-Sanırım dudaklarında...
-İstemiyorum.
-Artık çok geç, diyip dudaklarının değdiğini hissedecektim ki kapı çaldı. Bir an kurtulduğumu sandım ama bir sorun var bu gelen kişi kim? Zor bir şekilde üzerinden indikten sonra Jung'un elinden tutup merdivenlerden çıkarmaya başladım. Ben ne yapıyorum yaa evimde bir erkek var ve ben onu saklamaya çalışıyorum. Hayatımın o ana kadar olan en utanç verici olayıydı galiba.
-Sessiz ol! dedim.
-Niye ya, dedi onu çekiştirirken.
-Gelenin kim olduğunu bilmiyorum da o yüzden, dedim merdivenler yeni bittiğinde.
-Ne olacak ki, dedi. Bu çocuk resmen safın teki... Bu yüzden ona hiçbir açıklama yapmadan:
-Ne olacağı boş ver gel benimle, dedim. Odanın kapısını kapatıp aşağıya doğru koşmaya başladım. Artistik bir hareketle kayıp kapının kolunu açacaktım. Artistik hareketi yaptım ama düştüm. Hep böyle oluyor zaten. Ayağa kalktım, kapıya yöneldim derin bir nefes alıp kapıyı açtım karşımda duran kişiye şaşkın bir şekilde 'Büyükbaba!' diyerek bağıdım. Tabii ki şaşırmamıştım, bu saatte habersiz ondan başka kimse gelmezdi.
-Ne oldu şaşırdın bakıyorum, dedi bastonuyla beni itip salona yöneldi.
- Beklemiyordum da ondan.
-Torunumun evi değil mi gelirim, dedikten sonra koltuğa oturdu. Zaten bu evde benimle alakalı olan herkesin hissesi var.
-Gelirsin tabi de hangi rüzgar attı seni?
-Annen seni merak etmiş ondan geldim.
-Ah anne
-Ne dedin anlamadım
-Yok bir şey.
-Bana çay getir. Emredersiniz kumandanım asker selamı verdim-arkası dönükken-.
Bunların hepsi Jung'un yüzünde ne olurdu bağırmasaydı. Büyükbabama çay hazırlarken bir yandan da Jung'u nasıl çıkaracağımı düşünüyordum. Büyükbabamın şoförü kapıdadır neyse gittikten sonra çıkacak mecbur. Çay hazır olunca küçük bir tepsiye koyup götürdüm.
-Büyükbaba ben de tam yatacaktım, deyip elimi ağzıma götürüp esnermiş gibi yaptım.
-Öyle mi sen yat ben bu gece buradayım zaten.
-Burada mı kalacaksın, gibi saçma bir soru sordum.
-Bir sorun mu var?
-Yok, bir sorun yok, niye kalıyorsun ki?
-Senin uykun yok muydu?
-Vardı gidiyordum bende, dedim ve merdivenlere yöneldim. Ama hızlıca geri döndüm.
-Büyükbaba şoförün kapıda, adamcağızı gönderde evine gitsin bari arabada mı uyusun adam yazık, dedim.'Adamı öcüler mi yesin' de diyecektim ama bunun için fazla büyüdüğümü fark ederek büyükbabama iyilik perisiymişim gibi bakmaya başladım.
-O araba evinden rahat ayrıca ben hastalansam beni kim hastaneye götürecek.
-Ben götürürüm, dedim.
-Senin araban serviste değil mi?
-Sen nerden biliyorsun?
-Servis beni aradı oradan, dedi. Yapacak hiçbir şey yok yukarı çıkıp onu nasıl göndereceğimi bulsam iyi olur. Merdivenlerden umutsuzca çıkarken nerdeyse ağlayacaktım. Odanın kapısını yavaşça açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Casus Sevgilim
Novela JuvenilAşk; her şeye rağmen tüm dünyayı karşına almak mıdır? Kendinden nefret etmek midir? Korkmak mıdır? Ya da özlemek mi? Aşk beklemektir; tüm dünya düşmanın olana kadar, en küçük tebessümünü kendinden esirgediğin güne kadar, gözüne gelen ele aldırmayan...