Sırlar

731 54 41
                                    

author: @stealmycurlz

translator: @dylmasaddict

*Tony's POV*

Steve gideli iki hafta olmuştu ve hayatımda daha önce bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyordum. Eskiden soğuk bir bardak viskiyle laboratuvarımda zaman geçirmekten hoşlanırdım ama durum değişmişti. Tüm günü Steve'in eski zamanlardan konuşmasını dinlemekle harcamayı tercih ederdim. O günleri özleyeceğimi asla düşünmezdim.

Birini odama girip uzandığım yatağımın kenarına oturduğunu hissettim. Belki gider diye uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim ama işe yaramadı.

"Nasıl hissettiğini biliyorum." Bir erkek sesi fısıldadı. Clint.

Doğrulup ona döndüm ve yeni uyanmışım gibi esnedim. "Ne?"

"Demek istediğim, Steve'e aşık değilim, ama Natasha benim en yakın arkadaşım ve keşke gitmeseydi. Yani, en azından bensiz."

"Beni erkek arkadaşıma aşık olmadığını söylemek için mi uyandırdın?"

"Seni uyandırdım çünkü bu sabah aradığını sana söyleyeceğime dair Steve'e söz verdim."

"Oh, peki. Ben onu ararım." Sakin kalmaya çalışıyordum ama onunla konuşmak için can atıyordum. Steve'i aramadan önce Clint'in odadan çıkmasını bekledim.

Telefona cevap verdiğinde yerimden sıçradım. Gittiği için ona hâlâ kızgındım ama sesini duyacağım için heyecanlıydım da.

"Steve!" Heyecanla bağırdım.

"Tony? Hey!"

"Nasılsın? Görev nasıl? Ölme. Haberlerde Örümcek Çocuğu gördün mü? Harikaydı."

Ona sormak ve söylemek istediğim bir sürü şey vardı.

Hattın diğer tarafında hafif bir kıkırtı duydum. "Ben iyiyim, hepimiz iyiyiz. Ama dinle, sana söylemem gereken bir şey var..."

"Devam et."

"Bunu nasıl s-" BUM. Diğer tarafta büyük bir patlama sesi ve koşan insanlar duydum.

"Steve! Sakın öleyim deme, eğer beni terk edersen seni öldürürüm!"

Cevap yok.

"Steve!"

Pür dikkat dinlediğim için birinin telefonu aldığını duydum.

"Tony? Ben Natasha, Steve iyi. Ona telefonu kullanmamasını söyledim ama beni dinlemedi, bu yüzden ben de onu korkutmak amacıyla kapıyı havaya uçurdum sayılır. Korkmasını beklemiyordum gerçi... Benim hatam."

"Ciddi misin? Telefonu neden kullanamaz ki?"

"Nasıl çalıştığını bilmiyor, Tony. Tüm bu zaman boyunca hoparlördeydi. Sessizliğe ihtiyacımız vardı."

İç çektim. "Yani herkes söylediğim her şeyi duydu."

"Sesin gerçekten çaresizsin gibi geliyor."

"Ugh. Sadece... sadece bana mesaj atmasını söyle."

Telefonu kapattım ve yataktan kalktım. Muhtemelen Steve'in bana mesaj atması biraz zaman alacaktı ve bu sürede işe yarar bir şey yapabilirdim, değil mi? Sandalyede oturup telefonumun titremesini beklemek gibi mesela.

Birkaç dakika sonra sonunda bir mesaj almıştım:

Kaptan ABD 👅:

Bunun için üzgünüm!! Nat beni izliyordu. Şimdi konuşamam, seni yarın arayacağım. Telefonu kapatıyorum =)

Sinking Ship [stony] ➸ (translation)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin