Bölüm 11

236 41 60
                                    

Genç adam kahvesinin üstüne yapıştırılmış yeni notu okurken, kaşları şaşkınlıkla havaya kalkmıştı. Karton bardağını dudakları arasına alıp kahvesinden büyük bir yudum içtikten sonra oturduğu koltuğa daha da yayıldı.

Demek hodri meydan, diye geçirdi içinden yavaşça. Yani kimliğini mi açıklayacaktı bu hayran?

Yavaşça oflayıp kafasını geriye attı. Neredeyse on gündür aralıksız gelen saçma notların sıkıntısını yetmiyormuş gibi bir de sevgilisiyle kavga etmişti. Açıkçası notların kendisine vicdan azabı çektirmek için yazılmış saçma şeylerden ibaret olduğunu düşünüyordu. Normal bir hayranın kendisiyle görüşmek için ya da ondan bir şeyler istemek için düzenlediği bir oyun olduğuna hatta neredeyse emindi.

Fakat şimdi kendisine 'aşk mektupları' yollayan hayranını boşverip sevdiği kadının gönlünü almalıydı.

Hızla ayağa fırlayıp kahvesini çaprazındaki masaya bıraktıktan sonra arabasının anahtarlarını alıp evden çıktı. Telefonunu unutmuştu, ama önemsemedi.

Arabaya binip sevgilisinin evine doğru giderken, birkaç metre önünden hızlı bir araç farklı şeride girip başka bir arabaya çarparken, genç adam yüzünü buruşturdu acıma duygusuyla, gerçekten kötü hissetmişti. İlk önce durup yardım etmeyi düşündü, ardından da başka insanların çoktan oraya vardığını görünce vazgeçti ve yola odaklandı.

Sonunda istediği yere vardığında, aracı güzelce park etti ve dışarıya çıktı. Gelirken hava sıcaktı, fakat şimdi ne olduysa gökyüzü bulutlarını toplamaya başlamış, soğuk rüzgarlarını evrene yollamıştı.

Umursamayıp eve doğru yürümeye başladı, kapının önüne geldiğinde ise zili çalıp beklemeye başladı. Kapı açılıp karşısına sevdiği (ya da sevdiğini sandığı) kadın çıktığında, yüzüne pişman bir ifade yerleştirip en dayanılmaz gülümsemelerinden birini kondurdu. "Mar, ben... Özür dilerim. Haklıydın, o konuda sana bağırmamalıydım."

Sarışın kadın iç çekti, adam ona böyle bakarken onu nasıl affetmeyecekti ki? "Gel buraya,"diye mırıldandı, ardından da kollarını onun boynuna dolayıp sıkıca sarıldı.

Sebastian, sevgilisinin saçlarına bir buse kondururken, içi nedenini bilmediği bir şekilde huzursuzdu.

Ve eğer telefonunu yanına alsaydı, o huzursuzluğun nedenini öğrenecek; o kazayı görüp yardım etmediği için kendinden nefret edecekti.

Özgürlüğe Kavuşan KelimelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin