Eylül Demir
Bu adamın kim olduğunu gerçekten merak ediyorum. Şuan onunla deli gibi konuşmak istiyorum ama benden susmamı istedi. Elleri cebinde ve kafasını yere eğmiş üzüntüsünü saklamak ister gibi ama bilmiyor ki duruşu bile üzgün olduğunu belli ediyor. Sanki oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi duruyor. Saçları dağınık duruyor hayata karşı bedeni yorgun düşsede sanki saçları tek başına ona meydan okur gibi. Kafasını hiç kaldırmıyor.
Telefonum çalmaya başladı. "Alo. Gelemem. İşim var şuan. Tamam. Geliyorum. " dedim.
"Benim acil bir işim çıktı Yusuf. Şimdi gitmek zorundayım tanıştığıma memnun oldum. "
Yusuf kafasını salladı ve hiçbir şey demedi ama bu suskunluğu bile çok şey ifade ediyordu.Hemen bir taksi durdurup bindim. " Cihangirdeki eski depoya " dedim ve yolu izlemeye başladım.
Acaba neden bu kadar acil çağırdı kesin yine işi düştü bana. Arayan kişi Cemal abiydi. Beni zorla çalıştıran Refik in adamlarından ama beni hep koruyor Refik e karşı. Refik beni hırsızlık işlerinde kullanıyor . Genelde evleri boşaltıyorum ama bazen araba hırsızlığı da yaptırıyor şerefsiz adam ne kadar yapmak istemesem de döverek yaptırıyor.
Bir gün diyorum bir gün mutlaka kaçacağım bu cehennemden ve işte o gün özgürlüğümün geldiği gün olacak işte o gün her şey serbest.
"Geldik kızım. " dedi taksici. Parayı ödeyip indim aşağı deponun kapısını açıp girdim içeri ve Refik suratıma bir tokat attı.
"Kaç kere dedim sana lan arkanda iz bırakma diye. Canına mı susadın öldürürüm kızım seni kendine gel. Bu şekilde benden kurtulacağını sanıyorsan yanılıyorsun ben sana hayatı zindan ederim. "
"Bir daha olmaz. "
"İsterse olsun senin o elini keser atarım, sonra da seni serbest bırakırım." Tükürür gibi söylemişti bunları. O gitti Cemal abi beni yerden kaldırdı.
"İyi misin Eylül? Bakma sen o şerefsize atıp tutuyor seni korkutmak için. Bu akşam bir eve gireceksin hazırlansan iyi edersin. "
"Tamam Cemal abi. Hazırlanırım. "
Cemal abi de çıktı bende üzerimin tozunu silkelemeye başladım. Bir ayna bulmam lazım yüzüm fena halde acıyor. Hemen deponun lavabosuna gittim.
"çok kötü kızarmış ya fena vurdu şerefsiz adam yanağım da elinin izi çıkmış nasıl bir güçle vurduysa. "
Depodan çıkıp eve gittim. İçeri girip anahtarı masanın üzerine fırlattım ve odama gittim hazırlanmam lazım. Siyah bir kapüşonlu hırka ve altına siyah dar pantolon giydim. Ayağıma da siyah ayakkabı giydim saçımı topuz yapıp yanıma siyah şapka aldım. Ağzıma da bağlamak üzere siyah bir bandana aldım. Her şey hazırdı şimdi telefonu sessize almayı unutmadan onu da hallettim. Sırt çantamı takıp evden çıktım. .
Kapıda siyah bir jeep vardı. Arabadan Cemal abi indi. Ben içeri girince o dışarıda bekleyip beni koruyacaktı. Bu hemen arabanın ön koktuğuna oturdum oda binince sürmeye başladı. " Bu sefer ki gireceğim ev kimin? "
"Zengin bir işadamının ben seni kapıda bekleyeceğim her zaman ki gibi. Sakın arkanda iz bırakma Refik seni öldürür. Bandananı ağzına bağlamayı unutma. Bu arada 5 dakikan var. "
"Tamam abi aynı şeyleri tekrarlama anladım. Hadi ben kaçtım. "
Evin bahçesinden girecektim ama güvenlik vardı ve şansıma uyuyordu. Hemen güvenliği geçip kapıyı açmak için uğraşmaya başladım ama bu sefer kolay olacağa benzemiyor. Ama benim elimden kurtulması imkansızdı kapıyı açıp içeri girdim ve kapanmaması için kapını önüne bir tahta parçası koydum.
Önce alt kata baktım ama burada değerli birşey yoktu. Üst kata çıktım ve merdivenin sonundaki odanın kapısını sessizce açtım içeride ufak bir çocuk vardı. Çok masum görünüyordu onu görünce ne kadar kötü bir insan olduğumu farkettim istemeden de olsa insanların malını çalıyordum. Bu odada daha fazla duramayacağımı anlayınca hemen odanın karşısındaki odaya girdim.
İşte aradığım oda burasıydı hemen çekmeceleri karıştırmaya başladım. Çok değerli olduğu belli olan bir kolye ve bir yüzük buldum. Hemen onları çantama atıp odadan çıktım.
Böyle insanlar genelde çalışma odalarında saklarlar kasalarını. Bütün kapıları teker teker açtım karşıma bir banyo ve oyun odası çıktı.
Koridorun sonundaki oda kalmıştı sadece gidip kapısını açmak istedim ama kapı kilitliydi. O zaman doğru oda olduğundan emin oldum kapının kilidini maymuncuk ile açıp içeri girdim. Karşımda bir çalışma masası vardı çalışma masasının yanında duvara sabitlenmiş bir dolap vardı. Gidip dolabın kapağını açtım. Bingooo işte aradığım kasa buradaydı. Hemen kasanın açmaya çalıştım. Küçüklükten beri hırsızlık yaptığım için bu iş artık bebek oyuncağı gibi geliyordu.
Kasanın içinde ne kadar para ve mücevher varsa aldım ve evden geldiğim gibi çıktım.
Güvenlik hala uyuyordu. Arabaya bindim ve
" Tam tamına 4.30 dakikada bitirdim. "dedim.Cemal abi gülümsedi.
"Erken geleceğini biliyordum maymuncuk. Nasıl geçti? ""Her zamanki gibi kolay geçti. Sen beni birkaç sokak ileride bırak eve götürmene gerek yok. "
"Sen bilirsin maymuncuk. "
Birkaç sokak ileride beni bıraktı burası sahile yakın bir yerdi. Arabadan inip sahile adımlamaya başladım. Giderken kafamda evde gördüğüm o masum çocuk geldi.
Sahile gidip bir banka oturup düşünmeye başladım.Ben şimdi o çocuğun hakkını çalmıştım. O mücevherler o paralar hepsi onun hakkıydı. Onun o masumluğu beni bu sefer çok üzdü. Daha önce binlerce eve girdim ama hiçbirinde bu günkü kadar üzülmedim.
O çocuğu düşünürken aklıma yolda gördüğüm çocuk geldi. Yusuf tu adı acaba bir daha görebilecek miyim onu? Keşke telefon numarasını isteseydim. Ama o an aklıma gelmedi. Zaten benim gibi ruhu ve elleri kirli birinin ne işi vardı ki onun gibi bir adamın yanında. Ben bu zamana kadar çok kişinin canını yakmıştım, istemeden de olsa bunu yapan bendim. Acaba bu elimin ve ruhumun kirini nasıl temizleyeceğim.
Kaçmak gibi bir şansım olsa bir dakika durmam bu cehennemde ama Refik in eli her yere uzanıyor. Benim gibi birini kesinlikle bırakmaz. 12 yaşımdan beri beni yetiştiriyor önce cep hırsızlığı ile başladım ev soygunu ve araba hırsızlığına kadar her türlü hırsızlığı yaptırıyor şerefsiz.
Polislerin içinde adamı var ve sayısız avukatı herşeyi kuralına göre oynuyor ufacık bir hataya bile tahammülü yok. Neyse zaten ne kadar düşünsem de boş.Biraz hava aldıktan sonra eve doğru yürümeye başladım saat 12 idi ve insanlar sokakları terk etmeye başladılar. Benim kafamda şapka olduğu için şuan erkek gibi duruyordum ve bu gecenin bu saatinde korumak için yeterli oluyordu.
Kafam yerde yürüyordum karşıdan gelen bir adama çarptım. Adam anlamadığım şekilde hızlı konuşuyordu. Ağzı içki kokuyordu hiçbirşey demeden yoluma devam ettim.
Ellerimi kapüşonlu hırkamın cebine soktum. Bizim sokağa girdiğimde sokaktaki evlerin ışıklarının çoğu kapalıydı. Bizim apartmanın kapısını açtım ve kendi daireme çıkmaya başladım. Kapıyı açıp içeri girdim ışığı açamadan bilincimi kaybetmeye başladım ve karanlık.
Aslında yayımlamayı düşünmüyordum ama bir bölüm daha yazmak istedim eğer sizde isterseniz ben hazırım. Yeni bölüm yazmak için sizi bekliyorum...
Yorumlarınızı söylerseniz çok mutlu olurum ;)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisan Yağmuru Ve Eylül Sonrası
Teen FictionHayatın size karşı acımasız davrandığını düşünün. Sürekli sizi düşürüp karşınıza geçip bir yerleri ile gülüyor olsa ne yapardınız. Yere düşmemek için yeterli gücünüz var mı? Bir Yusuf Güralp olduğunuzu düşünün anneniz siz küçükken ölmüş ve sonra s...