5.Bölüm~İzmir~

449 143 38
                                    

Yumduğum gözlerimi yavaşça araladım.İlk görüş alanıma giren şey karşımdaki ikili uçak koltuğuydu.

Kulağımdaki siyah kulaklığı sertçe kulağımdan çıkardım.Hareketlerim fazlasıyla agresifçeydi.Kime sinirli olduğum ise bilinmiyordu.Beni kandırdığı için Pars'a mı sinirliydim?Yoksa ona inandığım için ve hala yanında bulunduğum için kendime mi?Titrek bir nefes aldım.Kendimi fazlasıyla kötü hissediyordum.Yaptığım tonlarca hata vardı.Fakat bu sefer ki asla düzeltilemeyecek ve fazlasıyla büyük bir hataydı.

Düşüne biliyor musunuz ben bir adamı öldürmüştüm.!

Sertçe kafamı koltuk başlığına yasladım.Üzerimde ki gözleri hissedebiliyordum.Fakat yüzüne bakmak istemiyordum.

Evet intikam almakta haklıydı.Ama beni kullanması ve bana yalan söylemesi kesinlikle yanlıştı.
Asıl aptallık bendeydi.Daha 2 haftada tanıdığım adama güvenmekte neyin nesiydi?Komik olan ise bundan çok yakın bir zamanda kimseye güvenmem gerektiğinin farkına varmış olmamdı.

Son zamanlarda düşüncesizce adımlar atıyordum.Yapacağım şeyin sonuçlarını düşünmeden hareket ediyorum ve hep sonunda üzülen ben oluyorum.Önceden yapacağım en ufak şeyin bile sonuçlarını düşünerek hareket ederdim.Adımlarımı sağlam ve güvenceli bir şekilde atardım.Peki ya şuan?

Ufak bir kız çocuğu gibi düşüncesiz ve aptalca işler yapıyordum.
Uzun süredir konuşmayan iç sesim tekrar söz sahibi oldu.

Öylesin zaten Kayra. Aptalsın..

Haklıydı.Eğer haklı olmasaydı şuan burada olmazdım.Tanımadığım bir adamın yanındaydım.Bana zarar verebilirdi.Aslında zarar vermesi dert değildi asıl sorun bana kötü ve sonu çıkmazlara dayanan işler yaptırma olasılığının yüksek olmasıydı.Bugün gerçeği öğrendiğim an çekip gitmem gerekirdi.Fakat saçma sapan duygusal bahanelerin ardına sığınıp ona yardım edeceğimi söylemiştim.

Elimde hissetiğim acıyla gözlerimi elime çevirdim.Yine sinirlenip tırnaklarımla avuç içime işkence ettiğimi fark ettim.Sıktığım avucumu açıp ince çizgiden süzülen kanlara göz gezdirdim.Kendi kendime göz devirip cama döndüm.Bulutların arasında süzülüp ilerliyorduk.Insanlar ve evler fazlasıyla küçük görünüyordu.

Aklıma 6 yaşımda ilk uçağa binişim geldi.O zamanlar mutlu bir aileye sahiptim.Kuzenlerimin yanına Ankara'ya gidiyorduk.Babam ve ben aynı iki koltuktaydık.Annem ise hemen ön koltuğumuzdaydı.Cam kenarına geçmek için babamın başının etini yemiştim.Sonunda geçtiğimde ise büyüyünce uçan bir insan olmanın hayalini kurarak küçük camdan dışarıyı seyretmiştim.

Ozaman pembe hayallerim vardı.Şimdi ise mor göz altlarım.

Hostesin inişe geçeceğimiz ile ilgili bilgilendirmesiyle beraber küçük camdan iniş anını izledim.Kısa bir süre sonra ise ucağın kapıları açıldı.Kemerimi açıp üstteki bölümden sırt çantamı aldım ve Pars'ın hemen ardından ilerlemeye başladım.

Havaalanından çıktıktan sonra bir bankta oturduk ve Pars'ın dediğine göre bizi alacak kişiyi beklemeye başladık.

Kısa bir süreden sonra bir kaç metre gerimizde beyaz bir arabanın bize yaklaştığını fark ettim.

Büyük ihtimal beklediğimiz araba bu arabaydı.

Pars'ın da ayağa kalkmasıyla tahminimin doğru olduğunu anladım.Hızlı adımlarla arabaya ilerledim ve arka koltuğa oturdum.Arabayı kullanan kişi arabadan indi ve onun yerine Pars geçti.Arabayı çalıştırdığında kafamı cama yasalayıp etrafı izlemeye başladım.

İzmir fazlasıyla güzel bir yerdi.Yeşil alanı Istanbul'a göre daha fazlaydı ve havası sıcaktı.Sıcağı pek sevmememe rağmen buraya kelimenin tam anlamıyla bayılmıştım.

KARANLIK SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin