun istikrarlı hali biz yaramaz çocuklar için ilginç bir durum yaratmıştı. Melek müdiremiz geldiğinden beri o sonu gelmez aksaklıklar zaman içinde çözülmüştü. Mesela yemek sorunumuz: Günde sabah ve akşam olmak üzere yemekler, taze bir şekilde önlerimize konuluyordu. Bir zamanlar rutin olarak önüne koyulduğumuz genel temizlik işlerini artık biz yapmıyorduk. Melek öğretmen (benim Türkçe derslerime girmeye başlamıştı.) geldikten bir hafta sonra gelen yeni hizmetliler yapıyordu her şeyi. Bize kalan tek temizlikse yataklarımızı toplamak, yatakhanemizi temiz tutmak ve derli toplu olmaktı. Bu da benim için diğer yaptıklarımın yanında devede diken kalırdı.
Birde bu durumundan hoşnut olmayanlar vardı: Faruk ve Sevgi anne.
Sevgi anne bir şekil verileni yapsa da Faruk, bu işte zorlanıyordu. Çünkü kendisi ne nizam bilirdi ne de temizlik. Hal böyle olunca ya tehdit yoluyla işini yaptırır ya da cezasını çekerdi. Bu hengâmenin arasında onunda hoşuna giden bir şey vardı. Tıpkı bizimde hoşumuza gittiği gibi: Karnımız taze yemeklerle doyuyordu.
Arie ile kahvaltımızı bitirmiş elimizdeki kirlilerin yıkanması için mutfağın ağzına götürüyorduk.
“Bakıyorum da bir anda süt kuzusuna dönmüşsün Arie?”
“O ne demek lan?”
“Sesin çıkmıyor eskisi gibi demek. Hoş herkes bu düzene uymak zorunda kaldı.” dedim bende.
“Öyle bir zorunluluk yok. Yani benim için yok. Ama yurttaki düzen sağlanmışsa ve en önemlisi huzur yeniden aramıza gelmişse neden bunu bozmaya çalışayım ki?” dedi omzunu silkerek. Bende kafamı sallayıp ona hak verdim. Ama onun dışında değinmek istediğim başka bir konu vardı.
“Peki, senin hanım evladı olduğunu biliyor-“ sözümün devamını getirmeden dirseğiyle sol tarafıma bir tane geçirdi.
“Dur lan lafımı bitirmedim.” dedim ama ikinci bir darbe daha yedim.
“ Bir daha hanım evladı de bakalım, böbreğini söker çıkarırım yerinden.” dedi kaşları çatık bir şekilde.
“Tamam. Piç.” dedim, bana bakıp güldü.
“Bak bu oldu.” dedi. Bende güldüm.
“Arıza Faruk’u ne yapacağız? Bence her an saldırmayı bekleyen bu kuduz köpek halleri iyi değil. ” dedim sonradan.
“O geri zekâlının bir karın ağrısı var aslında ama yakındır öğreneceğim.” dedi.
“Sevgi anne yola geldiyse, o da elbet yola gelir.” dedim.
“Ne yolu be, müdire hanım kedi yaptı Sevgi anneyi kedi!” dedi gülerek lakin lafı biter bitmez biri kulağından çekiştirmeye başladı.
“Duyamadım ne olmuşum ne?” dedi Sevgi anne Arie’nin tepesinde dikilerek. Tabi Arie hissettiği acıyla ve bir yerlerinin korkusuyla üç yüz almış derece dönüş yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
© RUH HALİ: YALNIZLIK ⓡⓗⓨ
Teen FictionMeğer ne yalnızız insan olmuşsak, Yaprak gibi dalda sessiz solmuşsak, Yeri gelmiş acıya da gülmüşsek, Sana olan sevdamdandır bilesin... 【 2014 WATTYAWARDTR TEEN FICTION EN IYI ÜCÜNCÜ HIKAYESi 】