Gözlerimi açıp kafamı yastıktan kaldırdığımda keskin bir ağrı hissettim. Neden her uyandığımda böyle oluyor?! Telefonumu bulup saate baktım. 7 mi?! Siktir! Acilen hazırlanmam gerek.
Hemen duşa girdim. Kısa süre içinde çıkıp saçlarımı kuruttum ve dolabın karşısına geçtim. "Alt tarafı bir yemek. Kasmayacağım." diyip dolaptan siyah dar pantolon ve siyah bir tişört çıkarttım. Hızlı bir şekilde giyindikten sonra aşağı indim ve arabama binip Camila'nın evine gittim.
Kapının önüne geldiğimde boğazımı temizledim ve zile bastım. Sanki kapıda beni bekliyormuş gibi hemen açtı. Kafamı kaldırıp ona baktığımda bir an her şey durdu. Siyah, sade bir elbise giymiş olmasına rağmen çok etkileyici gelmişti ve bu da onu uzun bir süre süzmemi sağlamıştı.
Yüzüne bakınca gülümsedim. Ben gülümseyince o da gülümsedi. "Güzel fizik, Cabello." dedim. "Kaybettiğime üzülmeye başladım." sırıtarak söylemiştim. Yanakları kızardı. "Teşekkürler." dedi. "Hazırsan çıkalım?" dedim. "Evet hazırım." bir elimi arkama koydum ve diğer elimi öne geçmesi için işaret verdikten sonra arabaya yürüyüşünü izledim.
Ardından bende arabaya bindim ve arabayı çalıştırdım. Onu özel bir yere götürecektim. Daha önce kimseyi götürmediğim, ama sürekli gittiğim bir yere. Geldiğimizde hızla arabadan çıkıp Camila'nın kapısını açtım. Gülümseyerek teşekkür etti ve çıktı.
Restoran'ın tabelasına baktı. 'Moon & Sun'. "İncelemene içeride devam edersin. Hadi gidelim." dedim ve yanına geçip belinden hafifçe ittirdim. Stan hemen yanıma gelip "Hoşgeldiniz bayan Jauregui." dedi ve güldü. "Bunu gerçekten söyledin mi Stan?" dedim ve bende güldüm. "Peki peki. Söylemedim say. Hoşgeldin Lauren. Buraya getirdiğine göre, yanındaki bayan önemli biri olmalı." dedi ve Camila'ya baktı. "Sana sadece bu gecenin özel olduğunu söyleyebilirim Stan. Ona göre hazırlanın." dedim ve göz kırptım.
Sonra da Camila'ya dönüp "Artık masaya geçsek iyi olacak. Yoksa seni bile yiyebilirim." dediğimde kafasını eğip güldü. Onun bu tavrına bende güldüm. Her zamanki masama geldik. "Aman tanrım Lauren.." Camila denize ve tam üstünde duran kocaman, muhteşem görünen aya bakıyordu. "Ne oldu Camz?" dedim hemen. "Burası harika!" dediğinde güldüm ve sandalyeye oturmasına yardımcı oldum.
Sonra da kendi sandalyeme oturdum. "Lokantadaki bu masa benim masam. Her geldiğimde buraya otururum." dedim denize bakarak. "Özel bir nedeni var mı?" dedi meraklı bakışlarıyla. "Evet var. Çünkü bu masa, sabahları güneşi çok net ve mükemmel, akşamları ise ay'ı aynı şekilde çok net ve mükemmel gösteriyor." dediğimde 'anladım' dercesine kafasını salladı ve aya baktı.
"Peki Stan neden 'buraya getirdiğine göre önemli biri olmalı' dedi?" dedi. "Çünkü 2 yıldır buraya kimseyi getirmedim. Hep tek gelirim ve geldiğimi de kimseye söylemem." dedim. Yine kafasını salladı. "Anlamadığın bir yer var mı evladım?" dedim ve gülmeye başladık.
Sonra garson geldi. Siparişlerimizi verdik ve sohbet etmeye devam ettik. Kısa süre içinde yemekler geldi ve onları yemeğe koyulduk. Özellikle de ben. Ama gerçekten acıkmıştım. Konu bir ara sevgiliye geldi. "Bu zamana kadar kaç kişiyle çıktın?" dedi. "Mmm... 15 ya da 16 olması lazım. Ama 15' inden sadece 1' ine gerçekten aşık oldum. Geriye kalan 7' si onu unutmak için, diğer 7'si ise cinsel ihtiyaçlarımı karşılamak içindi. Çoğunu barda buluyordum zaten. 2-3 gün sonra da bırakıyordum." dedim."Zor bir dönem geçirmiş olmalısın." dedi bardağıyla oynarken. "Kesinlikle." dedim. "Seni yarış alanında arkadaşlarınla takılırken görüyordum. Genelde hep eğlenip gülüyordun. Hayat umrunda değilmiş gibiydi. Bu tarafını görmek, garip hissettirdi." dedi. "Hayat umrumda değil zaten." dedim. "Neden?" dedi. "Umrumda olmasını sağlayacak biri yok." dedim.
