Yazar | Author : @stealmycurlz
Çevirmen | Translator : dylmasaddict
*Tony's POV*
"Hey Rhodes," dedim birinin içeri girdiğini duyunca. Onun olduğunu bildiğimden bakma gereği duymamıştım.
"Tony Stank."
"Sam'e benim için bulduğun takma isimleri anlatmaktan vazgeçmelisin."
"Bu seferkini ben uydurmadım ki, yaşlı kargocu adam yaptı! Yine de asla unutulmasına izin vermeyeceğim! Ama her neyse, nasılsın adamım? Kimseye ihtiyacın olmazdı, beni neden aradın?"
"Asla sana ihtiyacım olduğunu söylemedim, sana seninle konuşmak istediğimi söyledim. Sam Pepper konusunu açtı ve aniden, gerçekten güzel geçen bir günün ardından, her şey yeniden üstüme geldi. Asla böyle sona ermesini istememiştim." İç çekip sandalyeme oturdum.
"Tamam dinle Tony, şu an hayatında gerçekleşen her şeyin berbat olduğunu biliyorum, ama bu böyle kalacağı anlamına gelmiyor! Daha şimdi bugün harika bir gün geçirdiğini söyledin, çünkü sonunda grubun geri kalanıyla bir şeyler yapıyorsun! Bunu yapmaya devam etmelisin adamım."
"Sadece aklımı meşgul tutmam gerektiğini mi söylüyorsun, böylece Pepper'ı düşünmeyeceğimi?" diye sordum. Bunu nasıl yapacaktım ki? Grupla yeniden dışarı çıkmayı planlamıyordum. Elbette eğlenceliydi ama labaratuvarda kalıp bazı projeleri bitirmek için Bruce'u aramayı tercih ederdim. Kaldı ki, Bruce'un yeniden geri döneceğini hiç sanmıyordum.
"Biliyor musun Stank, birkaç gün burada kalıp sana dikkatini dağıtacak şeyler bulmanda yardım edeceğim." diyip kapıya yürüdü. "Oh ve Stank? Dikkatini dağıtacak şey derken viskiyi kastetmiyorum!"
İç çekip ayağa kalktım. Rhodes'un burada olmasıyla daha az yalnız hissedeceğimden emindim, öyle olmalıydı. Bazen onu ve Bruce'un etrafta olmasını özlerdim ve dikkatimi dağıtmak için sadece kendimi labartuvara kilitlerdim. Sanırım artık grupla daha çok takılma zamanım gelmişti.
Salona doğru yürüdüm ve yolda Steve ve Sam'e rastladım.
"İyi misin?" diye sordu Steve omzumu kavrayıp beni durdururken. "Yani, salonda olanlardan sonra."
"Ben iyiyim." dedim omzumdaki eline bakarak. "Şu elini çekebilir misin?"
"Oh tabii ki, ben... Ben şey... Evet üzgünüm." Kekeleyip birkaç adım geriledi. Sam ona kafası karışmış bir şekilde baktı ama Steve aldırış etmedi.
"Sonra görüşürüz, Stank." dedi Sam Steve'in kolunu tutup. "Hadi gidip sana 90 yaşında gibi gözükmeyen kıyafetler alalım adamım."
Pekala, bu tuhaftı.
•
"Yumurtalardan çıkan yaratıklardan oluşan bir burger, lütfen." dedi Thor garsona. Oh tanrım, Thor'u ne bok yemeye restorana getirmiştik ki? Garson Thor'a kafası karışmış bi şekilde baktı ve ben neredeyse altıma işeyecektim.
"Gerçekten üzgünüm," diye özür diledi Steve garsondan. "Tavuk burgeri kast ediyor." Elbette Steve özür dilerdi, bu Steve'in yaptığı şeydi. Garsonun onunla flört ettiğini bile fark etmemişti. 90 yıllık bakir.
"Pekala, öyleyse 3 kola, 5 milkshake, fazladan patates kızartmasıyla bir çizburger, bir tavuk burger, 3 salata ve 3 spagetti." dedi ve mutfağa yürüdü garson.
Thor yüzünden hala gülüyordum. Komik olmaya çalışmıyordu bile, sadece anlamıyordu işte! Komik!
"Tony, kes şunu," diye fısıldadı Steve, "Artık 12 yaşında değilsin."
"Üzgünüm anne."
"Ben senin annen değilim, bana öyle deme!"
"Annem gibi davranıyorsun."
"Kapa çeneni, Tony." İç çekti.
Tony Steve'i sinirlendirmeye devam etmek istiyordu, ama çoktan başka bir garson onlara yemeklerini getirmek için gelmişti.
Birkaç dakika sonra Tony kafasını tabağından kaldırdı ve süper askere şöyle bir baktı. Spagettisine gerçekten konsantre olmuştu ve baktığımı fark etmemişti bile.
"Spagetti?" güldüm. Steve dönüp bana ters bir bakış attı.
"Ne?"
"Biraz bulaştırmışsın..." diyip yanağını işaret ettim. Yüzünün her yerine bulamadan bir spagetti bile yiyemiyordu.
Clint ve Sam de bunu görüp gülmeye başladılar. "Kaptan Spagetti yanak!" Ve daha çok güldüler.
Restorandaki herkes gruba bakıyordu ama hiçbiri fark etmedi bile.
"Siktir," iç çekti Steve, "kağıt mendili veya başka bir şeyi olan biri var mı?"
"Diline dikkat et! Ve buyur, Kaptan." dedim ve ona bir tane uzattım.
5 dakika sonra Sam ve Clint hala spagetti şeyiyle ilgili şaka yapıyorlardı ve bu sefer hepimiz insanların bize baktığını fark etmiştik. Steve gerçekten mahcup görünüyordu ve hala yüzündeki sosun hepsini çıkarmaya çalışıyordu.
Steve için üzgün hissetmiştim. Onun için neden üzgün hissetmiştim ki?! Benim sorunum neydi, ben kimse için üzgün hissetmezdim?! *Donald Trump'ın ailesi için üzgün hissediyordum ama o kadar...
Steve'den hoşlanıyor muydum?
Hayır bu olamazdı.
Ben heteroseksüelim.*Donald Trump = Antimuslim, ırkçı ve "ABD'nin Hitleri" olarak adlandırılan ve dünyanın her yerinden öfke ve nefret kazanan -ki hak ediyor- ABD'nin başkan adayı.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinking Ship [stony] ➸ (translation)
FanfictionTony duygusal bir çöküşte. Sebebi ise 182 boyunda, mavi gözlü, muhteşem vücutlu bir süper kahraman ve (neredeyse) Tony kadar inatçı. Steve, Tony'nin tekrar incinmeyeceğinden emin olabilecek mi? Yoksa Tony'i inciten kişi kendisi mi olacak? author :...