"Ben de onu soracaktım Jungkook. Bir şey mi oldu? Dün her şey çok iyiydi. Bana kötü davranmadın. Ama şimdi yine suratıma bile bakmıyorsun."
Jungkook bakışlarını ayaklarına yöneltti.
"Söylemiştim. Yalnız olmayı seviyorum. Arkadaşını görünce de gitmek istedim."
Sinirlenerek başımı salladım.
"Pekala. O zaman benim de gitmem gerekiyor. Yalnız olmayı sevdiğine göre."
Arkamı döndüğümde Jungkook bileğimi tuttu.
"Yalnız olmayı seviyorum. Ama seninle olmak da hoşuma gidiyor."
"Jungkook..."
Jungkook başını utançla kaldırıp bana baktı. Kötü çocuk gitmiş utangaç biri gelmişti sanki.
"Sana söyledim. Neden böyle yabani olduğumu günü geldiğinde anlatacağım."
Jungkook elimi bıraktıktan sonra önümde eğildi.
"O zamana kadar sorma lütfen. Kapatıyorum. Görüşürüz."
Böğürtlen poşetini yere koyup kapıyı kapattığında elimi kaldırıp baktım.
Neden bu çocuk her elimi tuttuğunda tuhaf hissediyorum? Poşeti alıp merdivenlerden indiğimde dairem boştu. Chin Sun telefonuma bir mesaj bırakmıştı.
CS: 'Akşam bara gideceğim. Bu yüzden kıyafet seçip tavlayacağım adamlar listesinden birini seçmeliyim. Kiramı yine ödemedim evde kalamam. Bu arada Jungkook meselesini '
Böğürtlenleri tezgaha bıraktıktan sonra kap çıkartıp lavabonun içine koydum. Poşeti kaba döktükten sonra içinden düşen kağıda baktım.
'Eğer yeniden bir çirkinden kurtulman gerekirse numaram: X '
Gülümseyip numarayı telefonuma kaydettim ve Jungkook'a mesaj attım.
'Eğer yaralarını sarman gerekirse her zaman burdayım Jungkook.'
Kısa bir süre sonra telefonuma mesaj geldi.
'İyi ki varsın Jun Eun...'
Ben.. Çığlık atacaktım. Bunu yapmak zorundaydım. Ama yaparsam yukarı ses gidecekti ve benim sasaeng olduğumu bile düşünebilirdi. Bu çocuk bana farklı hissettiriyordu. Ondan... Ondan etkileniyordum.
.
.
Akşam olmak üzereydi. Güneş batıyordu ve penceremden içeri son ışık hüzmeleri giriyordu. Telefonuma mesaj geldiğinde elimdeki kitabımı bıraktım.
Jungkook: 'Akşam bir şey yapıyor musun?'
JE: 'Hayır. Sen?'
Jungkook: 'Aslında bir planım var.'
JE: 'Neymiş o plan?'
Jungkook: 'Akşam seni birileriyle tanıştıracağım. Seni dairenden saat 8'de alırım.'
Heyecanla ayağa kalktım ve tuvalete gittim. Aşırı çirkin gözükmüyordum ama hafif makyaj yaparsam iyi olacaktı. Saçlarımı açıp ellerimle düzelttikten sonra dolabıma gittim. Kimlerle tanışacağımı bilmiyordum ama heyecanlanmıştım. Dolabımdaki en sade elbiseleri alıp giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.