19 - 3 "Kimlik Hırsızı"

229 26 51
                                    

(03.03.2016, Günümüz, Ankara)

Herkese Özgürlük Partisi'nin başkanı Fatih Tunçkaya ekranlardaydı gene. Ağrı Krateri önünde milletvekili Baran Altaş'ın Özel Takım ile beraber gitmesinin yanlış anlamlara çekilmemesi gerektiğini açıklıyordu.

"Evren aynı gün içerisinde onlardan ayrıldı. Sadece hassas bir konuda bilişim danışmanlığını yaptığını iletti bizlere, eski dostluklarının hatrına onlara bir iyilikte bulunmuştur kendisi."

O sırada Hatice Çelikay'ın sunumuyla Özel Takım üyelerinin tutuklanma kararıyla ilgili sıcak bir gelişme yaşandığı haberi girmişti araya. General Serhat Seçkin, şaşkınlıkla hastanede kaldığı odada duvara asılı televizyonda haberleri izliyordu.

"Anlaşılan Kuzgun lider olma yolunda emin adımlarla ilerliyor," diye yorumda bulundu ve durum karşısında gülmeden duramadı. Sinirleri bozulmuştu. Attığı kahkaları bir süre tutmakta zorlandı, ama kendisine zor da olsa gelebildi.

Birazdan onu da almak için geleceklerini biliyordu. Sakince bitirmiş olduğu çorbanın kasesini kenara koydu ve televizyonu kapattı. Arkalarında askerlerle yetkililerin koridordaki ayak seslerini duyuyordu.

Yine de içinde anlamlandıramadığı bir huzur vardı. Sakindi ve gülümsüyordu. Her şeyin bittiğinin de farkındaydı, ama umurunda değildi. Ne de olsa ileride tarih kitapları gerçekleri yazacaktı.

"Ben yaşlı bir adamım, size zararım dokunmaz," diye karşıladı alaycı bir ses tonuyla birden sayamayacağı sayıda askerin hastanedeki odasına doluştuğunu görünce. "Sonuçta ben de sizin gibiyim, özel insan değilim,"

Onun bu sözlerini pek umursamadıkları ortadaydı. gelen askerlerden birinin kelepçe çıkarmış olması General'e gerekli mesajı veriyordu. Sakince bekledi, hiçbir tepki vermedi. Neden onu da tutukladıklarını sorgulamadı bile. Artık yorulmuştu, bu meselelerden uzaklaşmak istemişti ama bunu bile becerememişti.

"Beni herhalde Ada'ya koymazsınız, öyle değil mi?" diye sordu yanıtını almayacağını bilerek ama aklını karıştırmamış değildi, nasılda o demin de belirttiği gibi özel insanlardan biri değildi.

(03.03.2016, Günümüz, Delhi, Hindistan)

"Hayır, Starfell orada tek başına kaldı," diye haykırmıştı Kuzgun. Üniversite, onların gitmesinin ardından sakinleşmişti. Jet ile uzaklaşmalarının sonrasında bir daha dönmeyeceklerini düşünmüş olmalılardı. Askerler ve yetkililer üniversiteden gitmiş görünüyorlardı ülkeleri için güvenlik tehdidinin bitmiş olduğunu düşünerek.

"Bir çizim daha yapabilirim," demişti Manuel hemen. Hata yaptığını kabul ediyordu.

"Buna vaktimiz yok. Bizi kimse fark etmeden Suresh'i bulmamız gerekiyor," diye araya girdi İklime.

"Onu öldürmezler herhalde, Kuzgun? Sonuçta kendi ülkesinin vatansever bir askeri," diye sakinleştirdi Klik de.

"Sanırım haklısınız. Buradaki işi halledelim, ardından Starfell'i kurtaralım," dedi Kuzgun yılmış bir şekilde. Operasyonu yönlendiren kişi oydu, duygusal davranmaması gerekiyordu. O yüzden buraya gelme nedenlerine odaklanmaya çalıştı, yine de aklı hala Starfell'deydi. Onu sevdiğini sözcüklere dökebilmişti ilk defa, ancak Starfell onu duyamamıştı. Bu yüzden kendisini suçluyordu ister istemez.

Üniversitenin bahçesinde gizlice yol alıyorlardı. Victor gizlenerek yol bulma konusunda ne kadar uzman olduğunu ispatlamıştı, onların kimselere görünmeden ilerlemesini sağlıyordu. Kendisi gölgelerin içerisinden de ilerleyebiliyordu özel yeteneği sayesinde. Onlara kapıları açıyor ve önden giderek tehlikeyi haber veriyordu.

Son İnsanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin