YEDİNCİ BÖLÜM

559 96 19
                                    

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba. Bölüm bekleyen kişileri beklettiğim için özür dilerim. Vote verip görüşlerinizi belirtin. Yorumlarınızı merakla bekliyorum. İyi okumalar.

Bu bölüm ithafı bölümü yazarken ve her zaman yanımda olan dostuma. İyi ki varsın Zeyneşok

Bölüm Müziği: Emre Aydın - Buralar Yalan

KAYALIKLAR

Bende önce Mısra'nın koluna girmiş bir eliyle burnunu tutan Efe'ye sonra Ekin'in üzerinden atladığı demir kapıya baktım. Ah cidden bu Çakma Mrs.Simian ile çok işim vardı.

...

Öğleden sonraki üç ders sakin, Efemen' siz ve Ekin' siz geçmişti. Efe başta çok diretse de yorgun hissettiği için gitmeyi kabul etmişti. Ekin'i ise gittiğinden beri hiç görmemiştim. Son dersinde bittiğini belli eden çıkış ziliyle on dakika önceden topladığım çantamı elime alıp ayağa kalktım. Mısra'nın da toparlanmasıyla kapıya yönelip sınıftan çıktım.

''Akşam buluşuyoruz. Efe Çarşamba günü akşam gidecekmiş.''

Mısra' nın sesini gürültüden zar zor duyup cevap verdim.

''Çarşamba mı? Çok erken değil mi ya?''

Oflayarak kurduğum cümleyle okul binasından çıkıp durduk.

''Yetiştirmesi gereken projeler varmış. Neyse hadi servis gidecek. Akşam konuşuruz.''

Kafamı sallayıp ellerimi hırkamın cebine soktum. Ben arka kapıya ilerlerken Mısra'da ön kapıdaki servislere yönelmişti. Ceplerimde ki akbili, kulaklığı ve telefonu çıkartıp kulaklığın bir ucunu telefona taktım. Müziğin sesini arttırırken diğer şeylerin sesinin azalması her zamanki gibi mutlu hissettirmişti.

Seri adımlarla durağa varıp kaçırmamış olmayı dilediğim 130A' yı bekleme başladım. 15.35' de okuldan çıkıp 15.45'deki otobüse yetişmek zor oluyordu. Çünkü her gün benden küfür yiyen yokuş durağa gelene kadar nefes nefese kalmamı sağlıyordu.

Bizim okulun ve diğer iki lisenin öğrencileri durağı doldurmuşken kenarda beklemeye başladım. Bir süre sonra gelen 130A'ya binip akbilimi bastım. İki dakikada bir geçen 500T ve 130Ş'ler çoğu öğrenciyi topladığı için arkadaki boş yere geçip oturdum. Eh tabi birde ilk olarak binmemin avantajı vardı.

Otobüs hareket edip saniyeler içinde tekrar durunca kafamı kaldırıp girişe baktım. Sahildeyken Ekin'in yanında gördüğüm iki çocukla birlikte birkaç kişi otobüse binmişti. Hani durak dışı yolcu almak yasaktı? Sonra Melisa niye isyankâr?

Ne olduğunu anlamak için durdurduğum müziği tekrar açmak için mücadele etsem de Ekin'in arkadaşları konuşmaya başlamış ve ben ister istemez dinlemeye başlamıştım. Ceketimin geniş şapkasını başıma geçirip olduğum yere iyice sindim. Nefes almaya çekinir vaziyette seslerini duymaya çalıştım. Sanki nefes alsam beni fark edip hesap soracaklar gibi. Oysa burada hesap verecek olan kişi ben değildim Ekin'di. Konuşmanın bazı kelimelerini duyamasam da az çok anlıyordum. Önce siyah saçlı olan konuşmaya başladı.

''Bugün bahçede olanlar neydi öyle ya? Ekin ile hiç konuştun mu? Aradığımda telefonu kapalıydı.''

Niye telefonu kapalıydı ki acaba? Sanane kızım, diye içimden geçirirken kendi halime gülümsedim. Kendi kendime konuşmam hep vardı da kendi içimde çatışmaya düşmeyeli çok olmuştu.

Saçları Efemen'in saçlarına benzeyen sarışın çocuk konuşmaya başladı ama çoğunu duyamamıştım.

''Akşam marina da buluşalım diye mesaj atmış.''

130A (Güncellenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin