Önceki Bölümde: "Sen benim konuşmalarımı mı dinliyorsun?""Hayır ben sadece kr-"
"Evet, krepleri yaktığımı duydun ve bana krep yaptın öyle mi?"
"Evet."
Tebessüm ettim. Sonunda beni anlamıştı. Jungkook tiksinerek tabağı inceledikten sonra sordu.
"O üstündeki ne?"
"Akçağaaç şurubu. Büyükannem kendi elleriyle hazırladı. Çok faydalı."
Jungkook sırıttı ve gözlerimin içine baktı. Gözlerinden ateş çıktığı belliydi.
"Üstüne büyük bir sümük güllesi atmışsın gibi duruyor."
Daha sonra hızla suratıma kapıyı kapattı.
Dolan gözlerimi ovuşturup tabağı kapının önüne bıraktım ve aşağı indim. Kendim için de biraz ayırdığım krepleri çöpe atıp gözümden gelen yaşların akmasına izin verdim.
"Sinir oluyorum!"
Daha sonra masaya oturup kafamı ellerimin arasına aldım.
"Bir daha sana insani davranırsam ne olayım. Serseri... Sanki ben meraklıyım sa-"
Çalan kapı zili üstüne sözlerim bölündüğünde göz yaşlarımı silerek ayağa kalktım. Kapıya yanaşıp umursamaz bir şekilde sordum.
"Kim o?"
Ses gelmemişti. Genelde gerilim kitapları okurdum bu yüzden herhangi bir olay olduğunda aklımdan kurgular yapar kaçış yolları düşünürdüm. Belki de bu da o anlardan biriydi. Sabırlı olmalıydım. Arkadaki bir katil bile olabilirdi.
Sorumu tekrar sormak için nefes aldığımda kapının arkasındaki ses sinirle fısıldadı.
"Açacak mısın?"
Kapıyı hızla açtığımda Jungkook içeri girdi.
Şaşkınlıkla ona bakıyordum. O da aynı şekilde bana. Üzerini düzeltip kekeledi.
"Ya-Yani. Müsaitsen gelecektim."
Sinirle cevapladım.
"Zaten şuan evimdesin."
"Doğru."
Jungkook bir adım atıp dışarı çıktı ve kapıyı çaldı. Daha sonra yüzüme bakarak sordu.
"Girebilir miyim?"
"Sümüklerim seni öldürmediyse tabi."
Daha sonra elinin arkasında duran tabağı gösterip yapmacık bir şekilde gülümsedi. Kendini affettirmeye çalıştığı belliydi.
İçeri girdikten sonra tabağı masanın üstüne bıraktı ve bana döndü.
"Neden kurbağa gibi gözüküyorsun?"
"Ne?"
"Ah, hep mi böylesin?"
"Beni dinle Jeon Jungkook: Seni ekranlara taşıyan, uğruna çığlıklar atan kızlardan değilim. Öncelikle bunu bilmelisin. İkincisi ise sana hayran olmadığım gibi bana bu şekilde de davranamazsın."
Jungkook biraz önce 'sümük' dediği şuruba kreplerini daldırdıktan sonra dediklerimi duymamazlıktan gelip sordu.
"Kaçlısın?"
"96."
"95. Bu durumda bana oppa mı diyeceksin?"
Saçlarımı yolup bağırdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
(ASKIDA) Hayatıma Girdiğin Gün -Jeon Jungkook
FanficGürültücüsün, uyurken mırıldanıyorsun, patavatsızca konuşuyorsun, kahve içmeden asla evden çıkmıyorsun; sevmekten ve sevilmekten korkuyorsun, sarılmaktan, sevildiğini hissetmekten ölesiye korkuyorsun. Yalnız olmayı sevdiğini söylüyorsun. Ekranlardak...