Karanlık odada gözlerimi açtığımda ilk başta ne olduğunu hatırlayamadım ama Camila'nın masum bakışlarını görünce bu değişti ve sırıtmama neden oldu. Kenardan telefonuma uzanıp saate baktım. Saat daha 4! Geri uyuyamayacağım için telefonumu çıkarıp oyun oynamaya başladım.
Uzun bir süreden sonra tekrar saate baktığımda 5.18 olduğunu gördüm. Çok fazla zaman geçmemiş ama buda iyi. Camila'ya baktım ve yavaşca yataktan kalktım. Parmak uçlarımda ilerleyerek kapıya geldim. Bizimkiler hala burda mı diye merak ediyordum.
Kapıyı yavaşca açmaya çalıştım ama açılmadı. Birkaç kez daha denedim ama yine başarısız oldum. "Sikik kapı neden açılmıyor?" dedim kendi kendime fısıldayarak. Ardından masanın üstündeki anahtarı gördüm ve alnıma vurdum. Dün kapıyı kilitlediğimi unutmuştum. Anahtarı yavaşca deliğine sokup çevirmeye yeltendiğimde "Beni uyandırmamaya çalışırken bile çok tatlısın." dedi ve güldü Camila.Arkamı dönüp "Bunu bana yaptığına inanamıyorum." dedim ve bende güldüm. "Neden uyanıksın?" dedim merak ederek. "Bilmiyorum. Bütün gece uyku tutmadı." dediğinde masumluğuna tekrar tekrar aşık oldum. "Beni uyandırabilirdin?" dedim. Omuz silkti. "Uyandırmak istemedim." Gülüp onu alnından öptüm. Dudaklarına da gidecektim ama telefonumun sesi beni durdurdu.
Dinah arıyordu. Seslice nefesimi vererek telefonu açtım ve "Normalde olsa bu saatte aradığın için seni öldürürdüm ama Tanrıya şükret, bu sabah istemeden çok erken kalktım. Ne oldu?" dedim. "Lauren Jay trafik kazası geçirmiş!" dedi nefes nefese. "NE?! Sen ne dediğinin farkında mısın?!" diye bağırdım ve Camila irkildi. "Evet Lauren! Evet farkındayım! Hastaneye kaldırmışlar, şimdi oraya gidiyorum. Adresi mesaj atarım." dedi ve telefonu kapadı.Telefonu kulağımdan çekip ekrana baktım ve ardından hızla yatağa fırlattım. Kafamı ellerimin arasına aldım. Ellerim titriyordu. Camila hemen yanıma koştu ve sakin olmam hakkında birkaç şey söyledi ama onu duyamıyordum. Hızla ayağa kalkıp üstümü giydim ve Camila'ya "Seni eve bırakmamı ister misin?" diye sordum. "Sorun değil kendim giderim." dediğinde çıkmak için arkamı döndüm ama Camila arkadan seslendi "Kendine dikkat et olur mu?" dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım ve son hızda bardan çıkıp arabama bindim.
Dinah'ın adresini gönderdiği hastane biraz uzaktı bu yüzden 150 de gidiyordum. Ceza yiyeceğim açık bir şekilde ortadaydı ama umrumda değildi. 15 dakikanın sonunda hastaneye geldiğimde kapıdan dışarı çıkan Dinah'ı gördüm. Hemen "Beni onun odasına götür!" dedim nefesim kesilerek. "Lauren sakin ol durumu iyi. Ciddi bir şey yok. Dinlenmesi gerek, odasına almıyorlar." dediğinde Kafamı yere eğip olumlu anlamda salladım.
"Şu haline bak. Gözlerin şişmiş ve eminim açsındır. Kapının önünde boş boş bekleyeceğimize kafeterya'ya gidip bir şeyler yiyelim. Jay de böyle olmasını isterdi değil mi?" dedi ve 5 dakika sonra kendimi kafeterya da, önümde tost ve kahveyle buldum. Dinah'ın ısrarlarıyla yarım saat sonra kahvenin ve tostun yarısına gelmiştim.
Sonra Jay'in odasının önüne gidip dikilmeye başladık. Doktor geldiğinde hemen yanına gidip "Ne zaman yanına gidebiliriz?" dedim. "Şimdi girebilirsiniz. Ama tek kişi." dedikten sonra gitti. Dinah bana bakıp "Sen gir." dedi. "Tamam." diyip içeri girdim.
Jay ifadesizce tavana bakıyordu. Beni görünce gülümsedi. "Benim küçük Laur'um da burdaymış." dedi ve güldü. Gülümsedim. "O lanet arabadaki nitro'yu dibine kadar kullanmamanı söylemiştim seni aptal." dedim ve göz devirdim. "Her neyse, turp gibiyim işte! Jay'e bir şey olduğunu ne zaman gördünüz?" dedi ve güldü. Yaptığı hareketlere bende güldüm. "Bu akşam burdayım." dedim. "Hayır Lauren. Eğer böyle bir şey yaparsan seni öbür dünya da bile affetmem." dedi. "Kapa çeneni." dedim. "Sana git dedim. İyiyim." dedi soğukkanlılıkla.
"Emin misin?" dedim. "Evet eminim." dediğinde vedalaşıp odadan çıktım. Dinah'a da veda edip ona iyi bakmasını, tekrar geleceğimi söyledim ve hastaneden çıkıp arabama bindim. Anahtarı takıp çevirdim ve telefonuma mesaj geldi.
