Mükemmel uykumdan Camila'nın sesiyle uyandım "Aman tanrım... İnanamıyorum..." kafamı yastığın altından kaldırdım. "Bir sorun mu var Camz?" dedim uykulu sesimle. "Evet var Lauren. Şu sırtına bir bak." dedi üzgün ses tonuyla.
Dün sırtımı çizdiğini unuttuğum için kalkıp aynaya baktım. Sırtım bir kurt'un saldırısına uğramış gibiydi. Yırtılmış, kanamış, kabuk bağlamış ve kenarları kızarmıştı.
Üstelik gece yatağa sırt üstü yattığım için de çarşaf kan içinde kalmıştı. "Çok üzgünüm." dedi kafasını tutarak ve ağlamaklı bir sesle. Hemen yanına koşup kafasındaki ellerini avuçlarımın içine aldım ve "Hey, hey. Bunun için sakın ağlama Camz. Bunların benim için hiçbir önemi yok. Hissetmedim bile. Tam tersine, hoşuma gidiyor." dedim ve gülüp onu öptüm. Ayrılınca da gülümseyip o beni öptü.
"Şimdi kalkıp üstümüzü giyelim ve kahvaltıya gidelim. Sonra da yarış pistine... Uzun süredir uğramıyoruz." dedim ellerimize bakarken. Kafasını olumlu anlamda salladı. Üstümüzü giydik ve yanıma gözlüğümü, telefonumu ve sigara paketimi aldım.
Sonra da çıktık ve Camila'nın arabasına bindik. Benim arabam tamirden daha gelmemişti sanırım. Dinah getirmedi çünkü. Arabaya binince Dinah'ı aradım. "Alo Dinah?" dedim. "Efendim Lauren?" dedi Dinah her zamanki normal sesiyle. "Nerdesin?" dedim. "Yarış pistindeyim." dedi arkadan konuşma sesleri gelirken.
"Tamam bizde kahvaltı yapıp geliyoruz şimdi." dedim ve vedalaşıp telefonu kapadık. Kahvaltı edebilecek uygun bir yer bulunca Camz arabayı park etti ve inip kendimize bir masa bulduk. Siparişlerimizi de verdikten sonra oturup beklemeye başladık. "En son siparişimizde sinirlenip gitmiştin." dedi ve güldü Camila. "Sahi, neden gittin?" diye ekledi.
"O zaman hislerimin daha yeni yeni farkına varıyordum ve seni Ellen'la öpüşürken görmek... Ah, beni bitirmişti... " dedim siyah gözlüklerimi çıkartmadan kafamı sağa sola sallayarak. "Bende seni Caroline'le öpüşürken gördüğümde aynı hissi tatmıştım. Berbat bir his. Yani, üzgünüm." dedi.
"Sorun değil Camz. Nasıl olsa biz birlikte olmadan önce de hayatlarımız vardı değil mi?" dedim ve ellerini tuttum. "Ama artık beni senden öncesi ilgilendirmiyor. Bundan sonra sen varsın, ve hep sen olacaksın." diye ekledim. Elimi sıktı ve gülümsedi
"Seni seviyorum Lauren." dedi. "Seni seviyorum Camila." siparişlerimiz geldi ve onları hızlıca yedikten sonra tekrar arabaya döndük. Sanırım bu sefer Camila yarışacaktı, ben izleyecektim çünkü arabam yoktu.
Kısa sürede yarış alanına vardığımızda bütün dikkatler üstümüzde toplandı. Camila'nın yarım saat sonra Nick'le yarışı vardı. Nick... O piç herif yüzünden Camila'nın motoru yanmıştı. Adı aklıma geldikçe sinirleniyordum. "Hadi yarış başlayana kadar Dinah'ın yanına gidelim." Camila'nın yumuşak sesi beni nefret dolu düşüncelerimden alıp ona yönlendirdi.
Gülümseyip "Tamam." dedim. Kısa sürede Dinah ve her zaman takıldığım arkadaş çevremi bulduk. Camila herkesle tanıştı ve birlikteliğimizi kutladılar. Sonra Dinah bana eliyle arkasını gösterip sırıttı. Arkasına baktığımda arabamı gördüm. Eskisinden bile daha mükemmel görünüyordu. Gidip Dinah'a sarıldım. "Her şeyini yeniledim." dedi ve güldü.
Camila'ya baktığımda bize bakıp gülüyordu. Yanına gittim ve "Ben yarışacak birilerini bulup geliyorum bebeğim." dedim ve onu öptüm. Kafa sallamakla yetindi.
Biraz uzakta Jay'i gördüm ve hemen yanına koştum. Ona da sarıldım. Uzun zamandır görüşememiştik. Kısa bir sohbetten sonra Camila'yla birlikte olduğumuzu ona da söyledim "Vay canına, Camella seni kapmayı başardı demek ha?" dedi ve güldük. "Benimle yarışabilecek birileri var mı?" dedim. "Hemen bakıyorum..." dedi ve dediği anda telefonunun zil sesi çaldı.