ON BİRİNCİ BÖLÜM

488 73 71
                                    

Meraba! Arkadaşlar kimse yorum yapmak zorunda değil ama o kadar emek verdiğim şeye en azından vote verirseniz sevinirim.

Bu arada tatile çıkacağım için iki hafta bölüm gelmeyecek ama döner dönmez yayınlamaya çalışacağım. Uzun bir bölüm yazmaya çalıştım. Nasıl bulacağınızı merak ediyorum. Yorum yapan herkese şimdiden teşekkürler. İyi okumalar.

BÖLÜM ŞARKILARI:

Enbe Orkestrası Feat. İlyas Yalçıntaş & Büşra Periz - Olmazsa Olmazımsın

Teoman- Mavi Kuş ile Küçük Kız

VOLEYBOL

''Anne vurma, anne acıyor, valla acıyor anne, ah anne, kavgadakilerden iyi vuruyorsun helal be anne, anne tamam, sakin ol ve o terliği yere bırak anne, bir daha kavgaya girmeyeceğim anne.''

Sesleri kesilince annemin abimi bıraktığını anlamıştım. Üzerime pijamalarımı geçirip kenardaki kitabımı elime aldım. Yatağa uzanıp düşünmeye başladım.

Çok mu abarttım?

Ama o da beni tehdit etti.

Kolu ağrımış mıdır?

Çok bastırmadım ama ya ağrıdıysa?

Üzülmüş müdür?

Hiç sanmıyorum.

Oflayıp elimde ki kitaba odaklanmaya çalıştım. Yarım saat geçmeden gözlerim kapanınca kitabı kenara bırakıp yanımdaki Poli'ye sarıldım.

...

Kapının yanındaki spor çantamı elime alıp kapıyı kapattım. Dün bir ara uyanıp yemek yedikten sonra tekrar uyumuştum. Evet, bazen sırf acıktığım için uyanıyorum. Bugün kahvaltı yaptığım için direk durağa yönelip 130A' yı beklemeye başladım. Otobüsü beklerken kulaklığımı takıp Olmazsa Olmazsımsın şarkısını açtım ve sesini yükselttim. Şarkının anlamı gülümsetirken gelen otobüs için bir adım öne çıktım. Akbilimi bastıktan sonra her zamanki gibi arkaya ilerleyecekken gördüğüm kişiyle durakladım.

Ekin Çınar her zaman oturduğum yerde başını cama yaslamış, kulaklığı takılı bir şekilde uyuyordu.

''Çoktan sen yarim olmazsa olmazımsın
Sen iki meleğimin kanatlarısın
Hem kâbus nedenim hem rüyalarımsın
Geçmiş yollar gelecek yıllarımın anlamısın''

Kulaklığı kulağımdan çekip yanında bulunduğum boş yere oturdum. Ona sırtımı dönerken aklımdaki fısıltılar kavgaya başlamıştı bile.

Bir saat boyunca aynı otobüste mi olacağım?

Bu ilk değil ve tüm gün boyunca aynı çatı altında oluyorsunuz.

Ama şimdi bana kızgınsa?

Kızgınsa ne olacak sanki?

Ama şimdi...

Şimdi ne?

Kısaca oflayıp kulaklığımı tekrar taktıktan sonra çantamdan yeni başlayacağım Ada kitabını çıkardım. Kitaba odaklanmaya çalışırken bir süre sonra uykum gelince yetmişinci sayfasına geldiğim kitabı çantama koydum. Alnımı ovalayıp hangi durağa geldiğime baktım. Dört beş durak olduğunu görünce beklemeye başladım. İneceğim durağa yaklaşınca ayağa kalktım. Ben orta kapının önünde dururken Ekin'de ayaklanmış, bana yaklaşmış ve arkamda durmuştu.

Niye arkamdasın anlatsana biraz?

Hafiften gergin hissetsemde üç dakika içinde ineceğimi kendime hatırlatıp rahatlamaya çalıştım. Kapı önünde dört kişi beklerken kimsenin stop düğmesine basmadığını fark ettim. Elimi kaldırıp düğmeye basarken telefonuna bakan Ekin'de elini kaldırmıştı. Düğmenin üstünde birbirine değen ellerimizle başını telefondan kaldırırken hafifçe arkama döndüm. Göz temasını anında bozup önüme döndükten sonra elimi indirdim. Düğmenin üstünde değen ellerimiz kalplerimizin üstünde birleşse ne güzel olur değil mi? Elimi ceketimin cebine koyup otobüsün durmasını bekledim.

130A (Güncellenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin