Bölüm 7

307 49 149
                                    

10 ay önce

Gökyüzü siyahı kuşanıp özgürleşirken, genç kız adımlarını hızlandırmıştı. Tek eliyle kapşonunu biraz daha aşağıya doğru çekip tanınma riskini aza indirirken, mavi mercanların renk verdiği gözlerini birkaç metre ötesindeki adamdan ayırmıyordu.

Yaptığının çok yanlış olduğunun farkındaydı, onu gizlice takip etmemesi gerektiğini biliyordu fakat setten ayrılırken içinde kötü bir his vardı. O'nun başına bir şey gelecek gibi gelmişti o an Liz'e. Bunun üzerine genç kız da izleme işine girişmişti. Eğer hissettiği gerçek olursa Sebastian'ı nasıl koruyacağı hakkında bir fikri de yoktu aslında, sadece avazı çıktığı kadar bağırmayı düşünüyordu.

Eh, en azından dikkat dağıtır, ona kaçması için fırsat verebilirdi.

Kurumuş dudaklarını birbirine bastırdı. Okuduğu kitaptaki erkek karakterlerin yaptığını yapıyordu resmen. Tam tersi olması gerekirken, kızın başına gelen kötü şeyde onu kurtaran erkek olmalıyken güzel gülüşlü adamı kötü olaydan kurtaran kendisi olacaktı. Kahramanı(?) bile olabilirdi belki. Sahi kahramanı olsa, Seb sever miydi kendisini?

Düşünceleri, bir yerden gelen fısıltıların kulaklarına ulaşmasıyla yok olmuştu.

"Zengin herife benziyor."

"Üst sokakta aynasızlar var, çok uğraşmayalım. Bıçaklar, parayı alır kaçarız."

Elizabeth'in gözleri korkuyla açılıp kalbi göğüs kafesine yumruklarını indirirken, diğerinin cevabını bekledi. Belki itiraz eder, rahat bırakırlardı onu?

"Tamamdır. Üç dediğimde."

"Bir."

Genç kız, telaşla cep telefonunu çıkartırken titreyen elleriyle şifreyi girmesi gereğinden fazla uzun sürmüştü.

"İki."

Sonunda şifreyi girip ana ekran gözleri önüne serildiğinde, 911'i tuşladı. Fakat hat çalmaya başladığında, aralarında konuşan adamların harekete geçeceğini fark etti. Bağırıp çağırabilir, Sebastian'ı uyarabilirdi ama bağırışı hırsızlara panik yaptırtıp o sevdiği adamın hayatını tehlikeye atabilirdi.

Ne yapacağı belliydi.

"Üç."

Ani bir hareketle elinde keskin aleti tutan adamın önüne geçti. Soğuk metalin karın taraflarında bir yere girdiğini ve canından can kopardığını hissettiğinde dudakları aralanmış, gözleri hafifçe açılmıştı. Çığlık atamamıştı, aslına bakılırsa acı, onu kontrolü altına alıp bedenini ele geçirmişti.

Hırsız, şaşkınlıkla bıçağı geri çekerken, "Siktir,"diye mırıldandı. "Kaç oğlum, kaç!"

Bir hayalin insandan sökülüşüne şahit olan iki kişi arkalarını dönüp yere düşmüş, karnından akan kanlar ile asfalt zeminde uzanan kadının yanından koşarak uzaklaşırken, kulaklarında takılı olan kulaklıkla metal bir müzik dinleyen genç adam az önce ne ölümden döndüğünün, ne de birinin kendisi için canını feda ettiğinin farkında değildi.

Hiçbir zaman da olmamıştı.

Özgürlüğe Kavuşan KelimelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin