SON DAKIKA

4 0 1
                                    

EGE'DEN..

Çocuklar geldikten sonra toplandık kızların hiç biri telaslanmiyordu üvey babasının mekanını bilen tek kişi Damla'ydi ama oraya tek başımıza gitmemizin kötü olduğunun farkındaydık Gözde'nin telefonu çaldı uzaklaşıp iki dakika sonra donmus bi şekilde yanımıza geldi

"Eda edaa'ya işkence yapıyorlar"dedi kafamdan vurulmuşlara dönmüştüm benim sevdiğim kadına kim dokunabilirdi ki...Sinirlendigim yüz hatlarımdan belli oluyordu Eda'yı kaybetme düşüncesi beni ölüme tetikleyen tek hamle olabilirdi hemen Damla'nın yanına gidip mekanın nerde olduğunu sordum başını hayır anlamında sallayıp söyleyemem dedi "neden"diye bağırdım her şeyi unutmuştum aklım sadece Eda'daydı üvey babası ne istiyodu ki ondan nie kaçırmıştı aklımda ki bu sorularla deli olmak üzereydim...

ECE'DEN...

Ege delirmiş halde millete saldırırken biz kardeşlerimizi bekliyorduk yani Yağız'ı, Savaş' ı, Mert, i ve Bora'yı onlar bizim manevi kardeşlerimizdi küçüklükten belli beraberdik hiç bişeyi saklamazdık Ege'gilden haberleri vardı onlar da mafya gibi bi şeydiler ya da çete demek daha doğru olur onlar gelmeden bi şey yapmak istemedik çünkü ne kadar çok erkek olursa o kadar iyy zafere ulaşırız biz zaten dövüşü iyy biliyorduk silah kullanma konusunda da sadece benle Damla iyiydi diğerleri dövüşte ilerlemişlerdi Bora'larla az önce konuşmuştum yarım saat içinde geleceklerdi bizde o sırada Damla'yla silahları hazırladık Gözde'ye kullanması için Çakı ve musta vermiştim zaten Efe Ege'yi sakinlestiriyo diğerleri de sevgilileriyle ilgileniyordu bende Efe'yle Ege'nin yanına gittim ve kimleri beklediğimizi anlattım hiç gerek olmadığını söyleseler de duymamazlıģa verdim çünkü çok gerek vardı biz öle konuşurken Savaşgil geldiler hepsiyle kısa bi görüşme yapmıştık Eda'dan sonra yemek düzenleyecektik Yağız Ege'gile bakıp selam verdi hepsi teker teker görüşüp isimlerini öğrendikten sonra Gözde;

"Operasyon başlasın ne duruyoruz"dedi bağırarak herkes başıyla onaylayıp kalktı "bi dakika durun dedikten sonra silahları getirdim Mert yanıma gelip miniğim hiç bişeyi atlamazmış diyip saçıma öpücük kondurdu ona gülümsedikten sonra Efe'yle göz göze geldik fazla sinirlenmişti ama beni kardeşlerimden kıskanmaması gerektiğini öğretmeliydim silahları dağıttıktan sonra herkes arabalara ikişerli bindi ve aynı anda konvoy halinde ilerlemeye başladık Damla'yla Emre biraz öndeydiler onlar yolu gösteriyorlardı bizde takipteydik yaklaşık iki saat boyunca yoldaydık telefonum çalmıştı baktığımda özel numara yazıyordu hiç düşünmeden açtım Savaş' ın arabasına binmiştim daha doğrusu Savaş zorla bindirmişti telefonu açtığımda kalın bi ses tonu karşımdaydı

"Alo"
"Küçük hanim böyle yaparak arkadaşını tehlikeye atacaksın Yağız'ı sakın o depoya getirme"diyip benim bi şey dememe izin vermeden kapattı neden sadece Yağız demişti ve kimdi bu Eda'nın üvey babası olmadığı belliydi Savaş "küçüğüm kimdi o "diye sormasıyla düşüncelerimden ayrılıp Savaş'a adamın dediklerini anlattım sinirlendiği fazla belliydi damarları ortaya çıkmıştı hemen telefondan bizimkileri sırasıyla arayıp konferans görüşmesine aldı ve herkes dursun diye komut verdi yolun ortasında durmuştuk bende niye durduğumuzu anlamamıştım herkes inip Savaş' a bakıyordu Savaş ifadesini bozmadan:

"Yağız Eda'yı kaçıran üvey babası falan deil Ali Amca"dedi Egegil şaşkınlıkla bakarken biz donuk bi halde kalmıştık Ali Amca Yağız'ın babasıydı küçükken terk etmişti Yağız ve annesini annesi de iki ay sonra vefat etmişti ben nasıl anlamamıştım biz öylece dururken Emre" noluyo Ali Amca dediğiniz kim"dedi bende Yağız'ın babası diyip konuyu kapattım Ege kendini sakinleştirmek için bizden uzaklaşmıştı Savaş otoriter sesiyle "Yağız ve siz kızlar burda kalıyorsunuz bide Efe sen kal siz kızlara bakın diğer kalanlar da haydi yola çıkalım"dedi sert çıkan sesiyle Yağız sinirlenip ben de gelicem dese de Savaş onu dinlemeyip gitti nolacağını merakla bekliyorduk Efe Yağız'ı sakinleştirmeye çalışıyordu bizde oturup beklemeye başladık .

EGE'DEN...

Eda'yı kaçıran Yağız'ın babasıymîş onu orda dövmemek için Emre beni uzaklaştırdı neden böyle bişey yapsın ki bunların içinden beni kurtaran omzuma koyulan el olmuştu düşüncelerimden çıkıp arkamı dönünce Savaş' ın hadi işaretini yaptığını gördüm başımî tamam anlamında sallayıp ayağı kalktım Savaş' ın arabasına binmiştim onunla konuşacaktım itirazsız kabul etmişti biner binmez aklımda bulunan soruları sormaya başladım

"Savaş yağız'ın babasıyla Eda'nın ne alakası var "diye soru sordum ilk başta gülüp sonrasında o gülmeleri bi anda son buldu ve konuşmaya başladı:

"Babası küçükken yağız ve annesini terk etmiş şimdi de aslında istemediğini söylese de tek istediği yağız... Eda'yı şu an kaçırması tamamen tesadüf sadece yağız'ı istiyo"dedi ve sustu.

"Pekii neden yağızla karşılaşmıyo veya yağız neden yanına gitmiyo"dedim kendimi bir an Eda zannetmiştim benim bebeğim bana sorular sorardı çok özlemiştim.
" yağız'ı karşısına çıkarsak onu da elimizden almayı düşünüyo daha önceden de Damla'yı kaçırmıştı
Adam deli gibi bir şey Yağız'ı hala daha çocuğu zannediyo ve bırakmadığını ortaya atıyordu"

"Anladım ama Eda'ya bişey olsun olmasın öldürücem o adamı"

Biz böyle konuşurken Savaş'ın telefonu çaldı sesi epey endişeliydi noldugunu anlamaya çalışırken tek bi sesle kendimden geçtim

EDA VURULDU MU....

Kavusamayan AşıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin