Merhaba sevgili okuyucm;
Eğer bu yazıyı okuyorsan bil ki sen de artık Sadece Benimsin ailesinin çok kıymetli bir üyesisin. Öncelikle şunu söylemeliyim bu benim yazdığım ilk kitap. Bu kitapı yazmadan önce ben de Wattpat de normal bir okuyucuydum. Bir sürü farklı kitap türü gördüm. Gerçekten güzel yazanlar da vardı, elinden geldiği kadar güzel yazarlarda. Ben hepsine saygı duyuyorum. Sonuçta hepsi bir emek sarf ediyor ve okuyucularını memnun etmeye çalışıyorlar.
Şimdi gelelim benim konuma. Ben bu kitabı yazmaya başladığımda yanımda sadece çocukluk arkadaşım vardı. Aileme henüz söylememiştim. Arkadaşımla birlikte kitap hakkında bir çok aşama kaydettik. Ben bu kitabı çok büyük bir hevesle yazmaya başladım. Ve emeğimin karşılığını sizi memnun ederek almak istiyorum. Umarım beğenirsiniz.
Şimdi sizden kitaba başlamadan önce ufak bir ricada bulunmak istiyorum lütfen buraya kitabı okumaya başladığınız tarihi bırakır mısınız? İlerleyen zamanlarda hep beraber ne kadar çok yol almışız bu sayede daha iyi anlarız. Hepinizi çok öpüyorum.
İyi okumalar...
-
Hani olur ya çok sevdiğiniz bir derstesinizdir hoca bir soru sorar sizde o soruyu cevaplamak için parmağınızı kaldırır 'hoca beni görsün' diye türlü türlü hareketler yaparsınızda hoca gözünüzün içine bakıp yanınızdaki arkadaşınızı kaldırır da o zaman bok gibi hissedersiniz ya aynen şu an o durumdayım. Zaten verdiğim saçma örneğe bakıp ta ruh halimi anlamamak pek de zor olmasa gerek.
Ama cidden şu an bok gibi hissediyorum.
Hadi ama sizde bilmediğiniz bir şehre sürgün edilir gibi yollansaydınız ne yapardınız? O kadar gece gündüz yalvardım, her dediklerini yaptım ama benim çok kıymetli (!) anne ve babam sağolsunlar bana acımayı bırak dediklerimi dinlemeden bile beni Muğla'dan İstanbul'a yolluyorlar.
Neymiş Aydemir ailesinin kuralları gereği her genç 18 yaşına gelince farklı bir şehirde tek başına dört yıl boyunca yaşayacakmış. Allahım ne kadarda boş bir ailem var.
Ben böyle söve saya bavulumu hazırlarken annem odama gelip "Bir saat sonra uçağın kalkacak hazır mısın?" dedi. Hayır anlamıyorum bi anne baba nasıl olurda çocuklarının farklı bir şehirde yaşamasına müsaade eder ki?
"Hazır."
"Başak biliyorum bize kızgınsın ama bunu senin iyiliğin için yapıyoruz kızım."
"İyiliğim için öyle mi? Hangi anne-baba saçma sapan kurallara uyarak çocuğunu başka bir şehre yollar ki!? Ha, söyle hangi anne-baba bunu yapar!?"
Kontrolden çıkmıştım. Gözüm hiçbir şey görmüyordu artık. Bu zamana kadar susmuştum ama madem gidiyorum, gitmeden önce söylemem gerekenleri söylemeliydim.
"Kızım, bak biz de seni yollamak istemiyoruz ancak kural-"
"Kurallar, kurallar... Bana ne kurallardan. Ama ne biliyor musun sizden de sizin bu saçma kurallarınızdan da fazlasıyla bıktım! Aslında bir bakıma İstanbul'a gitme işi iyi oldu artık sizin yüzünüzü bile görmek istemiyorum."deyip bavulumu aldığım gibi odadan çıktım.
Kapıda Sami Amca beni bekliyordu ama o arabaya binmedim bir taksi çağırıp havaalanına sürmesini rica ettim. Kafamı cama yaslayıp dışarıdaki insanları izlerken düşünmeye başladım. Oan karar vermiştim ne olursa olsun asla ailemden yardım almayacaktım. Evet, bu biraz zor olacaktı ama başaracaktım kendime inanıyordum...
Taksi havaalanına gelince ücreti ödeyip indim. Uçağın kalkmasına yarım saat vardı. Ayakta boş boş durmanın mantıksız olduğunu anlayıp bir oturağa oturdum ve düşünmeye başladım.
Zaten yaptığım başka bir şey yoktu ki...
Karar vermiştim ailemden hiç bir maddî ya da manevi yardım istemiyordum. İstanbul'da zaten kendime ait bir evim ve arabam olacaktı. Reşit olduğum için ehliyetimde vardı. Sanırım bu yüzden ona teşekkür etmeliyim. Bir banka hesabım vardı ve doğumundan beri düzenli olarak yüklü bir miktar para yatıyordu. Aslında biraz tutumlu davransam o para bana dört yıl boyunca yeter de artar bile ama ben hiç de tutumlu bir insan değilim.
Bu sene üniversite sınavına girmiş ve Boğaziçi Üniversitesi Mimarlık Bölümünü kazanmıştım. Aslında ailem beni özel bir üniversiteye yollamak istiyor ancak artık buna müsaade edemem. Kararımı vermiştim onlardan- biliyosunuz işte söyletmetin bana aynı şeyi.
Üniversitede biraz da olsa para kazanmak için part-time bir iş bulup okulumdan arta kalan zamanlarımda çalışacağım. Biliyorum zorlanıcam çünkü bu zaman kadar istediğim her şeyi kolaylıkla elde eden bir kızdım ama artık yanımda beni her zaman seven ve koruyan (!) ailem olmadığı için kendi ayaklarımın üstünde durmayı öğrenmem lazım.
Ben böyle düşünürken İstanbul'a kalkacak olan uçağın anonsu yapılınca bavulumu alıp çıkışa yöneldim. Aslında ben böyle hayal etmiyordum. Annem ve babamla güzelce vedalaşıp mutlu bir şekilde ayrılmak istiyordum ama tabiki de istediğim gibi olmadı. Uçağın merdivenlerini çıkarken gözlerim doldu, ağlamamak için kendimi zor tuttum. Uçağa girmeden son kez arkama baktım ve kimsenin duymaması için sessizce fısıldadım,
"Hoşçakal Muğla. Bir daha görüşmemek üzere."
Artık bitmişti, artık kimsenin karşısında eski Başak olmayacaktı. Bunu uçağa bindiğim an iliklerime kadar hissettim. Her şey yeniden başlıyordu.
-
Umarım beğenmişsinizdir. Eksik bulduğunuz bir yer varsa yoruma yazabilirsiniz. Votelerinizi bekliyorum ^_^Seviliyosunuz *_*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Benimsin
Teen Fiction"Uykunun içinde bir rüya, rüyamda bir gece, gecede ben. Bir yere gidiyorum. Delice. Aklımda sen." Söylediği sözler o kadar güzeldi ki, bana adımı bile unutturabilirdi. Şu an benim için hiçbir şeyin önemi yoktu. Bulunduğumuz yerin, mekanın, zamanın...