"Annen, baban, kardeşlerin?" dedi. "Öldüler." dediğimde kafasını kaldırdı ve bana baktı. Bense boş boş masaya bakıyordum. "B-ben özür dile-.." lafını bitirmesine fırsat vermeden konuştum
"Ben 9 yaşımdayken bir trafik kazası geçirdik... Arabada biri kız biri erkek 2 kardeşim, annem, babam ve ben vardım. Tatile gidiyorduk. Dümdüz bir yolda müzik açmış, düzgün bir şekilde ilerlerken yanımıza bir spor araba geldi... Önümüze geçti, arabayla saçma sapan hareketler yaptı, drift çekti, babamla yarışmaya çalıştı. Babam sinirlenip gaza bastı ve onu geçmeye çalıştı... O sırada önümüzde bize doğru gelen kamyonu fark edememişti... Sonra her yer karanlık oldu.. Gözümü açtığımda... " boğazım düğümlendi.
Camila'nın gözlerinin yaşardığını gördüm. Kendi gözlerimin de yaşardığını hissettim. Bir yudum su içtim ve devam ettim.
"Gözümü açtığımda kan vardı. Çok fazla kan. Hepsi derin bir uykuda gibiydiler. Ambulans sesleri git gide yaklaşıyordu. Ve ben bilincimi kaybetmeye başlıyordum. Hepsini...tek tek kaybettim. Ben ise kazayı sadece kolumda ve bacağımda olan kırıklar ve kaş patlamasıyla atlatmıştım. Şansımdan nefret ettiğim ilk ve tek gün, o gün. O günden beri yaşamak saçma geliyor...Sonra büyüdüm. Jay ve yarışlarla tanıştım. Kısa sürede profesyonel oldum ve yarışlara katıldım. Her yarışımda... Rakibi yenip, ailemin intikamını alırım.." dedim ve denize kafamı çevirip gözlerimi kapadım.
Camila'nın burnunu çekme sesleri geliyordu. Kendime gelince "Senin ailen?" dedim. "Benim annem ve babam ayrı. Küçük bir kız kardeşim var. Sofi... Onu nerdeyse hiç görmedim diyebilirim. Sadece ilk doğduğunda ve 4 yaşındayken gördüm. Normalde annemle yaşıyordum. Sofi de babamla. Ama annemin işleri yüzünden şimdi o İngiltere de. Bende tek başıma yaşıyorum. Zaten beni fazla düşünmüyorlar." dedi.
Ayağa kalktım ve "Gel buraya." diyip kollarımı açtım. Hemen ayağa kalkıp bana sarıldı. Kimseye sarılmadığım gibi sarıldım ona... Garip derecede iyi hissettirdi. Biraz daha oturup sohbet ettik ve hesabı ödeyip arabama doğru yürümeye başladık.
"Bence daha sık görüşmeliyiz." dedi gülerek Camila. "Bence de. Mesela yarın. Ama biraz kalabalık olsak daha iyi olur. En yakın arkadaşını veya arkadaşlarını getir. Alışveriş merkezini gezeriz, yemek falan yeriz. Ne dersin?" dedim. "Harika olur!" diyip ellerini çırptı.
Bu hareketi beni güldürdü. Tıpkı küçük bir kız çocuğu gibiydi. Arabaya bindik ve anahtarı takıp arabayı çalıştırdım. "Bu arada..." dediğimde meraklı bakışlarını yolladı. "Arabanın anahtarı." diyip arabasının anahtarını ona verdim. "Teşekkürler Lauren. Şimdi birde o arabayı yaptırmakla uğraşacağım." diyip göz devirdi.
Güldüm ve "Merak etme ben hallettim o işi." dedim. Şaşırmış bir şekilde bana baktı ve "Ciddi misin? Çok saol lolo!" diyip bana sarıldı. Bende karşılık verdim. "Önemli değil." sonra arabayı çalıştırdım ve Camila'yı evine bıraktım. Evinin önüne gelip arabayı durdurduğumda "Çok güzel bir geceydi. Gerçekten iyiki kazanmışım." dedi ve güldü. Bende "Bence de iyiki kazanmışsın. Ayrıca telefon numaranı kaydettim. Yarının detayları için mesaj atarım. " dedim.
"Tamam. İyi geceler Lauren."
"İyi geceler Camila."
Bu bölümde gerçekten duygulandım. Güzel bölümdü. Bu arada şarkı önerimi isterseniz bundan sonraki her bölümde 1 şarkı önereceğim. Sol alttaki küçük yıldıza basarsanız ve fikirlerinizi yorum yaparak belirtirseniz beni çok mutlu edersiniz, sizi seviyorum 💓😊veee tamı tamına 1000 kelime oldu!
